Dere’nin annesi Nesrin Aslan, “Kararı duyunca umudum olmadığı halde öfkelendim. Tesadüfen yaşıyoruz. Bayram, doğum günleri gibi neşeli telaşlar çok geride kaldı. Bana uğramıyor” dedi.
Üniversite öğrencisi Şule İdil Dere (23), 12 Mayıs 2016 tarihinde İstanbul Kadıköy’deki Yoğurtçu Parkı’nda yaya-bisiklet yolunda, Kurbağalıdere’den balçık taşıyan İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne (İBB) ait hafriyat kamyonunun çarpması sonucu yaşamını yitirdi.
Kamyon şoförü Mümin Kılıç’a “Taksirle ölümüne neden olma” suçundan 3 yıl 10 ay 20 gün hapis cezası verildi. Kararda 4 sanık beraat etti, 2 sanık da adli para cezasına çarptırıldı. Dere Ailesi karara itiraz etmişti fakat henüz sonuçlanmadı.
Cumhuriyet’ten Zehra Özdilek’in sorularını yanıtlayan anne Nesrin Aslan kararı, “Kim ne yaparsa yapsın değişmeyecek olanı çok iyi biliyor, yaşıyorum. Ayrıca hukuk sürecinin ilk adımı da değil, başından beri yeterince deneyim biriktiği için umut gereksiz ve lüks olurdu zaten. “Herkes aklı ne kadar eriyorsa ve kendine nasıl yakıştırıyorsa öyle davranır” diye sevdiğim çokça kullandığım bir söz var. Anayasa Mahkemesi de öyle yapmış. Hukuk, adalet, vicdan genel olarak ne kadar kaldıysa o kadar bile olamamış. Her adımda koca kurumların kural çiğnemesine öfkeyle tanıklık ederek nereye kadarsa oraya kadar, vazgeçmemi kimse beklemesin. Yaşanan sadece beni ağlatmasın. Bu büyük kurumların da “ne yapıyoruz” diye ağlaması gereken bir durumdan söz ediyorum. Çok acıklı ama gerçek bu” diye değerlendirdi.
“Bayram, doğum günleri gibi neşeli telaşlar çok geride kaldı. Bana uğramıyor” diyen anne Aslan, “Geçen yıla kadar gençlerden bile uzak duruyordum. Şu kadardı; İdil’le aynı yaşta kızını, oğlunu evlendiren sevdiğim arkadaşlarım bana sözünü bile etmediler. Elbette onları anladım ve daha çok sevdim” diye konuştu.