BIST 100 9.368 DOLAR 34,53 EURO 36,19 ALTIN 2.985,05
7° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Aort Anevrizmaları Tedavisi Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Aort Anevrizmaları Tedavisi Hakkında Bilinmesi Gerekenler

Ülkemizde aort anevrizması İstanbul teşhis ve tedavi imkanları, diğer bölgelere göre daha gelişmiştir. Bunun başlıca sebebi ise nüfus yoğunluğuna bağlı olarak karşılaşılan vaka sayısı ve gerekli teknolojiye sahip hastanelerin bulunmasıdır. Her hastalıkta olduğu gibi dikkat edilmesi gereken temel nokta, ilgili branşta uzmanlaşmış olan doğru hekimi tercih edebilmektir.

İnsan vücudu, son derece detaylı ve düzenli bir sistemdir. Bu sistemin sağlıklı ve doğru çalışabilmesi ise kan dolaşımının gerekli şekilde sağlanmasına bağlıdır. Kalp tarafından pompalanan kanın vücuda dağılmasını sağlayan ana damara, aort adı verilmektedir.

Aort damarı sayesinde akciğer tarafından kalbe iletilen temiz kan, tüm vücuda dağıtılmaktadır.

Kalpten çıkan aort damarı 2.5 santimetre çapa sahiptir. Göğüs boşluğundan beyin ve kollara, diyafram altından ise karın boşluğuna doğru dallanmaktadır. Dakikada ortalama 5 litre kan, bu damardan geçerek hücrelere ve dokulara ulaştırılmaktadır.

Dolaşım sisteminin en büyük damarı olarak da bilinen aort, zaman içerisinde ve çeşitli nedenlere bağlı olarak deforme olabilmektedir. Oluşan bu yapısal bozulma sonucunda damar çapı yaklaşık olarak %50 oranında genişlemekte ve balonlaşma meydana gelmektedir. Bu duruma ise aort anevrizması adı verilmektedir.

Ülkemizde aort anevrizması İstanbul teşhis ve tedavi imkanları, diğer bölgelere göre daha gelişmiştir. Bunun başlıca sebebi ise nüfus yoğunluğuna bağlı olarak karşılaşılan vaka sayısı ve gerekli teknolojiye sahip hastanelerin bulunmasıdır. Her hastalıkta olduğu gibi dikkat edilmesi gereken temel nokta, ilgili branşta uzmanlaşmış olan doğru hekimi tercih edebilmektir.

Aort anevrizması hakkındaki bilgilerini, kazandığı tecrübeler ile birleştiren Macit Bitargil, alanında deneyimli ekibiyle birlikte önde gelen uzmanlar arasında yer almaktadır. 2016 senesinde gerçekleştirdiği aort anevrizması ameliyatı ile Texas Heart Institute Journal dergisinde kendisinden söz edilmiş ve bu ameliyat ile Guiness rekorlar kitabına girmeyi başarmıştır. Macit Bitargil, birçok uluslararası projede yer almış ve yüzlerce başarılı kalp ameliyatı gerçekleştirmiştir. Macit Bitargil, Aort kapak hastalıkları istanbul ve Aort anevrizmaları için İstanbul ilinde tedavi olmak isteyen hastaların umudu olmaktadır.

Aort Anevrizması Türleri Nelerdir?

Aort anevrizması, vücutta gerçekleştiği bölgeye bağlı olarak farklı türlere ayrılmaktadır. Her tür karşısında uygulanması gereken tedavi seçeneği de değişiklik göstermektedir. Aort anevrizması türlerinin ise kısaca şu şekilde sırlanması mümkündür:

Torakoabdominal Aort Anevrizması: Torasik bölgeden aortun abdominal kısmına kadar uzanan anevrizma türüdür. Aort; omurga, böbrekler, karaciğer ve bağırsaklar gibi önemli organların kan ihtiyacını karşılayan arterlerini içermektedir. Bu nedenle tedavisi, diğer türlere oranla daha karmaşık olabilmektedir.

Abdominal Aort Anevrizması: Göğüs altı bölgesinde oluşan aort anevrizmasına verilen isimdir. Bu anevrizma, ilk evrelerinde semptom göstermemekle birlikte ilerlediğinde yırtılma riski taşımaktadır. Karın ve sırt ağrısı, batında tespit edilen pulsatil kitle gibi belirtiler ile kendini göstermektedir. Abdominal aort anevrizması, erkeklerde kadınlara nazaran daha yaygın görülmektedir.

Toraksik Aort Anevrizması: Göğüste oluşan aort anevrizması, toraksik aort anevrizması olarak adlandırılmaktadır. Ortaya çıktığı bölgeye göre farklı semptomlar gösterebilmektedir. Bunlar; ses kısıklığı, öksürük, hava açlığı, göğüs ya da sırtta ağrı olarak sıralabilmektedir. Buna karşın birçok kişide hiçbir semptomun görülmemesi ve rutin kontroller sırasında tanı konulması mümkündür. Toraksik aort anevrizması, kendi içinde de sınıflara ayrılmaktadır;

Aortik Ark Anevrizması: Boyun, beyin ve kollar gibi vücudun üst bölgelerine oksijen iletimini sağlayan arterlere ihtiyaç duydukları temiz kanı taşıyan damar aorttur. Aortun kavisli kısmına ise aortik ark adı verilmektedir. Burada meydana gelen bozulmalar, aortik ark anevrizması olarak tanımlanmaktadır.

Asendan Aort Anevrizması: Asendan aort damarı, aort kökünden aortun kavisli kısmına doğru uzanan bölüme verilen addır. Bu bölümde görülen balonlaşmalar ise asendan aort anevrizması olarak tanımlanmaktadır.

Aort Kökü Anevrizması: Aortun kalbe bağlandığı yere aort kökü adı verilmektedir. Kalbe geri kan akışını engelleyen aort kapağı ve kalbe oksijen taşıyan koroner arterler, bu bölümde yer almaktadır. Burada oluşan aort kökü anevrizması, aortun diseksiyona uğramasına ya da yırtılmasına neden olabilmektedir. Bununla birlikte kalpte bulunan aort kapağının da zarar görmesi söz konusu olmaktadır. Bu durum, aortun zayıflamasına neden olan genetik bağ dokusu bozulmalarına ya da Marfan sendromuna sahip kişilerde daha çok görülmektedir.

İnen Torasik Aort Anevrizması: Vücuttaki dokulara, organlara ve lenf düğümlerine kan akışını sağlayan bölüme inen torasik aort adı verilmektedir. Aortik arkın altından başlayarak karın bölgesine doğru uzanmakta ve birkaç dala ayrılmaktadır. Bu damarda oluşan anevrizma, hastalarda sırt ağrısına sebep olabilmektedir.

Aort anevrizması, büyüme evresinde hiçbir semptom göstermeyebilmektedir. Ancak ileri evrelere ulaşması halinde aortun fazla genişlemesi, şiddetli ve ani şekilde yırtılması ya da ani ölümlerle sonuçlanabilmektedir. Ayrıca aort anevrizması, kan akışını bozabilmekte ve pıhtılaşmaya sebep olabilmektedir.

Pıhtı nedeniyle tıkanan damarlar, hayati organlarda işlevsel bozukluklar meydana getirmektedir. Pıhtıların beyin damarlarına ulaşması sonucunda ise felç ve inme gibi ciddi riskler ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle kesinlikle ihmal edilememesi ve risk grubunda bulunan kişilerin düzenli şekilde takip edilmesi hayati önem taşımaktadır.

Aort Anevrizması Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Aort anevrizması tedavisi; anevrizmanın tespit edildiği bölgeye, oluşan semptomlara, büyüklüğü ve ilerleme hızına göre farklı şekillerde yapılabilmektedir. Ancak sağlığın geri kazanılabilmesi için sigara kullanımının bırakılması ve tansiyonun kontrol altında tutulması gerekmektedir. Tedavi için kullanılan cerrahi yöntemlerin ise kısaca şu şekilde açıklanması mümkündür:

Endovasküler Tedavi: Genellikle abdominal aort anevrizmasında kullanılan bu yöntem, lokal anestezi altında gerçekleştirilmektedir. Atardamar bölgesine yapılan müdahale sırasında 2-3 santimetrelik kesiler uygulanmaktadır. Sonrasında ise oluşan anevrizma, stentle kapatılmaktadır.

Açık Cerrahi Tekniği: Genel anestezi altında gerçekleştirilen bu yöntem, daha komplike durumlarda uygulanmaktadır. Anevrizmanın bulunduğu bölge çıkarılarak stent yerleştirilmektedir. Bozulmaya ve genişlemeye uğramış damar yapısı, suni damar ile değiştirilmektedir.

Aort anevrizmaları, acil müdahale gerektiren ciddi sağlık sorunlarıdır. Hastaların tedavi sonrasında zorlayıcı sporlardan uzak kalması, kilo kontrolü sağlamaları, kaliteli beslenme ve uyku gibi alışkanlıkları yaşam tarzı haline getirmeleri büyük bir önem taşımaktadır