Bakırköy Belediye Meclisi üyesi avukat Cem Özbey, 5 Nisan Dünya Avukatlar Günü'nün önemine ilişkin Bakırköy Belediyesi Nisan ayı toplantıları 2. oturumunda konuşma yaptı. Avukatların yaşadığı zorluklara değinen Özbey, "Ofisini tek başına ayakta tutmaya çalışan avukatların varlığı unutulmamalı" dedi.
İşte Av. Cem Özbey'in konuşmasının tamamı:
"5 Nisan Avukatlar Günü'müz kutlu olsun. Giderek daha da kötüleşen ekonominin etkilediği kira, SGK primleri, vergiler, faturalar derken henüz kazanmadığı ücret ile her ay boşla başlayan ofisimi tek başıma tek başına ayakta tutmaya çalışan günden güne katlanan borçların altında yalnızca ekonomik olarak değil psikolojik olarak etkilenen avukatların varlığı unutulmadı. Görevini yaparken vatandaşlardan, polislerden, memurlardan fiziksel ve psikolojik maruz kalan, hatta öldürülen de avukatların varlığı unutulmadı. İşsiz avukatların tek başına serbest çalışıp ayakta kalmaya çalışan tüm avukatların avukatlar gününün kutlanması ancak adil ve eşit bir gelir dağılımının sağlanmasıyla gerçekleşebiliyor."
"EKONOMİK ZORLUKLAR, BU ZORLUKLARDAN SADECE BİR TANESİ"
"Unutmayalım 2018 yılında genç meslektaşımız avukat Gökhan Vural Arı, ekonomik sıkıntılar sebebiyle intihar etti. Ekonomik zorluklar avukatların yaşadığı sorunlardan yalnızca birisi. Savunmanın dokunulmazlığı, yargı bağımsızlığının ve adalete olan inancın da günden güne zedelendiğini görüyoruz. Tek sorunumuz ekonomik değil."
"İKTİDARIN YARGININ BAĞIMSIZ KILMASINA DAİR BİR İRADESİ YOK"
"İktidarın yargının bağımsız kılınmasına dair bir iradesinin olmadığı artık gün gibi ortadadır. Geldiğimiz noktanın kısa özetini Anayasa Mahkemesi Başkanı geçenlerde ilan etti. Bu ülkede mahkemeye yapılan bireysel başvuruların yüzde 77'si 'adil yargılanma hakkının ihlali' iddiasını taşımakta. Mahkeme tarafından da bu başvuruların yüzde 72'si ihlal kararını tescille sonuçlanmaktadır.
Mahkemelerin, istinaf mahkemelerinin, Danıştay'ın, Yargıtay'ın maalesef bir durumu budur. Bu durumun sebebi, yargıya alım yapıldığında liyakata göre değil sadakate göre tercih yapılmış olmasıdır. Kasıtlı olarak geliştirilen bu süreç, yürütmenin yargıyı baskı altına almasına Yargının siyasi iktidarının hedeflerine ulaşma noktasında araç olmasına neden olmaktadır."
SOYLU'NUN 'HUKUK ARKADAN GELSİN' SÖZLERİ
"Bu ülkenin İçişleri Bakanı, Mahkemece ihtiyar tedbir kararı verilmeden yapıların hemen yıkılması gerektiğini anlatarak, 'hukuk arkadan gelsin' diyebilmektedir. O nedenledir ki anayasanın 138. maddesine rağmen devam eden davalarda yargılanan sanıklar da sanıkların tahliye olup olmayacaklarına siyasetçiler karar verebilmekte.
O nedenledir ki ABD Başkanı'nın ricasıyla bir rahip, Alman şansölyesinin ricasıyla bir gazeteci havalimanına kadar tahliye edilmektedir.
Yaşadıklarımızın bize öğrettiği en temel gerçeklik anayasasız rezil sürdükçe hepsi birer birer getirilen demokratik, laik, sosyal hukuk devlet ilkelerinin kaynaklanan nedenlerle totaliter bir rejim doğru sürükleneceğimizdir.
Oysa biz avukatlar avukatlığımızı gerçek anlamda yapabileceğimiz ortamın yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının tesis edildiği ortamlar olduğunu biliyoruz. Hukuk devleti olmazsak bu mesleği yapamayacağımızı biliyoruz. Yargının kurucu unsuru olan savunmanın temsilcileri olarak yaşanan hukuksuzluklardan payımıza düşen alırken gösterdiğimiz direnç bu nedenledir. Bu nedenle her şeye, her olumsuzluğa yaşadıklarımıza, birliklerimize, gördüklerimize rağmen mesleğimizi inançla yapmaya devam ediyoruz. Hukuk ararken buluşma salonlarından çıkarılıyor, soruşturma, soruşturmalarla tehdit ediliyor.
Vuruluyoruz, darp ediliyoruz, ölüyoruz ama vazgeçmiyoruz yolumuzdan, vazgeçmeyeceğiz. Biliyoruz ki direnenler kazanacaktır, biz kazanacağız. Sevgi ve saygılarımla."