9 Şubat 2020 tarihinde Azerbaycan'da yeni parlamento seçimleri düzenlenecek. Bu sürecin Azerbaycan toplumu için en büyük özelliği, ilk kez ülkede parlamento ve meclis seçimlerinin erkene alınması. Seçimlerin erken tarihte düzenlenmesi için Azerbaycan Meclisindeki çoğunluk ve iktidardaki Yeni Azerbaycan Partisi'nin (YAP) milletvekilleri Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'e gönderdiği yazılı bir müracaatla kısa sürede parlamento seçimlerine gidilmesini önermişti. Anayasa Mahkemesi'nin de onayı alınmakla parlamento feshedilmiş ve normalde sonbaharda düzenlenmesi gereken seçimlerin tarihi öne çekilmişti.
Azerbaycan'ın deneyimli gazetecilerinden ve analizleri merakla karşılanan siyaset yorumcularından olan Bakü'den de bağımsız milletvekili adayı olan Taleh Şahsuvarov ile Azerbaycan'da gerçekleşecek seçim üzerine konuştuk.
SEÇİMLER NEDEN VE NASIL ERKENE ALINDI?
Taleh Şahsuvarov seçimlerin erkene alınmasının nedenlerini şu şekilde açıkladı:
Parlamento seçimlerinin daha erken bir tarihte düzenlenmesi varsayımı Azerbaycan'da birçok siyasi, yorumcu, bağımsız gözlemciler tarafından hep dile getiriliyordu. İktidar partisi yetkilileri, o sırada iktidarın üst düzeyinde yer alan bazı “ağır top”lar ısrarla gündemlerinde böyle bir mesele olmadığının altını çiziyorlardı. Oysa gözlemciler parlamento seçimlerinin daha erken tarihte düzenlenmesi için birçok önemli nedenden bahsediyordu. Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, toplumun ve devlet yönetiminin tüm alanlarını kapsayan reformlar gerçekleştirmek için sistemli bir siyaset yürütüyordu. Aliyev, reformların başarılı bir şekilde devam edebilmesi, amaçlarına kavuşması, kısa, orta ve uzun vadede milli menfaatlar açısından yüksek düzeyde etkili olması için parlamentonun da değişmesi, Anayasa'da tespit olunmuş işlevlerini usulünce gerçekleştirmesi, parlamentoda mevcut olan oligarşik maliye gruplarının temsilcilerinin reformları riske sürükleme ihtimalini göz ardı edemezdi.
Rüşvet ve yolsuzlukların sistemi tıkadığını, bu mekanizmanın içerisinde milletvekillerinin de olmasının reformları olumsuz etkilediğini ifade ederek açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"EN BÜYÜK SORUN HİÇ KUŞKUSUZ; RÜŞVET VE YOLSUZLUKLARDI"
Aliyev'in yürüttüğü reform politikaları devlet kurumlarının mobilizasyonunu, ekonomik teşebbüslerin önünün açılmasını, vatandaşların sosyal haklarının desteklenmesini, mahkemelerin bağımsızlaşdırılmasını, ülkede insan kapitalinin geliştirilmesini esas hedefler olarak görmekle, toplumun siyasi tekamül yolu ile ilerlemesine hizmet ediyor. Azerbaycan'ın bu reformlar sonucunda tüketici toplumdan üretici topluma geçebilmesi için en büyük sorun hiç kuşkusuz; rüşvet ve yolsuzluk mekanizmalarıydı. Bu mekanizmaların içerisinde yer alanların milletvekili sıfatı taşıması reformların perspektifini riske atıyordu.
Taleh Şahsuvarov
'VEKİLLER MİLLETİ KENDİNE GÜLDÜRÜYORDU'
Taleh Şahsuvarov, Aliyev'in partisinin sandıktan birinci parti çıkacağını belirterek şu açıklamalarda bulundu:
Azerbaycan parlamentosu ile toplum arasında çelişkiler vardı. Yaşları iyice ilerlemiş, zihinsel olarak yeni çağın çağrılarından büyük ölçüde geri kalan milletvekilleri halkla ilişkiler kurmakta başarılı olamıyor, sosyal ağların son derece etkin olduğu bir devrede basına vermiş oldukları açıklamalarla ya milleti kendilerine güldürüyor, ya da toplumda kendilerine karşı kızgınlık yaratıyorlardı.
'ALİYEV İŞARET ETMİŞTİ'
“Zamanın ruhu”nu asla duyamayan parlamento üyelerinin halkın da, iktidarın da yakasından bir türlü inmesi gerekiyordu. 2019 yılının başlangıcında Cumhurbaşkanı İlham Aliyev ulusal bir televizon kanalına konuşmuş, söz konusu olan röportajda iktidarın kalitece yeni döneme geçmesinin anonsunu vermişti. Bu açıklama ile Aliyev, Azerbaycan iktidarının ve bürokrasinin etkin olduğu bir idarecilik üslubundan vazgeçerek, siyaset bilimcilerinin “adhokrasi” şeklinde tanımladıkları anlayışa dayanarak hareket etmesini işaret etmişti.
'F5 TUŞUNA BASILMASI KAÇINILMAZ GÖZÜKÜYOR'
Adhokrasi modeli ile idarecilik vatandaşların devlet ve toplum hayatında aktif katılımcılığına yol açmakla, bürokrasinin halkla ilişkilerde kanunları gözetlemeye zorluyor. İlham Aliyev'in realize etmekte olduğu çağdaş model, öncelikle onun bir siyasi lider olarak kendine tam güveninin ve yeni nesil iletişim teknolojilerinin hızla yaygınlaştığı, “ikinci ekran”ların geleneksel medyanın çok çok ötesine geçtiği bir çağda modern çağrılara pozitif reaksiyon vermiş olmasının göstergesidir. Eğer hakimiyetin bir kolunda yürütme, bir kolunda adhokratik model ön plana çıkıyorsa, yönetim biçimini toplumdan gelen insiyatifler şekillendiriyorsa, hizmet alanları genişliyor, yeni kaynaklar aranıyorsa yasa çıkarıcı organ olan ve sadece yasa çıkarıcı organ olmayarak siyasetin tartışıldığı bir temsilciler platformu niteliği taşıyan parlamentonun da “refresh” edilmesi için “f5” tuşunun basılması kaçınılmaz gözüküyordu.
'LAİK BİR CUMHURİYET OLMAKLA...'
Parlamento seçimlerinin erkene alınmasına dış faktörlerin etkisini de göz ardı etmemek gerekir. Azerbaycan eski bir Sovyet ülkesi, nüfusunun neredeyse tamamı Müslüman olan laik bir cumhuriyet olmakla kendi bağımsızlığını, anayasal sistemini korumak ve devamlı kılmak için tüm yakın ve uzak devletlerle pragmatik ilişkiler kurmak, bölgesel olaylar silsilesini yakından takip etmek zorunda. Bir ara uluslararası stratejik projelerde yer alan Azerbaycan'ın “İran meselesi”ne jeopolitik hassasiyetin arttığı bir dönemde özellikle dikkatli politikalar izlemesi gerekmektedir.
ERKEN SEÇİMLERİN SONUÇLARI NE OLACAK?
Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in lideri olduğu YAP, uzun yıllar iktidarda olmasının avantajı ile Azerbaycan'daki 125 seçim bölgesinin hepsinde çok iyice organize olmuş ve adeta “seçmen kaleleri” kurmuş. Tam da bu yüzden seçimlere katılmış 19 siyasi partiden herhangi biri iktidar partisini yenilgiye uğratacak potansiyel barındırmıyor. Lakin şu gerçek, YAP'ın parlamentodaki 125 milletvekili sandelyesinin hemen hemen hepsini kazanacağı anlamına gelmiyor. Seçim sistemine göre, Azerbaycan seçmenleri partilere değil, adayların direkt olarak kendisine oy veriyorlar. Bu ise iktidar partisinin iyi adaylar çıkartamadığı seçim bölgelerinde diğer partilerin ve bağımsız adayların zafer kazanması için fırsat yaratıyor. Büyük fotoğrafa baktığımızda ise, şu tespitleri yapabiliriz.
"PARLAMENTO HÜKÜMETİ KONTROL ETME GÜCÜNÜ ÖNEMLİ ÖLÇÜDE ARTTIRACAK"
9 Şubat seçimlerinden sonra Cumhurbaşkanlığı sisteminin yapısına uygun bir şekilde, Azerbaycan parlamentosu yürütme organını tam “gölgede koyacak” bir devlet enstitüsü olmayacak, lakin hükumeti kontrol etme gücünü önemli ölçüde arttıracak. Hükümetin çalışmalarına, özellikle bütçe masraflarına parlamento kontrolünün artmış olması, ilaveten Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in reform siyasetine hız kazandıracak, yeni politikalara halk desteğini artıracak. Bu pozitif zemin Azerbaycan'da siyasi istikrarın korunmasını ve İlham Aliyev siyasi çizgisinin iktidarda devamlığını temin edecek."
TALEH ŞAHSUVAROV KİMDİR?
Taleh Novruz oğlu Şahsuvarov 10 Mart 1977'de doğdu. Bakü'nün Yasamal ilçesindeki 20 sayılı liseden, ardından Bakü Devlet Üniversitesi'nin Sosyal Bilimler ve Psikoloji Fakültesi'nin Felsefe Tarihi bölümünden mezun oldu. Amerika Birleşik Devletleri'nin Californiya eyaletinin San Diago kentinde kamu politikaları programı üzerine eğitim gördü. San Diego kentinin onursal vatandaşı olan Taleh Şahsuvarov bir sıra bilimsel kitapların yanı sıra, “Canlanma” isimli tarihi roman yazarıdır. Azerbaycan Yazarlar Birliğinin üyesidir. Azerbaycan'ın en deneyimli gazetecilerinden ve analizleri merakla karşılanan siyaset yorumcularından biridir. Uzun süre en büyük medya kuruluşlarında Genel Yayın Yönetmeni pozisyonunda çalışmıştır. Taleh Şahsuvarov şu an Bakü'nün en önemli merkez semtlerini kapsayan 23 numaralı seçim bölgesinden milletvekilliğine bağımsız adaydır. “Reformlar merkezden başlıyor” sloganı ile effektif bir kampanya sürdüren aday olarak tarafsız kurumların yaptığı sosyolojik anketlere göre, kendi seçim bölgesinde lider konumundadır.