BIST 100 9.648 DOLAR 34,64 EURO 36,51 ALTIN 2.931,40
8° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Ayşe Kulin'den Erdoğan'a açık mektup

Ayşe Kulin'den Erdoğan'a açık mektup

Yazar Ayşe Kulin AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan'a açık mektup yazdı

Cumhuriyet gazetesinde Olaylar ve Görüşler köşesinde yayınlanan mektup şu şekilde:

Cumhurbaşkanım,
Dün akşam saatlerinde okuduğum, kim veya kimler tarafından yazıldığını bilme­diğim sosyal medya üzerinden yayılmak­ta olan çağrıyı ben kısaltıp kişileştirerek si­ze bir açık mektup olarak sunmaya karar verdim.
Ben size açık mektup yazmaya alışkınım ama dilerim bu üçüncü ve son mektubum olur çünkü aşağılanmaya, aptal yerine kon­maya sabrın bittiği yerdeyiz!
Benim sabrım biterse benim dünyamda hiç bir şey değişmez, ben mütevekkil ya­pıda biriyim, hayatın yükünü de, bana ya­pılan haksızlıkları da sırtlanıp, isyan etme­den bu yaşıma kadar yürüdüm. Yine öy­le yaparım. Ama bu günün gençleri benim kuşağım gibi değil. Aynı terbiyeyi almadı­lar, aynı eğitimi görmediler. Siyasi görüş­leri ne olursa olsun, hırslı, kızgın ve bencil­ler. Bir kısmı gerçekleşmeyecek beklenti­ler içinde, bir kısmı ise umutsuz! Dua ede­lim, onların sabrı tükenmesin. Çünkü onla­rın delikanlılıklarını sömürerek onları ben­cil siyasetlere alet eden söylemler sonuç­ta büyük sorunlara yol açabilir ki düzeltme­si kolay olmaz.
Bizler, yani siz başta olmak üzere he­pimiz çocuklarımıza savaşa bulaşmadan, cephelere bölünmeden, bu topraklar üs­tünde kardeşliğimizi yitirmeden huzur için­de ve hür yaşamanın mümkün olduğunu is­pat etmeliyiz. Demokrasinin bir bayrak de­ğiştirme rejimi olduğunu önce kendimiz iç­selleştirip, sonra onların içine sindirmeli­yiz. Kürt, Ermeni, Laz, Süryani, Sünni, Ale­vi, Yahudi, Hıristiyan, inançlı, inançsız bü­tün yurttaşlarımızla barış ve huzur içinde yaşayabileceğimizin mümkün oluğunu on­lara göstermeliyiz. Özellikle gençler kin ve nefret sözleriyle ayrışmadan, onların öf­kelerini dindirmeli, barış içinde bir ülke­de yaşamayı umut etmelerini sağlamalıyız. Ömür biter ama umut hiç bitmez! İşte ben de bu mektubu az kalan ömrümde umudu­mu hâlâ diri tutmak adına yazıyorum.
Şu anda ülkemin Cumhurbaşkanı sizsiniz. Başvuracağım merci de dolayısıyla sizsiniz. Hangi suçla suçlandığımızı bilmeden, darbey­le terörle hiç ilgimiz yokken yalan ihbarlar­la, sahte delillerle işimizden, mesleğimizden atılmadan ya da uzun yıllara mahkûm edilme­den, keyfi kararlarla işimizin, emeğimizin eli­mizden alınmasına duçar kalmadan, kadın ol­duğumuz için hırpalanmadan, örtülü veya kısa etekli kadınlarız diye aşağılanmadan, en adi suçları işleyip sırf tarikat mensubu olundu­ğu için cezasız kalanlara katlanmadan, onu­rumuzla yaşamak istiyoruz. Hakkın, hukukun, adaletin hüküm sürdüğü bir ülke umut etmek istiyoruz.
Duyun bizi! Bizi duyun!

Ayşe Kulin