Türkiye Ormancılar Derneği, Uluslararası Ormanlar Günü nedeniyle basın açıklamasında bulundu. Açıklamada aşırı odun tüketimine dikkat çekildi.
Derneğin açıklamasında, “Ülkemiz ormanları tüm kamuoyunca da bilindiği üzere ormanlardan verilen ve 750 bin hektarı bulan izinler ile orman yangınları nedeniyle hâlihazırda zaten tehdit altındadır. Ancak odun ham maddesine talebin artmasına bağlı olarak artan odun üretimi de ormanların sürdürülebilirliğini tehdit etmektedir” denildi.
“ODUN SERVETİ AZALMAYA BAŞLAMIŞTIR”
Odun üretiminde artışa dikkat çekilen açıklamada şu bilgi ve görüşler paylaşıldı:
“Ülkemizde, 23,1 milyon hektarlık bir alan kaplayan ormanlarımızdaki ağaçlar 1,7 milyar m3 kadar servete sahiptir. Bu ağaçlarımızın büyümesi sonucunda ormanlarımızda yıllık olarak 47,6 milyon m3 kadar bir artış gerçekleşmektedir. Ülkemizin odun hammaddesi ihtiyacı da artım olarak adlandırılan bu miktardan karşılanmaktadır. Fakat sadece son dört yıl içinde (2017-2021) 15,5 milyon m3'ten, 27,7 milyon m3'e çıkan endüstriyel odun üretiminde %78,7'lik bir artış yaşanmıştır. Yakacak odun miktarı da dâhil edildiğinde yıllık odun üretimi miktarı 31,9 milyon m3'e ulaşmış ve ormanlarımızdaki yıllık artımın %67'si kesilir hale gelmiştir. Üstelik bu üretimin de %82'si, ülkemiz ormanlarının tamamından değil yaklaşık 9,7 milyon hektarlık bir kısmı olan ekonomik fonksiyona sahip ormanlardan gerçekleştirilmektedir.
Ülke ormanlarımızın giderek artan ölçekte odun üretime konu edilmesi, boşluklu kapalı ormanların giderek artmasına, üretim ormanlarının da üretme gücünün düşmesine ve bunun sonucunda ormanların bozulmasına yol açmaktadır. Son yıllarda yıllık olarak gerçekleşen odun üretiminin planlanan odun üretimini (eta) oldukça aşması ve odun üretiminin yıllık artış oranının yıllık cari artımdaki artış oranının 30 katından fazlasına ulaşması, yıllık cari artımın artış oranında aşırı düşüşe neden olmaktadır. Bu gidişle yıllık cari artımdaki değişim kısa bir süre sonra negatif bir seyir izleyecektir. Diğer yandan yıllık cari artımdan (3,4 m3/hektar) daha fazla üretim (3,6 m3/hektar) yapılan ekonomik fonksiyona sahip ormanlarda aşırı odun üretimi nedeniyle, yıllık artımdan fazla üretim yapılmakta olduğu için, odun serveti azalmaya başlamıştır.
“ÜLKE ORMANLARI KURBAN EDİLMİŞTİR”
Ülke ormanlarının getirildiği bu hale rağmen; ülke ormancılık endüstrisinin ülke ormanlarından beklentileri şiddetlenerek artmaktadır. Özellikle tomruk, ahşap ve odun esaslı levha sektörleri kapasitelerini, arz talep ilişkilerini ve ülke orman ekosistemine verilecek zararları gözetmeden hızla arttırmaktadır. Bunun nedeni; 2018 yılından sonra Türk lirasının döviz türleri karşısında değerini hızla yitirmeye başlaması ve odun hammaddesi ithalatına bağlı olarak plansız şekilde üretim kapasitesini arttırmakta olan, başta odun esaslı levha sektörü olmak üzere, orman ürünleri sanayisine ucuz hammadde sağlama isteğidir. Bu sektörlerin ucuza hammadde sağlaması ve kazancını arttırması için, ülke ormanları kurban edilmiştir. Diğer yandan biyokütle enerji üretim tesislerinde odun yakmaya yönelik girişimler de ülke ormanları için büyük bir tehdit oluşturmaktadır
Diğer yandan; Türk lirasının döviz karşısında değer kaybetmesiyle birlikte tomruk ve kereste odununun 2015 yılında 40 bin ton olan ihracat miktarının 2021 yılına gelindiğinde artarak 354 bin tona çıkması, buna karşılık 2015 yılında 1,4 milyon ton olan ithalat miktarının da 2021 yılında 316 bin tona düşmüş olması ülkedeki odun üretimi ve tüketimindeki yanlış politikaları kanıtlar niteliktedir. Türkiye 2 bu tür uygulamalarla son yıllarda tıpkı Güney Amerika ve Afrika kıtasındaki ülkeler gibi odun üretimi amacıyla kendi ormanlarına kalıcı zararlar verecek şekilde yüklenmektedir.”
“BİR AN ÖNCE VAZGEÇİLMELİDİR”
Dünya Kaynakları Enstitüsü (World Resources Institute)'nün Küresel Orman Değerlendirmesi raporlarındaki verilerin paylaşıldığı açıklamada, “Türkiye orman örtüsündeki kayıplar, ülkedeki aşırı odun üretimine paralel olarak 2018 yılından sonra hız kazanmıştır. Ayrıca örnek vermek gerekirse bu rapora göre; 2019 yılında 36,1 bin hektar olan Türkiye ormanlarındaki orman örtüsü kaybının 33,8 bin hektarının ormancılık faaliyetleri sonucu meydana geldiği görünmektedir. Kısacası silvikültür ve amenajman esaslarına göre değil de piyasanın isteklerine göre miktarı belirlenen odun üretiminin orman ekosistemi üzerinde yarattığı kayıplar, biz göremesek bile uydular aracılığıyla tüm dünya tarafından görülmektedir. Bu nedenle son yıllarda piyasanın isteklerine göre aşırı şekilde arttırılan ve orman ekosistemlerinde aşırı şekilde bozulmasına hatta ormansızlaşmaya yol açan odun üretimi modelinden bir an önce vazgeçilmelidir” ifadelerine yer verildi.
Türkiye Ormancılar Derneği, çözüm önerilerini ise şöyle sundu:
“Orman ürünleri endüstrisi yapacağı kapasite artışını, hammaddeyi sadece ülke ormanlarından sağlayacak planlamalar yerine ithal hammaddeyi işleyerek, işlenmiş ürünü hem ülke gereksinimi için kullanacak hem de ihraç edecek katma değer üretimine yönelik planlara dayandırmalıdır. Odun kökenli ürünlerin ithalat ve ihracatıyla ilgili hedef ve politikalar, belli şirketleri memnun etmekten çok, orman kaynaklarımızın kapasiteleri de göz önünde tutularak topluma hizmet edecek hale getirilmelidir. Bunun için her şeyden önce şeffaf ve katılımcı bir yönetim anlayışı gereklidir. Bu kapsamda üretim/tüketim dengesi dikkate alınarak tomruk, kereste ile lif ve yonga odunu ithalatı teşvik edilmeli, bu tür ürünlerin ihracatı ise kesinlikle teşvik edilmemelidir.”