BIST 100 9.640 DOLAR 34,65 EURO 36,72 ALTIN 2.937,30
8° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Aygül Doku: Erdoğan’dan kızımızın kemiklerini istiyoruz

Aygül Doku: Erdoğan’dan kızımızın kemiklerini istiyoruz

Tunceli’de 5 Ocak’tan bu yana haber alınamayan Munzur Üniversitesi 2. Sınıf öğrencisi Gülistan Doku’nun ablası Aygül Doku ve aile avukatı Ali Çimen önemli açıklamalarda bulundu. Abla Doku, etkin bir soruşturma yürütülmediğini ve sorumluların bir an önce ortaya çıkarılıp cezalandırılmalarını istediklerini dile getirirken ‘Biz kızımızı istiyoruz, kızımızdan vazgeçmeyeceğiz’ diyerek yetkililere ve topluma duyarlı olma çağrısında bulundu.

Melis ÖNDEROĞLU / KRT WEB

Tunceli’de Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi bölümü 2. Sınıf öğrencisi 21 yaşındaki Gülistan Doku’dan 268 gündür haber alınamıyor. Gülistan Doku için yapılan baraj gölü arama çalışmaları 18 Ağustos tarihi ile sonlandırılmıştı, bunun üzerine anne Bedriye Doku ve abla Aygül Doku, 7 Eylül tarihinden itibaren Seyit Rıza Meydanı’nda bir oturma eylemine başlamıştı.

23 Eylül’de ise, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile görüşen Doku ailesi, önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmek için Soylu’dan söz almıştı. Erdoğan görüşmesinin, bu haftaiçi yapılması bekleniyor…

‘GÜLİSTAN İNTİHAR ETTİ AMA GÜLİSTAN YOK’

Gülistan Doku’nun ablası Aygül Doku, ‘Kızınız intihar etti’ sözleri için isyan ediyor ve şüphelilerin hala neden sorgulanmadığını soruyor.

Abla Doku, ‘’Biz Gülistan’ın kaybolduğu günden beri bir şey öğrenemiyoruz. 268 gündür ona ne olduğunu bilmiyoruz. Gülistan’dan sonra kaybolan herkes bulunuyor ama Gülistan bulunamıyor. Bize ‘suda’ dediler ama eğer sudaysa bize ceset vermeleri gerekirdi. İntihar olması için ortada bir ceset olması lazım değil mi? Ki bana Gülistan’ın cesedini sudan çıkartıp verseler, intihar ettiğine yine inanmazdım. Bir insan neden intihar etsin durup dururken? Bir iddia ortaya atılıyorsa, ‘İntihar etti’ deniliyorsa bize ceset vereceklerdi. ‘Gülistan intihar etti ama Gülistan yok.’ Bu ne kadar büyük bir çelişki…’’ diyor.

'MECLİSİN ÖNÜNDEN KALKMAZDIM, ÜSTÜME BENZİN DÖKER…'

Abla Doku, Gülistan’ın en son görüştüğü kişi, dosyanın şüphelisi Zainal Abarakov ve polis olan üvey babası Engin Yücel hakkında ise şu ifadeleri kullandı:

‘’Zainal’ın polis olan babası, ‘Bir insandan nasıl 9 aydır nasıl hiçbir iz çıkmaz, ses çıkmaz. Bu işin altında çok şey var. Sabrediyorum, yakında ortaya çıkacak.’ diyormuş. Bu cümleler neye işaret? Bu işin altından ne çıkabilir? Bize, ‘Ben sizin yerinizde olsam Meclis’in önünden kalkmazdım, üzerime benzin dökerdim.’ diyor. Tüm bunlar soru işareti uyandırıyor bizde. Üstelik bunları söyleyen bir polis memuru. Kızını arayan 57 yaşındaki annem gözaltına alınıyor, şüpheli Zainal Abarakov ve babası Engin Yücel, 24 saat dahi gözaltına alınmıyor, sorgulanmıyor.

Kaldı ki Zainal, Gülistan’la arkadaşlık yaptıysa, konuştuysa; insan hiç arkadaşını merak etmez mi? Şu an yeri göğü inletmesi lazım. Apar topar kaçmaya çalışıyorlar, gece yarıları evi boşaltmaya çalışıyorlar. Bunlar normal şeyler değil. O ailenin ‘Bu kızı bulmamız lazım, biz zan altında kalıyoruz’ diye düşünerek çaba göstermesi gerekiyordu.’’

‘HER ŞEYİ YARIM BIRAKTILAR’

Abla Doku, kardeşi Gülistan ile kaybolmadan bir gün önce mesajlaştığını belirtirken, Gülistan’ın gelecek hayallerinden, okumayı sevdiğinden ve kendisinden kitap istediğinden bahsetti. Aile, eğer Gülistan’ın sorumluları bunun cezasını ödemezse, ‘’Adalete ve hukuka inancımız bitecektir’’ diyor.

SON GÖRÜŞMEYİ ANLATTI

Abla Doku konuşmasını şöyle sürdürdü:

‘’Gülistan kaybolmadan bir gün önce konuşmuştuk. ‘Ne yapıyorsun?’ dedim, ‘Pazartesi günü sınavım var o yüzden ders çalışıyorum, not çıkarıyorum’ dedi. Ben de ‘Derslerini aksatma, çok iyi çalış’ dedim. ‘Tamam’ dedi. Son konuşmamız buydu. Hatta, daha sonra geldim, arkadaşlarına Gülistan’ın not çıkarıp çıkarmadığını da sordum. Çıkartmıştı, notlarını gördüm.

İki gün öncesinde de benden kitap istemişti. YKS sınavına girecekti. İkinci üniversitesini okuyacaktı. Böyle hayalleri olan bir kız neden yok olsun ki? Kitaplarını hazırlamıştım, kitapları da elimde kaldı. Her şeyimizi yarım bıraktılar… Böyleydi son konuşmamız. Ama ben son konuşmamızın bu olmasını istemiyorum. İnşallah değildir diyorum ama yaşadığına dair umudum da yok. Çünkü, neye dayanarak konuştuklarını bilmesem de yetkililer onun yaşamadığından çok emin konuşuyorlar. Bize bugünleri kimler yaşattıysa dilerim ki yargı ve adalet önünde hesabını verir. Hesabını ödemedikleri gün, bizim hakka, hukuka olan inancımız bitecektir.’’

‘GÜLİSTAN’DAN ASLA VAZGEÇMEYECEĞİZ’

Abla Doku, Tunceli Seyit Rıza Meydanı’nda yaptıkları oturma eylemi sırasında gözaltına alınmaları ile ilgili olarak, polislere öfkeli olmadığını; onların da talimat üzerine oraya geldiklerini söylüyor.

Abla Doku şu açıklamayı yaptı:

‘’Bana tekme atılması kötü bir davranıştı. Ama ben eminim ki bana o tekmeyi atan kadın polis memuru vicdan azabı çekiyordur. Çünkü biz de, bir kadının akıbetini sormak için mücadele ediyoruz. Umuyorum ki yaralı bir ablanın acısına acı kattığı için attığı o tekmeden pişman olmuştur. Sadece bunu umuyorum. O an öfke duyuyordum ama şu an öfke duymuyorum. Çünkü asıl mesele benim kardeşim. Asıl mesele Gülistan. Yoksa biliyorum ki o gariban polis memurları da oraya talimatla geliyor.

Bizim umudumuz, gücümüz olduğu sürece; yetkililere karşı inancımızı yitirmediğimiz sürece Gülistan’ın akıbetini sormaya devam edeceğiz. Ama bizim kızımızdan vazgeçerlerse, ‘Artık kızınızı bulamayız, unutun’ derlerse o zaman cadde cadde, sokak sokak, memleket memleket kızımızı arayıp ‘Gülistan’ı istiyoruz’ diye orada oturacağız. Gülistan’dan asla vazgeçmeyeceğiz. Yetkililere, adalete inancımızı yitirmek istemiyoruz. Yaşadığımız ülkede adalete, hukuka güvenmezsek neye güveneceğiz?

Sokak sokak oturmak, bunlara maruz kalmak bizim de hoşumuza gitmiyor. Annem 57 yaşında, şu ana kadar saçını saklayan kadın şimdi beyaz tülbentiyle kızını arıyor. Zaten o tülbentin başına düşmesi ölümdür onun için. Doku ailesi kendi halinde, kendi ekmeğinde, kimseye zararı olmayan tertemiz bir ailedir. Tek bir gün karakolun kapısını çalmayan bizler, şimdi adliyede koridorlarında, savcılıkta, valilikte kızımızın kemiklerini arıyoruz.’’

‘ATEŞ DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKMASIN’

Abla Doku, bu süreçte birçok insanın tepkisiz kalmasına isyan ederek, insanlara bu davada empati kurmaları çağrısında bulundu.

Doku, şu ifadeleri kullandı:

‘’Bugün Gülistan İzmirli, Bursalı, Edirneli bir kız da olabilirdi. Bugün Gülistan bir valinin, bir Cumhurbaşkanının, bir bakanın, bir vekilin, sıradan bir insanın kızı da olabilirdi. O zaman da bunu mu yapacaklardı? 21 yaşında, üniversiteli gencecik bir kadın yok bu ülkede. Yer yerinden oynaması gerekirken çoğu insanın buna sessiz kalmasına anlam veremiyorum. Neden ateş düştüğü yeri yakıyor? Ateş düştüğü yeri yakmamalı, ateş her yeri yakmalı. Çünkü o ateş bir gün herkesin evine düşebilir.’’

‘MUNZUR ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ NEDEN BU KADAR TEPKİSİZ?’

Kızlarını, güvenerek üniversiteye emanet ettiklerini söyleyen abla Doku, Munzur Üniversitesi’nin neden bu kadar tepkisiz kaldığını ve neden Gülistan’ın akıbetini sormadığını merak ediyor.

Abla Doku, ‘’Soruyorum. Bugün Gülistan bulunmazsa insanlar çocuklarını nasıl üniversiteye göndersin? Ben kendi kızımı, torunumu nasıl göndereyim? Munzur Üniversitesi neden bu kadar sessiz? Munzur Üniversitesi rektörü Ubeyde İpek neden bu kadar sessiz? Akademisyenler neden bu kadar sessiz? Neden ‘Bu öğrenci bana emanet, benim kurumuma emanet’ deyip Gülistan’ın akıbetini sormuyorlar? Biz kızımızı onlara emanet ettik, neden yer yerinden oynamıyor? Ben, ailem, Gülistan’ın sevenleri 9 aydır çıldırmak üzereyiz.

Ordu’daki üniversite öğrencisi Ceren Özdemir öldürüldüğünde üniversite ayağa kalktı. Rektör, kütüphanelere Ceren’in ismini verdi. Hala da Ceren’in adı her yerde yaşıyor. Munzur Üniversite’sinin bu tepkisizliğine anlam veremiyorum. Üniversite çocuklarımızın akıbetini sormuyorsa hangi güvence ile çocuklarımızı üniversiteye göndereceğiz, kime emanet edeceğiz?’’ ifadelerini kullandı.

Abla Doku konuşmasını şöyle sürdürdü:

‘KEŞKE TRAFİK KAZASINDA KAYBETSEYDİK’

‘’Resmen acı tercihinde bulunduruyorlar bize. ‘Keşke kardeşimi trafik kazasında kaybetseydik’ dedim kendi kendime. Bir abla bunu der mi? Ben diyorum. 268 gündür bu yaşadıklarımızı hiçbir yere koyamıyorum. Öyle bir aşamaya gelmişim ki bu cümleyi kuruyorum.

Herkes bir koltukta oturuyorsa o koltuğun bilincini taşıdığını düşünüyorum. Bize Gülistan’ın kemiklerini vermek zorundalar. Biz Gülistan’ın sağını istemekten vazgeçtik, bakmaya kıyamadığımız kızımızın kemiklerini istiyoruz sadece.’’

‘AVUKATIMIZA AÇILAN SORUŞTURMA TRAJİKOMİK’

14 Eylül’de Doku ailesinin avukatı Ali Çimen’e, Tunceli Cumhuriyet Başsavcılığı’nın resmi bilirkişi raporunu açıkladığı için ‘soruşturmanın gizliliğini ihlal ettiği’ gerekçesiyle soruşturma açılmıştı.

Aile avukatı Ali Çimen’e açılan soruşturma hakkında Abla Doku, ‘’İşin trajikomik tarafı bu. Bilirkişi raporu diyor ki; ikaz, ihtar, tehdit var; iki normal insanın konuşması değildir. Zainal Abarakov ise ifadesinde ‘Gülistan geldi, işim olduğunu söyledim ve görüşürüz dedim’. diyor. Ortada bir çelişki var. Bilirkişi raporuna rağmen, Zainal’ı sorgulamak yerine bu raporu açıkladığı için bizim aile avukatımıza ‘gizliliği ihlal’den soruşturma açıyorlar. Gülistan’ın dosyasında gizlilik kararı da yok. Bunun üzerine söyleyebilecek hiçbir cümlem yok.’’ diyor.

Avukat Ali Çimen ise kendisine başlatılan soruşturma hakkında şu ifadeleri kullandı:

‘’Gülistan'ın soruşturması yalnızca baraj gölünde arama çalışması ile gerçekleşmişti. Ardından bilirkişi raporu dosyaya girmişti. O bilirkişi raporuyla da Gülistan'ın intihar etmediği ortaya çıkmıştı. O rapordan sonra, yaklaşık 4 aydır da bizim taleplerimiz oldu, dilekçeler yazdık, ancak şu ana kadar dilekçelerimizin hiçbiri değerlendirilmedi. Bana soruşturma açıldı fakat şüpheli kişi ve ailesi olayın en başından beri gazetelere yanlış demeçler veriyor, Gülistan'ı intihar etmiş gibi göstermek için gazetecilere rüşvet teklif ediyorlar, Gülistan'ın özel bilgilerini paylaşıyorlar. Intihara meyilli bir profil olarak göstermeye çalışıyorlar. Bu bilgiler doğrultusunda toplumda yanlış bir izlenim oluştu ve sağlıksız bilgiler var. Bu sebeple açıklamamızı yaptık ve açıklamalarımızı yapmaya devam edeceğiz.’’

Çimen, Gülistan Doku’nun tüm dünyanın gündemine oturmuş bir dosya olduğunu belirtirken, ‘’21 yaşında bir genç kadın kayıp. Her ailenin empati kurması lazım. Kendilerini Gülistan'ın ailesinin yerine koysunlar. İnsanlar kendileri kaybolsaydı ya da kız kardeşleri kaybolsaydı ve bununla ilgili 9 aydır ortaya net bir şey koyulmasaydı ne yaparlardı? İşte biz de onu yapıyoruz. Herkesi duyarlı olmaya davet ediyorum.’’

‘DOSYAYA EKLENECEK İKİ ÖNEMLİ RAPOR VAR’

Soruşturmanın ağır aksak ilerlediğini söyleyen avukat Çimen, ‘‘İstekli değiller, bir isteksizlik var’’ diyor ve Erdoğan görüşmesinin ardından sürecin hızlanacağını düşündüğünü belirtiyor.

Çimen, ‘’Yeni bir gelişme olarak, Gülistan'ın kaybolduğu güne dair 2 tane rapor dosyaya girecek, o raporları bekliyoruz. Bu, yeni bir görüntü, yeni bir bilgi olabilir. Bu yeni veriler de bize bir kanaat oluşturacaktır. Gülistan'ın kaybolduğu gün neler yaşandığı, Gülistan'ın akıbeti hakkında bize bilgi verecektir ve şüphelilerin eylemlerini ortaya çıkartacaktır. Dilekçelerimizin değerlendirilmesini bekliyoruz. Muhtemelen savcılık da bu gelecek olan raporları bekliyordur. Bu raporlar ile inanıyorum ki Gülistan'ın akıbetini ortaya çıkaracağız.’’ diyor.

‘SÜLEYMAN SOYLU’NUN ATACAĞI SOMUT ADIMI BEKLİYORUZ’

Doku ailesi, geçtiğimiz hafta İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile görüşmüştü. Abla Aygül Doku, Ankara’ya gittiklerinde CHP ve İYİ Parti’den gelen destekler için teşekkür ederken, görüşmeden olumlu çıktıklarının bilgisini verdi.

Aygül Doku şu sözleri kullandı:

‘’İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile görüşme yapmak için Ankara’ya gittiğimizde şehirden destekler geldi. CHP Kadın Kolları Başkanı Aylin Nazlıaka ile telefon üzerinden bir görüşme yaptık, bize ilgisi ve desteği çok büyüktü. Bizimle yüzyüze görüşmek istediğini belirtti. Aynı şekilde İYİ Parti Ankara teşkilatı ile bir telefon görüşmesi yaptık. Meral Akşener’in burada olmadığını ancak yardımcılarının burada olduğunu belirttiler ve bizi davet ettiler. Toplumsal ve hukuki destek verebileceklerini, ne gerekirse yapabileceklerini belirttiler. İlgileri yüksekti. Hepsine teşekkür ediyorum.

İçişleri Bakanı Soylu ile görüşmemiz olumlu geçti, kızımızı bulacağına dair kendisinden söz istedik. Anneme söz verdi. Bakan Soylu ‘Ben de Gülistan’ı bulmak istiyorum, ben de çabalıyorum. İçişleri Bakanıyım ve bu ülkede her vatandaşın can güvenliği benden sorumludur. Gülistan’ı bulmak için elimizden geleni yapacağız, ve bulacağız’ dedi.

Bugün ise Tunceli İl Emniyet Müdürlüğü ve yetkililer toplanacak. Ankara’ya gidip Bakan Soylu ile bir görüşme yapacaklar. O görüşmede Gülistan için nasıl bir süreç izleneceği belirlenecek. Somut bir adım atacaklar. Biz de dört gözle o somut adımın ne olacağını bekliyoruz… Haftaiçi de Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bir görüşmemiz olacak.’’

‘CUMHURBAŞKANINDAN KIZIMIZIN KEMİKLERİNİ İSTEYECEĞİZ’

Erdoğan ile görüşeceklerini belirten abla Aygül Doku, ‘Cumhurbaşkanından sadece kızımızın kemiklerini isteyeceğiz, talebimiz budur.’ dedi.

Abla Doku, sözlerini şöyle tamamladı:

‘’Benim buradan insanlara tek çağrım; herkes evinde bir kız çocuğu olduğunu düşünsün ve kendilerini bizim yerimize koysun. Biz istiyoruz ki Gülistan bulunsun, biz de adalete olan inancımızı yitirmeyelim.

Bu haftaiçi Ankara’da Cumhurbaşkanı Erdoğan’la bir görüşmemiz olacak. Cumhurbaşkanına, 21 yaşında bir kadının yok olduğunu, ve onun akıbetini öğrenmek istediğimizi söyleyeceğiz. Şu an dosyanın en umutlu olduğumuz tarafı bu. Cumhurbaşkanımız ilgilendiği zaman biz eminiz ki olay çözülecek. Çünkü onun da kızları var. Eminiz ki duyarlılığını gösterip, kızımızı bulmamız için bize yardım edecektir. Biz ondan sadece kızımızın kemiklerini istiyoruz. Etkin bir soruşturma, etkin bir araştırma talep ediyoruz.

Erdoğan, ‘Bir kadın avuç içi kadar kentte nasıl bulunmaz?’ sorusunu sorguladığı zaman Gülistan Doku bulunacaktır.

Buradan Gülistan’ın sesi olan tüm kadınlara, tüm duyarlı insanlara, tüm gazetecilere teşekkür ediyorum.’’