Yeniçağ yazarı, Murat Ağırel’in kaleme aldığı haberde, Şikayetçi kurumun ABB’nin iştiraklerinden BELKA olduğu yazıyor. Belediye iştiraki BELKA ile ilgili suç duyurusunu yapan kurum, doğrudan BELKA olunca iddialar da ciddileşiyor. Suç tarihi olarak da dilekçede 2013-2014 ve 2015 yılları belirtiliyor. Yani Melih Gökçek dönemi…
"Ankara Büyükşehir Belediyesinin Melih Gökçek döneminde yapılan yolsuzluklar, yağmalar yazmak ile bitecek gibi değil. Yurttaşlar bir dilim ekmeğe muhtaç olmuşken bu aveneler takımı kurdukları şirketler, sahte satışlar, sahte faturalar, adrese teslim yüksek bedelli ihaleler ile Ankara Büyükşehir Belediyesini adeta yağmalamışlar.
Bir süredir Gökçek döneminde yapılanları, ihaleleri ve şirketlerdeki isimlerle belediye arasındaki ilişkileri kayıtlar üzerinden araştırarak bu köşeden size aktarıyordum.
Anlamadığım şey ise şu bu kadar bilgi belge ortada iken neden hiçbir savcı soruşturma başlatmıyor? Para transferleri neden ortaya çıkarılmıyor?
Tam da Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Başkanı Mansur Yavaş yönetimi neden harekete geçmiyor derken çok ama çok çarpıcı bir suç duyurusuna ulaştım.
Şikayetçi kurum ABB'nin iştiraklerinden BELKA.
BELKA, Ankara halkına hizmet amacıyla her türlü atıkların toplanması, arıtılması, ayıklanması, değerlendirilmesi, elektrik enerjisi üretilmesi, ulaşım hizmetleri yapılması amacıyla kurulmuş. Şirket ortakları Ankara Büyükşehir Belediyesi ASKİ Genel Müdürlüğü, BELPA A.Ş., BELKO A.Ş., BELPLAS A.Ş. sermayesinin tamamına yakını doğrudan veya dolaylı olarak Ankara Büyükşehir Belediyesi'ne ait, TTK hükümlerine göre kurulmuş özel hukuk tüzel kişisi olan bir ticari şirkettir.
Bu şirketi daha önce yazdığım helikopter skandalı ile hatırlarsınız.
Hani 1,7 milyon TL'ye helikopter kiralayıp aynı helikopterleri hangarda boş boş yatarken bir diğer belediye iştiraki ASKİ'ye 4 milyon TL'ye kiralamıştı…
Hah işte o!
Devam edelim.
Suç isnadı çok çarpıcı ama aslında malumun da ilanı: Suç örgütü kurmak, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, görevi kötüye kullanma, nitelikli dolandırıcılık, sahte fatura düzenlemek.
Asıl şaşırtıcı olan BELKA tarafından yapılan suç duyurusunda doğrudan eski yönetim kurulu başkanı İbrahim Gülerce ile eski yönetim kurulu başkan yardımcısı Ömer Öksüz suçlanıyor.
Bu iki ismin dışında suçlanan isimler de var. Yaklaşık 6-7 firma ve sahiplerinin adı geçiyor. Bu firmaların planlı bir şekilde BELKA üzerinden satın almalar yaptırılarak para aktarıldığı iddia ediliyor.
Belediye iştiraki BELKA ile ilgili suç duyurusunu yapan kurum, doğrudan BELKA olunca iddialar da ciddileşiyor. Suç tarihi olarak da dilekçede 2013-2014 ve 2015 yılları belirtiliyor.
Yani Melih Gökçek dönemi…
Bakın denetimler sonucunda ortaya çıkan iddiaları kapsayan suç duyurusunda neler yazıyor:
- Müvekkil şirketin 2013 yılındaki yönetimince, içme suyu paketleme ve satışı konusunda faaliyet gösterme kararı alınmıştır. Bu karar doğrultusunda 2013-2014 ve 2015 yıllarında tamamı AFM şirketi üzerinden olmak üzere 5 ayrı şirket satın alınmış ve yine AFM şirketi üzerinden menkul, gayrimenkul ve hizmet satın alma görüntüsü ile şikayetçi Belka A.Ş. o günün parası ile 80 Milyon TL civarı zarara uğratılmıştır.
Müvekkil şirketin yönetim kurulunun 08.03.2013 tarihli toplantısında ; "…Ankara'da içme suyu bardaklama, şişeleme, ambalajlama, etiketleme iş ve işlemlerinin yapılmasına:
İş ile ilgili tesis kurulmasına, satın alınması veya kiralanmasına, tesislerin işletilmesine veya işlettirilmesine,
Bahse konu iş ve işlemlerle ilgili pipet, cam şişeleme, paketleme, ambalajlama makineleri ve ekipmanları, kompresör ve sistemleri ile ihtiyaç duyulacak her türlü makine ekipmanlarının satın alınması veya kiralanmasına…" oy birliği ile karar verilmiştir. ( Ek 1. Belka A.Ş. Karar Defteri Örneği Dosyası sayfa 1, 08.02.2013 gün ve 6 nolu karar)
Bu karar doğrultusunda; 1.Filiz Memba Suları Ltd. Şti,
- Seğmen Su Madencilik Mak. Gıda İnş. Tur. A.Ş.,
- Bağiçi İnci Su Gıda Maden. İnş.Tur. Petrol Taşımacılık Taah. ve Ticaret A.Ş. 4.Beynam Orman Su İnşaat Makine Nak. Petrol ve İthalat İhracat Ltd Şti. ve 5. Ayudum Gıda İnşaat Nakliye Madencilik Sanayi ve Ticaret Ltd Şti. olmak üzere,
5 adet şirket önce AFM Teknoloji İçecek Nakliye Danışmanlık A.Ş. tarafından satın alınmış ve hemen kısa süre içerisinde de müvekkil şirkete satılmıştır.
Bu şirketler satın alındıktan sonra bunların işletilmesi, hizmet ve menkul ve gayrimenkul mal alımı, danışmanlık hizmeti adı altında yine AFM Teknoloji İçecek Nakliye Danışmanlık A.Ş. ile sözleşmeler yapılmış ve sonuç itibari ile tamamı AFM Teknoloji İçecek Nakliye Danışmanlık A.Ş. üzerinden olmak üzere 2013 -2014 ve 2015 yılları itibari ile 80 MİLYON TL (suç tarihindeki kur üzerinden hesaplanırsa 30 Milyon Dolar, doların bu günkü kurdan hesaplanması halinde 175- 180 MİLYON TL) civarında bir para aktarılması meydana gelmiştir.
Suç duyurusundaki en çarpıcı kısım ise şurası:
Bahse konu şirketlerin hem satın alınması öncesinde, hem satın alınması aşamasında, hem de işletilmesi aşamasında ticari kural ve teamüllere aykırı olduğu kadar hayatın normal akışına da aykırı olan iş ve işlemler ile müvekkil şirket zarara uğratılmış ve şüphelilere haksız kazanç sağlanmış ve Müvekkil Belka A.Ş ve dolayısıyla Ankara halkı dolandırılmıştır.
İnanılmaz!
Ankara Büyükşehir Belediyesi açık açık "Ankara halkı dolandırılmıştır" diyor.
Daha da ilginç bir detay var. Milyonlarca liralık işlerin yapıldığı sırada AFM şirketinin adresi; Güzelcekale köyü Taşlıgedik mevkii Parsel no 1071, 9410 m2 Haymana/Ankara olarak gözüküyor.
Fakat arsaya giden denetçiler araziden ne fabrika ne makine görüyor. Tamamen otla kaplı toprak parçası olan yerde bir köyde boş bir parsel üzerinde kurulu bulunan bir şirketin bu ölçüde büyük mal alım satımı yapacak durumunun bulunamayacağı anlaşılıyor tabi. Ankara'da başkaca bir firma yokmuş gibi tüm alımların AFM firması üzerinden yapılmış olması da bu faturaların şişirilmiş rakamlar ile kesilen sahte faturalar olma ihtimalini iyice kuvvetlendirdiği şüphesini doğuruyor.
Bakın o arsanın fotoğrafı:
Suç duyurusunun devamında ise…
Bu suç organizasyonunun açığa çıkmasını önlemek amacıyla sahte bilirkişi raporları alınması, şirketlerin AFM firmasına satışı ve satış bedellerinin ödenmesi hususunda gerçeğe aykırı belgeler ve düzenlemeler yapmak suretiyle sahtecilik suçunu işlediklerine dikkat çekiliyor.
Bu şirketlerin işletilmesi sırasında gerçek satış olamayacağı açıkça belli olan faturalar ile yüklü miktarda alımlar yapılmış gibi gösterilerek AFM firmasına haksız kazanç sağlandığı ve bu suretle hem dolandırıcılık hem görevin kötüye kullanılmasından bahsediliyor.
Hem hizmet suretiyle güvenin kötüye kullanılması suçlarının örgütlü bir şekilde işlendiği sabit olmakla birlikte, sahte fatura ve sair vergi suçlarının işlenmiş olması da kuvvetle muhtemel olduğu aktarılıyor.
“Araştırılması ve aydınlatılması gereken bir diğer husus” denilerek de savcılığın, şirketlerin tamamının öncelikle AFM şirketi tarafından satın alınması sırasında, hisse bedellerinin ödemelerinin yapılmış olup olmadığını sorgulaması isteniyor.
Çünkü, hisse bedellerin banka kanalı veya elden ödenmiş olmaları gerekiyorsa da bu bedellerin devir eden hissedarlara mı yoksa üçüncü kişilere mi aktarıldığı ya da ödenmemiş ise kara para aklama suçunun işlendiği yönünde kuvvetli suç şüphesi bulunduğu aktarılıyor.
Suç duyurusundaki bir diğer can alıcı cümle ise şöyle bitiyor:
Bu sebeple şüpheliler hakkında fikir ve eylem birliği içerisinde örgütlü olarak işlemiş oldukları suçlar sebebiyle suç duyurusunda bulunma gereği doğmuştur.
Cumhuriyet tarihinde bir kurum kendi içerisinde soruşturma başlatıp bir önceki dönemdeki yolsuzluklar hakkında soruşturma çağrısında bulunmuş mudur ben bilmiyorum.
Ancak bu ağır iddialara rağmen savcılığın halen soruşturma yürütmeyecek olmasını da iyi niyetle karşılayamam.
Bekleyip görelim…"