Sözcü'den Fatma Vurgun'un haberine göre anket şirketi sahipleri geleceğin siyasi durumuna ve erken seçimlere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Anket şirketi sahiplerinin tahminleri ve değerlendirmeleri şöyle:
SONAR Araştırma'nın Başkanı Hakan Bayrakçı'ya göre mevcut durumdaki dış politika sorunları azalınca, iç politikada gerilimli bir dönem başlayacak.
Bayrakçı'nın 2021 öngörüleri şöyle: “Bu gerilim, karşılıklı sert açıklamalara doğru gidebilir. Erken seçim zili çalar mı çalmaz mı… Tahmin etmiyorum. Bu ekonomik vaziyette seçime gidilmesi iktidara çok büyük zarar verir. Ödeme sirkülasyonunda sıkıntılar var. Korkarım ki, büyük senetler yazılacak. Senetler protesto olacak. Bu açığa çıkınca siyaset gerilir. Muhalefet erken seçim isteyecek ancak iktidarın erken seçime gideceğini sanmıyorum. Tabii birçok şey Devlet Bahçeli'ye bağlı, ancak onun da erken seçim isteyeceğini düşünmüyorum.
AKP lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a, partisinin içinde bağlılık devam etse de bakanlar arasında bazı çekişmeler söz konusu. Kendi aralarında eski uyumları yok. Hatta AKP'ye yakın olan gazetecilerde bile sitem söz konusu. CHP'de de aynı durum geçerli. Ancak şu an iç siyaset ile kimse ilgilenmiyor. Dış politikada sorun var ve gündemi yeterince meşgul ediyor. Bu gidiş belki 1 ay daha sürebilir.
Gezici Araştırma'nın Başkanı Murat Gezici, 2021'de erken seçim bekliyor. Gerekçesini “Çünkü 2023'e kadar yaklaşık 7 milyon Z kuşağından yeni seçmen gelecek. Bunların yüzde 78'inin Erdoğan karşıtı olduğu görülüyor. Bu iktidar için büyük tehdit” diye açıklıyor. İşte Gezici'nin öngörüsü: “Halkın yeni yüzlere evet demesi olasılığı çok yüksek. Salgın, Doğu Akdeniz'deki belirsizlik, Yunanistan ve Avrupa Birliği ile yaşanan gerilim, ‘2021 sonuna kadar Türk siyasetinde bizi ne bekliyor?' sorusunun aslında cevabını taşıyor. İktidar, kendisinin yarattığı cephelerle hem ekonomik hem de siyasi olarak sürdürülmez bir anlayışı ortaya çıkardı. Siyasi partiler de yeni söylemler ve yeni politikalar geliştirerek seçmene hitap etmek zorunda, yoksa kendilerini ciddi bir hüsran bekleyebilir.”
Türkiye'de vatandaş her seçim dönemi ülkeyi yöneteceğine inandığı alternatif isimlerin azlığı nedeniyle ya sandığa gitmiyordu ya da AK Parti'yi iktidar yapıyordu. 2018 itibarıyla ülkede yeni bir dönem başladı. Önce Meral Akşener'in İYİ Partisi öne çıktı. Şimdi vatandaşın karşısında seçenekler çoğaldı. Gelecek Partisi ve Deva Partisi'ni örnek verebiliriz. Eskiden iktidar karşısında ‘alternatif' olarak gözüken bir tek CHP vardı. İktidarın işi artık çok zor.
Dr. İbrahim Uslu, Türkiye'nin yapısal sorunlarından kaynaklanan bazı problemlerin, 2021'de siyasetin önemli gündem maddeleri olacağının şimdiden görüldüğünü kaydetti. Uslu'nun değerlendirmeleri şöyle: “Önümüzdeki yıl siyasette sistem tartışmaları giderek şiddetlenecektir. Başkanlık sistemi iktidar açısından çeşitli komplikasyonlar üretti. Ayrıca yine iktidarın üzerinde çalıştığı seçim kanunu ve siyasi partiler kanunu da sistem tartışmalarının ana unsurları olacak. İktidar bilhassa ekonomik sorunlar nedeniyle erken seçime gitmek zorunda kalabileceği endişesiyle ile hareket ediyor. Bu durum iktidarın kararlarına ve söylemlerine çok yansıdığı için biz bu yıl içinde de erken seçimi sıkça tartıştık. Ama önümüzdeki yıl uzayan salgın sürecinin de etkisi ile artacak ekonomik sorunlar erken seçim olasılığını daha fazla gündeme getirecektir.
CAN YAKICI SORULAR 2021'DE SÜRECEK
Türk lirasının sürekli yaşadığı değer kayıpları, dünyanın en yüksek enflasyon oranlarından birine sahip olmamız, yüksek işsizlik ve genç işsizliği, yaşanan bütçe açıkları ve kaçınılmaz olarak içine girilen borç-faiz sarmalı gibi herkesi yakından ilgilendiren can yakıcı sorunların 2021'de de devam edeceği, iktidar tarafından da kabul edildi. Bu nedenle 2021'de ekonomi, sadece siyasetçilerin değil aslında herkesin en çok konuştuğu konuların başında gelecek.
Can Selçuki, mevcut seçim sistemiyle devam edilmesi halinde 2021'de erken seçim olmayacağı kanaatinde. Selçuki şöyle dedi: “Erken seçim kararını hukuki olarak alabilmenin 2 yolu var. İlki, parlamentonun karar vermesi. 5'te 3 çoğunluğa ihtiyaç var. Cumhur İttifakı'nda çoğunluk yok. Muhalefet de desteklemez. Çünkü TBMM karar verirse cumhurbaşkanı bir dönem daha aday olabilir fakat cumhurbaşkanı karar verirse dönem kaybediyor. Cumhur İttifakı yüzde 43'e geriledi. Ekonomiye bakılırsa 2021'de seçim olmaz. Seçim Kanunu'nda değişiklik yapılır, baraj düşürülebilir, ittifakta barajı geçme koşulları değiştirilebilir. Bu olursa seçime gidilebilir.”
KARARI HUZURSUZ MUHAFAZAKARLAR VERECEK
Siyasetin önümüzdeki süreçte daha da sertleşeceğini düşünüyorum. Eylül araştırmamızda gördük ki ekonomi hane halkını çok derinden etkilemeye başladı. Mesele sadece gelir kaybı ya da geçim sıkıntısı olmaktan çıkarak hayatta kalma mücadelesine döndü. Bir sonraki seçimde karar verecek olan Cumhur İttifakı altında yer alan huzursuz muhafazakarlar. 2021 yılı kendini merkez sağda tanımlayan partilerin, bu huzursuz muhafazakarlar için mücadele edeceği bir yıl olacak.
Mehmet Ali Kulat, Cumhur İttifakı'nın, muhalefetin elindeki en önemli argümanı alabilmek adına çok zaman geçirmeden büyük ihtimalle güçlendirilmiş parlamenter sistemi boşluğa düşürecek bir hamle yapmasını bekliyor. Öngörüleri şöyle: “Doğrudan parlamenter sisteme geçme gibi değil ama başbakanlık benzeri yeni bir yapılanmayı gündeme getirebilirler. Her konuda olduğu gibi bu konuda da ilk çıkışı Devlet Bahçeli yapar. Toplum biraz tartıştıktan sonra hükümet buna sahip çıkar. Birkaç ay içerisinde parlamenter sistemi konuşacağız. Ancak burada önemli bir nokta var. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne referandum sonucunda geçtik. Önümüzdeki günlerde yeniden referandumda gidilip gidilmeyeceğini zaman gösterecek.”
Avrasya Araştırma'nın Başkanı Kemal Özkiraz'a göre 2021 kışı, hem halk hem de hükümet için çok çetin geçecek. Çetin geçen bir kıştan sonra hiçbir hükümetin kendi isteğiyle seçime gitmeyeceğini savunan Özkiraz, şunları kaydetti: “Erken seçim ancak AKP'nin yahut Cumhur İttifakı'nın dağılması ile mümkün olabilir. Bu ise en baştan söylediğim kış koşullarının sertliğine bağlıdır. AKP ve ittifaktan kopuş olması için milletvekillerinin artık seçim kazanılamayacağına kesin olarak kani olmalarına bağlı olacaktır. Yani 2021 yılında Erdoğan'ın isteğiyle bir erken seçime gideceğimizi öngörmüyorum.”
SİYASİ BASKI ARTACAK
AKP, artık demokratikleşme ve şeffaflaşmayı kendi varlığına karşı bir tehdit olarak gördüğünden, bu konuda adım atamamakta. Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik kriz esasen bu siyasi krizden kaynaklanmakta olduğu için ve AKP siyasi krizi çözmek için aksiyon alamadığından, ekonomik kriz süreğen bir hal aldı. 2021'de de sürecektir. AKP, ekonomik kriz ortamında seçime gidemeyeceğinden, hamasi söylemin ve siyasi baskının dozunu artırmaktan başka bir aksiyon alamayacaktır.