Elektrik tarifelerinde mesken, sanayi ve ticarethane abone grupları için vergi ve fonlar dahil ortalama yüzde 52 ile yüzde 130 arasında değişen oranlarda zam yapılması üzerine vatandaşlar ve işletme sahipleri gelen elektrik faturalarını sosyal medyadan paylaşmaya başladı.
Birgün'den Dilan Şahinbaş'ın aktardığına göre, Artvin Kadın Dayanışma konu ile ilgili basın açıklaması gerçekleştirerek “Gerektiğinden fazlasını tüketme eğiliminde olan biz değiliz, 3 odalı mütevazı evlerimize göz dikmek yerine şaşaalı yaşamlarını itibarmış gibi gösterenlerin tükettiklerine bakın önce” dedi.
Artvin Kadın Dayanışma adına basın açıklamasını okuyan Perihan Karakuş “Bugün buradayız; çünkü son yapılan elektrik zamlarıyla zor olan yaşamlarımız günden güne daha da içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Evlerimizde, iş yerlerimizde zaten tasarruflu yaşamlar sürme çabasındayken, üç kuruşun hesabını yapar hale gelmişken, lüks içinde bir yaşam sürmek bir tarafa tüm sosyal yaşamlarımızdan, tüm zevkimizden, eğlencemizden uzak yaşamlar kurarken her zamanki şekliyle kullandığımız elektrik harcamalarımız, durduk yerde yüzde 127 zamlanarak bizi daha yaşayamaz hale getirdi” dedi.
Kendilerini her yerde “senin faturan ne kadar?” diye başlayan sohbetlerin içinde bulduklarını ifade eden Karakuş, “Ne yapalım, sessiz kalıp harcamadığımız oranların zammını ödeyerek yaşamlarımıza devam mı edelim yoksa “Bu beceriksizliğinizin faturasını bize ödetemezsiniz” diye sesimizi mi yükseltelim diye düşündük. Elbette ki bıçak kemiğe dayandıysa, sessiz kaldığımızda üzerimize daha çok çullanıyorsa bu iktidar bizim de söyleyecek sözümüz var, dedik ve sizlere bir çağrıda bulunduk. Bizleri yalnız bırakmayıp ortak derdimize ortak bir ses yükseltmek amacıyla gelen herkese hoş geldiniz iyi ki geldiniz diyoruz” ifadelerini kullandı.
“Ülkede savaş mı var, bilmediğimiz bir kıtlık mı baş gösterdi, doğal afet mi yaşandı, ne oluyor da biz bu kadar yoksullaşıyoruz” diyerek açıklamaya devam eden Karakuş, “Girdiğimiz marketten üç parça şey almamıza rağmen neden servet ödeyip çıkıyoruz? Ülkenin halk ekmek satan büfelerinin önündeki kuyrukların, üstelik bayat ekmek kuyruğunun oluşmasının sebebi nedir? Evet yanlış duymadınız bayat ekmek almak için kuyruğa girilen bir ülkeye dönüştük ama neden? Olağanüstü bir durum yaşanır ve bizler bu ülkenin bu çıkmazdan kurtulması için, ülkemizin çıkarı için gerekirse bayat ekmek de yeriz ama şu anda nedir yaşanan ki biz bu kadar günden güne yoksullaşıyor, korkunç faturalarla karşı karşıya getiriliyoruz ve üstelik biz tüm bunları yaşarken hala saraylarından, yatlarından, gemiciklerinden, zevkusefalarından vazgeçmeyi bir an bile düşünmeyenlerin tehditleri, korku ve yıldırma politikaları ile yüz yüze bırakılıyoruz” dedi.
Artvin Kadın Dayanışma adına basın açıklamasını okuyan Perihan Karakuş, açıklamanın devamında şu ifadelere yer verdi:
Biz Artvinliler olarak bu ülkenin elektrik üretimini arttırmak amacıyla yapılan barajlara köylerimizi, en verimli arazilerimizi, geçmişimizi, tüm kültürel ve doğal varlıklarımızı verdik ve yapımı sürdürülen HES’lere hala tüm bunları vermeye devam ediyoruz. Hatırlayanlarınız vardır, ne demişlerdi bize “Bu şehirde baraj olunca elektriği daha ucuz kullanım hakkınız olacak”. Peki böyle bir uygulama yapıldı mı? Hayır! Yıllarca, tüm ceremesini çekmiş olmamıza rağmen, ülke yararına diye sesimizi çıkartmadık ve gördüğünüz üzere bunca yatırıma rağmen ne ülke yararına ne de Artvin yararına bir sonuç var ortada. Neden? Çünkü ülkenin tüm enerji üretimi artık özel şirketler eliyle yönetiliyor. Haliyle bizim çıkarlarımız değil şirketlerin çıkarı gözetiliyor.
Şu an Artvin’de iş yerlerine gelen faturaları duyuyoruz 7-8 binden başlayıp 40 binlere varan rakamlar dudak uçuklatıyor. Bu iş yerinde altı üstü çalışan aletler çay-kahve makinesi, fırın, buzdolabı, ısıtıcı…gibi şeyler. Hangi birini kullanmasın? Bu insanlar küçücük iş yerlerinde ne kazanacak da bu rakamları ödeyecek? Neden kısacak? Ya çalışanını çıkartacak ya da ürünlerine zam yapacak. İnsanları bir iş yeri işletme konusunda bu kadar çaresiz ve sahipsiz bırakmaya kimin hakkı var?
Elektrikte kota falan duymak istemiyoruz artık. Neyi tüketiyorsak o kadarının parasını ödemektir talebimiz. Gerektiğinden fazlasını tüketme eğiliminde olan biz değiliz, 3 odalı mütevazı evlerimize göz dikmek yerine şaşaalı yaşamlarını itibarmış gibi gösterenlerin tükettiklerine bakın önce.
Geçen yıl bu ülkede 5 milyon kişinin elektriği kesilmiş ve biz 21.yüzyılda böyle bir cümle duyuyorsak bu ülkede bunun itibar mı itibarsızlık mı olduğunu tartışmayız bile.
Tartışmayacağımız bir başka konu ise bu ülkede geleceğimizi, çocuklarımızın geleceğini kimsenin karartmasına, ışığımızı kimsenin söndürmesine izin vermeyeceğimiz gerçeğidir.
Tüm bu zamlara, bu yoksullaşmaya, tüm güvencesizliğe burada bizimle birlikte ses yükselten memleketin duyarlı, aydın, yürekli insanları… daha birlikte yürüyecek çok yolumuz var. Hiçbirimiz bu yolda asla yalnız yürümeyeceğiz bunu biliyoruz. Hangi siyasi fikirden olursak olalım bu sistemde zenginleşmiyor, birlikte fakirleşiyorsak yolumuz bir. Bu yüzden bir olmak, birlikte olmak zorundayız.