Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Ankara Tabip Odası ve SES'ten protesto: Ayşe Uğurlu ile gurur duyuyoruz

Ankara Tabip Odası (ATO) ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şubesi; 3 yıl önce adil yargılanma talebiyle açlık grevi yapan avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal için yapılan basın açıklamasına katıldığı gerekçesiyle Adli Tıp Uzmanı Dr. Ayşe Uğurlu’nun kamu görevinden uzaklaştırılmasını protesto etti. Sağlık emekçileri açıklamada, "Ayşe Uğurlu ile gurur duyuyoruz" dedi.

Ankara Tabip Odası (ATO) ile Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şubesi; bugün Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde üç yıl önce adil yargılanma ve adalet talebiyle açlık grevi yapan avukatlar Ebru Timtik ile Avukat Aytaç Ünsal’a dair düzenlenen basın açıklamasına katıldığı gerekçesiyle kamudaki görevinden uzaklaştırılan Adli Tıp Uzmanı Dr. Ayşe Uğurlu için ortak açıklama yaptı.

Yapılan basın açıklamasına KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik ve Türkiye Tabipler Birliği Genel Sekreteri Vedat Bulut da destek verdi.

"BASKICI VE FAŞİST TUTUMUN SIRADAN HALE GELDİĞİNİN KANITI"

SES Ankara Şube yöneticisi Sabiha Akdeniz Güney, şunları söyledi:

"Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi Adli Tıp Bölümü’nde çalışmakta olan Dr. Ayşe Uğurlu için bugün burada toplanmış bulunuyoruz. 25 Temmuz 2023 tarihinde insan haklarını savunduğu ve mesleki etik değerleri gözettiği için savcılık tarafından bir soruşturma açılarak, idari bir kararla 2 ay süreyle görevinden açığa alındığı kendisine tebliğ edilmişti. Gelinen son süreçte Ankara İl Sağlık Müdürlüğü tarafından yürütülen soruşturma 'devlet memurluğundan çıkarma' istemiyle Sağlık Bakanlığı Yüksek Disiplin Kuruluna sevk edilmiştir. İdari ve hukuki açıdan garabet denilebilecek bu soruşturmanın bir an önce sonlanması gerekirken aksi halde ilerlediğini görüyoruz. Bu durum ülkemizde insan haklarına, ifade özgürlüğüne ve mesleki etik değerlere karşı iktidarın baskıcı ve faşist tutumunun sıradan hale geldiğinin bir kez daha kanıtıdır.

Ayşe Uğurlu’ya cezaya bahane edilen konu nedir? Adil yargılanma talebiyle açlık grevine giren ve 200 günü aşkın süre açlık grevinde bulunan ÇHD’li avukatlardan Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın sağlık durumlarının kritik bir noktaya gelmesi, zorla müdahale ihtimalinin ortaya çıkması üzerine; yaşamdan yana tavır alan insan hakları örgütleri, sendikalar ve hukukçu derneklerinin temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilen bir basın açıklaması. Bu basın açıklamasından 5 gün sonra Av. Ebru Timtik hayatını kaybetmiş, Av, Aytaç Ünsal ise iyileşinceye kadar infazının durdurulması ve serbest bırakılması kararının ardından tahliye edilmiş, açlık grevini sonlandırmış, kısmi düzelme sonrası da yeniden cezaevine konulmuştur.

"HERHANGİ BİR SAĞLIK HAKKI İHMALİNİ HALK SAĞLIĞI SORUNU OLARAK DEĞERLENDİRİRİZ"

"Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası üyesi de olan Ayşe Uğurlu bir sağlık emekçisi olarak gurur duyacağımız özveride hastanede ve sağlığın hastaneye sığdırılamayacağı bilinciyle bulunduğu her yerde sağlıklı bir yaşamı savunmuş, savunmaya da devam etmektedir" diyen Sabiha Akdeniz Güney, şu ifadeleri kullandı

"Biz Ayşe Uğurlu ile gurur duyuyoruz. Ve diyoruz ki; insan haklarını savunanların, mesleki etik kuralları yerine getirenlerin üzerindeki bu hukuksuz baskı ve ceza düzeninden vazgeçin. Dr. Ayşe Uğurlu bu ülkenin yetiştirdiği hem hekim olarak hem de insan olarak ortak değerlerimizdendir. Dr. Ayşe Uğurlu hakkındaki bu mesnetsiz soruşturma ve cezalar derhal geri çekilmelidir. Geri çekilene kadar eylemlerimiz devam edecektir."

AYŞE UĞURLU: "BUNDAN SONRA DA İYİ HEKİMLİK YAPACAĞIM"

Ayşe Uğurlu ise yaşadıklarına ilişkin şu açıklamayı yaptı:

"Yaklaşık 33 yıllık hekimim. Hekimlik hayatım boyunca her zaman iyi hekimlik değerlerini gözettim. İnsan hakları mücadelesinin yanında var oldum, bundan sonraki hayatımda da bu mücadeleyi sürdüreceğim. Bundan sonra da iyi hekimlik yapacağım. Bu suçlamaların ya da idare soruşturmanın hakikaten bir garabet olduğunu söylemek istiyorum. Çünkü, hakkımda herhangi bir adli soruşturma olmaksızın, herhangi bir şekilde ifade alınmaksızın sadece İl Sağlık Müdürlüğü ve Sağlık Bakanlığı üzerinden yürütülen bir soruşturma ile karşı karşıyayız. Bu durum masumiyet karinesine de aykırı. Dolayısıyla bu hukuksuz ve haksız uygulamadan bir an önce vazgeçilmesini, iyi hekimlik değerleri ile yeniden görevime dönmeyi istiyorum. İnsan hakları ve iyi hekimlik mücadelesinden hiçbir kurum, kuruluş ve değer beni uzaklaştıramaz." (ANKA)

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER