Birçoğumuz, Twitter’da “Aslı Tezgah Lobisi” hesabındaki bir paylaşımın önümüze düşmesi ile haberdar olduk Aslı’nın hikayesinden. “Neredeyse 10 günden fazladır hastaneye yatış için bekliyorum. Yatak yok. Ama siz yapın kongrenizi. Benim çektiğim ağrının eziyetin ne önemi var sonuçta. Sürünerek ölürsünüz umarım” paylaşımını kimimiz “Beğendik”, kimimiz, “Bu ses duyulur da belki yetkililer olaya el atar” diye “retweet” yaptık.
Biz bunları yaparken Özkısırlar artık hayatta değildi. Özkısırlar’ın ölümü kapitalist sistemde sağlık hizmetinin nasıl işlediğini ve kovid dışındaki hastaların durumunu çarpıcı bir şekilde görünür kıldı. Ölümünün ardından; kitap, takı, hediyelik eşya tezgahlarının kurulu olduğu Sevgi Yolu’nun en eskilerinden olan Aslı Özkısırlar’ın tezgahına uğradık. Arkadaşları tezgaha fotoğraflar, çiçekler bırakmış.
Aslı’yı en son görenlerden arkadaşı İlknur Maral, risk grubunda olduğu için Aslı’nın uzun süredir tezgahına gelmediğini anlattı. Aslı’nın internet üzerinden satışlarla hayatını sürdürdüğünü ve hayatta olmayan babasının sağlık sigortasından yararlandığını ekleyen Maral, “Rumatolojik bir rahatsızlıktı. Sonbahardan bu yana çok ciddi ağrıları vardı. Midesinde ya da bağırsaklarında bir kitle, adını şimdi hatırlamıyorum, bir sendrom vardı. Boş yatak olmadığı için hastaneye yatamadı” diyor. Maral, geniş bir çevresi olan Aslı’nın tanıdıklarını devreye sokmasına rağmen çözüm bulamadığını da ifade etti.
‘ÖZEL HASTANEYE İMKANI YOKTU’
Eylül-ekim gibi gittiği bir özel hastanede Aslı’ya “Hastaneden eve pijama bile almaya gitmeyeceksin, hemen yatışının olması gerekiyor” denildiğini söyleyen Maral, “Ama orası özel bir hastane idi. Üstesinden gelebileceği bir durum değildi. Sonrasında durumu gittikçe kötüleşti. Sonra ciğerleri su toplamış. Nefes alamadı. Tedavi olamadı, panik atak geçirdiğini düşünüp psikiyatriye gidiyordu. Sakinleştirip geri gönderiyorlarmış. Bir akciğer grafisi bile çekilmemiş. Çekilse belki farklı olacaktı” dedi. Maral, Bozyaka Devlet Hastanesinden gün beklediğini, 16 Nisan’a gün verildiğini belirtiyor.
‘İŞİTME CİHAZI İÇİN KAMPANYA DÜZENLENECEKTİ’
Aslı Özkısırlar aynı zamanda duyma engelliydi. İşitme cihazının değişmesi gerektiğini söyleyen Maral, “İlkini devlet ücretsiz takıyormuş ama ikincisinde öyle değil. İstediği işitme cihazı 27 bin lira imiş. 13 bin lirasını Aslı’nın tedarik etmesi gerekiyormuş” diyor. Aslı’nın arkadaşları, “Şu aşama geçsin hastaneye yatışın olsun. Sen iyileş sonrasında tedarik etmek için dayanışma kampanyası düzenleyelim” demişler.
“Tedavisi yapıldı ama kurtarılamadı gibi bir durum yok” diyen Maral, “Tedavisi yapılmadığı için, hastaneye yatamadığı için kaybettik. Belki 10 gün önce yatsaydı daha farklı olabilirdi. Bu sıradan bir ölüm değil. Bir cinayet bu. Sorumluları falan da belli” diyor.
YAŞAM ÇOK ZORLAŞTI
İlknur Maral da iki yıldır Sevgi Yolu’nda. 12 yıl çalıştığı işyeri 2018’de krizden dolayı kapanmış. Yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
“Tanıdığım pek çok insan evini boşalttı, ailesinin yanına yerleşmek zorunda kaldı. Evli barklı olanlar, çocuklular bile öyle. Geçen yıl Mart’ın 15’inden sonra hiç açmadık. 5 liralarla 10 liralarla döndük evimize, çok kötü geçti. Tam toparlanma sürecine girdiğimizde deprem oldu. Sonra yine salgın hızlıca tırmandı. İnsanlarda para kalmadı. Ben de örneğin harcama yapamıyorum. Sadece çocuğumun ihtiyaçları ekseninde dönüyor harcamalarım.”
‘BAKANLIK SÜRECİ YÖNETEMİYOR’
Konuya ilişkin Evrensel’e konuşan İzmir Tabip Odası Eski Başkanı Dr. Zeki Gül, pandemi sürecinde normal yatakların sık sık pandemi yatağına dönüştürüldüğünü hatırlattı. Asıl sorunun merkezi bir yönetim olmamasından kaynaklandığını söyleyen Gül, “Sağlık Bakanlığı, SSK’leri ve diğer kurumları devralırken, tek elden yöneteceğini söyledi. Bunu yaptı ama sağlığı tek elden yönetemiyor. Her hastanenin yatak kapasitesi ayrı. ‘Bende yatak yok bir ay sonra gel’ diyor hastane. Aynı şey üniversite hastaneleri için de geçerli. Oradaki hekim yatak yaratamaz. Yatışı önerilen hastaları Sağlık Bakanlığının merkezi olarak görmesi gerekli” dedi.