Yazarlarımızdan Anıl Kurtuldu gastronomi dünyasındaki son gelişmeleri sanat ve lezzet meraklıları için yazdı
Uluslararası İstanbul Lezzet Festivali için geri sayım başladı
Festival, Şişli Belediyesi ev sahipliğinde, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ve iBB Turizm Platformu iş birliğiyle hayata geçiriliyor. İstanbul Lezzet Festivali’nde Türkiye’de ilk kez sosyal gastronominin dünyadaki öncü şefleri, 72 ülkeyle eş zamanlı olarak yemek yapıp dağıtacakları ‘Universal Plate’ etkinliği de gerçekleştirecek. Çok katmanlı etkinlik kurgusuyla düzenlenecek olan Uluslararası İstanbul Lezzet Festivali, ulusal ve uluslararası alanda sektörün önde gelen şeflerini, konuşmacılarını ve lezzet tutkunu binlerce konuğu iki gün boyunca Maçka Demokrasi Parkı’nda ağırlayacak.2 gün boyunca gastronomi dünyasının nabzının atacağı festival kapsamında, Ebru Baybara Demir, Cüneyt Asan, Sahrap Soysal, Hazer Amani, Elif Korkmazel, Rıza Sönmez, Yunus Emre Akkor, Aydın Demir, Aylin Yazıcıoğlu, Deniz Çevik Şahin, Adnan Şahin, Doğa Çitçi, Eyüp Kemal Sevinç, Fırat Siriş, Yalçın İnam, Umut Karakuş, Mevlüt Özkaya, Ali Geyik gibi ünlü isimlerin şovları ve söyleşileri lezzet severlerle buluşacak. Şehrin gastronomik zenginliğini yansıtan mutfak atölyeleri, şovların yanı sıra çeşitli oturumlarda gıdanın ve gastronominin geleceği masaya yatırılacak, İstanbul’un değişen dünya dinamiklerinde vizyoner şehir olarak konumlanmasına katkı sunulacak. Uluslararası İstanbul Lezzet Festivali, 15-16 Ekim tarihleri arasında “Değişim” temasıyla Maçka Demokrasi Parkı’nda düzenlenecek.
5. İzmir Gastrofest “Geleceğe Miras II: Tatlı ve Tuzlu Su Kaynaklarımız” temasıyla 16 Ekim’de başlıyor.
16 Ekim’de Tarihi Havagazı Fabrikasında gastronomi tutkunlarını, konunun uzmanları, ulusal ve uluslararası şefler, yemek yazarları ve kanaat önderleri ile bir araya getiren 5. İzmir GastroFest dopdolu programı ile gastronomi meraklılarını ağırlamaya hazırlanıyor
Gastronomi dünyasının ünlü isimlerini bir araya getiren İzmir’in ilk gastronomi festivali İzmir GastroFest, beşinci yılında yurt içinden ve yurt dışından gastronomi kültürü ve su rezervlerinin kullanımı üzerine düşünen, üreten birbirinden değerli isimleri ağırlıyor. Bu yıl ‘Geleceğe Miras II: H2O Tatlı ve Tuzlu Sular’ temasıyla düzenlenecek olan İzmir GastroFest, denizlerimize ve su kaynaklarına yönelik toplumsal hoyratlığa dikkat çekerek daha iyi bir gelecek ve daha yaşanılabilir bir dünya için neler yapılabilir ekseninde sektörün paydaşlarını bir araya getiriyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, İzmir Ticaret Odası, İzmir Ticaret Borsası, İzmir Ekonomi Üniversitesi, Barilla, Getir Yemek, Mey Diageo, Metro, Pepsi, Öztiryakiler, Eker, Kavlak Zeytinyağları ve Salt İletişim sponsorluğunda ITALTUR M.I.C.E tarafından düzenlenen festivalde çevresel sürdürülebilirlikten küresel sıcaklık artışlarına, mevcut su kaynaklarından içilebilir suya ulaşıma kadar birçok konu masaya yatırılacak. Festivale katılan tüm ziyaretçiler, Od Urla, Amavi, Gia Urla, Seçkin Et, Muranos, Zai Yaşam, Kürkçü Dükkanı, Özsüt Select, Cartel, Ragyu Kasap, Hus, Nuup, Mezzaluna, Alliance, Feyz Çiftliği Gurme, Dedemin Bahçesi, Foodport Catering, Funoli, Pirgion Zetinyağları, Talu Çiftliği , Beta Çay, California Ceviz, Abalıoğlu Yağları, Antik Fırın gibi ünlü markaların şefleri ile bir araya gelerek özel olarak hazırladıkları lezzetleri deneyimleme fırsatı bulacaklar. Festival programının ikinci bölümünde Claudio Chinali, Melih Demirel, Can Aras, Ahmet Güzelyağdöken, Serkan Anavatan, Pelin Çakar Bingül ve Sedef Özgönül gibi ünlü şeflerin konuk olacağı atölye çalışmalarına ek olarak su tadımı ve film gösterimi yapılacak. Tüm gün boyunca İstanbul ve İzmir’in ünlü restoranları ve üreticilerinin birbirinden lezzetli ürünlerini paylaşacağı ve sürpriz tadımlar ile renklenecek festival Kapanış konseri ile noktalanacak.
Boğaziçi’nin Karadeniz’e açılan en güzel noktasında yer alan The Grand Tarabya Oteli, Tarabya koyuna hakim T-lounge’da Çay Saati’ni başlatıyor.
en güzel koyu olan Tarabya’da tüm ihtişamıyla yer alan The Grand Tarabya oteli sonbahar etkinlikleri ile renkleniyor. Heyecanla beklenen çay saati, Kasım ayı itibariyle The Grand Tarabya’ya geri dönüyor. Perşembe’den Pazar’a canlı piyano müziği eşliğinde sunulacak Çay Saati, Boğaziçi’nin en güzel koyuna hakim manzarasıyla, T-lounge’da servis edilecek. 15.00-18.00 saatleri arasında sevdikleriniz ve dostlarınızla keyifli bir ortamda, denize, tarihi konaklara ve koyda demirleyen teknelere karşı sıcacık bir ortamda çayınızı yudumlarken birbirinden güzel çay saati lezzetlerinin tadını çıkarabilir, kendinizi piyanonun tuşlarından yükselen hafif, rahatlatıcı ezgilere bırakarak günün yorgunluğunu atabilirsiniz.
İsveç İstanbul Başkonsolosluğu ve UNDP Türkiye, sürdürülebilirlik konusundaki hedeflerini, düzenledikleri “İsveç’ten Sürdürülebilir Lezzetler” resepsiyonunda paylaştı
İsveç İstanbul Başkonsolosu Peter Ericson ve UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton tarafından düzenlenen resepsiyon, sürdürülebilir bir gelecek için sürdürülebilir gıda sistemlerine dikkat çekmek, gıda israfına karşı mücadeleye destek vermek ve BM Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları konusunda farkındalık yaratmak amacıyla organize edildi. 12 Ekim’de verilen davetin tarihi, duyarlılık yaratmak için özellikle 29 Eylül Uluslararası Gıda Kaybı ve İsrafı Farkındalık Günü ile 16 Ekim Dünya Gıda Günü arasında olacak şekilde seçildi. İsveç İstanbul Başkonsolosu Peter Ericson’un ev sahipliğini yaptığı gecede; İsveç Sarayı Şefi Nusret Altundağ’ın İsveç ve Türk mutfağının birleşimiyle sürdürülebilir gıdalardan hazırladığı özel menu misafirlere sunuldu. Hazırlanan menüde kullanılan malzemelerin doğal ve Ekim ayında Türkiye’de bulunabilen, mevsimsel ürünler olmasına özellikle dikkat edildi. “Atıksız mutfak” uygulamalarının iklim değişikliğini önlemede önemli bir rolü olduğunu belirten İsveç İstanbul Başkonsolosu Peter Ericson; “Hepimizin bildiği gibi, gıda israfı bir dizi sosyal, ekonomik ve çevresel sonuç doğuran en büyük küresel sorunlardan biri. İsveç; gıda israfıyla mücadele konusunda bir çok girişimde bulunarak ve sürdürülebilir gıda kültürünü teşvik ederek gıda israfına karşı mücadele de öncü ülkeler arasında yer alıyor” dedi. UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton ise “COVID-19 pandemisi, yalnızca iki yıl içinde açlığın azaltılmasında elde edilen yirmi yıllık küresel ilerlemeyi tersine çevirdi. Bu dönemde ciddi gıda güvencesizliği olan insan sayısı iki katına çıkarak 135 milyondan 276 milyona ulaştı. Bu gerileme, tarımsal gıda sistemimizin ne kadar kırılgan olduğunu gösteriyor ve dünyadaki tüm insanların her zaman sağlıklı bir beslenme düzenine sahip olmasını sağlamak için gıda mevcudiyetini artırma ihtiyacının altını çiziyor. Gıda israfını ortadan kaldırmak, tüm çözümlerin çok önemli bir parçası.” dedi.
Raffles İstanbul Zorlu Center, bir klasik olan pazar brunch’larına tüm hızıyla devam ediyor. Her pazar 12.00-15.30 arasında hem yetişkinleri hem de birbirinden eğlenceli atölyeleri ile çocukları ağırlıyor.
Brunch, Türk ve dünya peynirlerinin yer aldığı geniş şarküteri ürünleri, Ege Bölgesi’ne ait zeytinyağlı sunumları, taş fırında hazırlanan pide ve pizzaları, barbeküden lezzetleri, el yapımı taze makarna çeşitleri, eşsiz lezzetiyle Dana Bonfile/ Kontrfile ve daha birçok efsanevi lezzetle brunch deneyimine bambaşka bir bakış açısı getiriyor. Brunch’ta, klasik lezzetlerin yanı sıra deniz ürünlerinin misafirlerin isteğine göre hazırlandığı çok sayıda tematik istasyonlar yer alıyor. Zengin deniz ürünleri istasyonunda Kanada’dan taze olarak getirilen ıstakozlar ve özel taze mavi yengeç gibi lezzetler deniz ürünleri sevenler için tam bir şölen sunuyor. Uzakdoğu lezzetlerini sevenler için Brunch’ın bir sürprizi de Raffles’ın imza restoranı Isokyo’nun lezzetleri Raffles Brunch misafirlerini bekliyor. Isokyo’nun Pan-Asya lezzetlerinin sunulduğu alanda ise birbirinden farklı suşi çeşidi, tuna, deniz levreği ve somon sashimi ayrıcalıklı bir lezzet deneyimi yaşatıyor. Brunch’ın tatlıya düşkün misafirleri için ise günlük ve taze şekilde hazırlanan “Crossiant Pan de Chocolate” ve farklı çeşitte birçok pastane ürünü görsel olarak bir şölen yaratırken, damaklarda ise unutulmaz bir tat bırakıyor.
Çay, kahve ve lezzet tutkunları için emsalsiz bir mola imkanı: Beta Yeni Han
16. yüzyılda inşa edildiği düşünülen Osmanlı Dönemi’ne ait Yeni Han, Beta Gıda tarafından renove edilerek 2019 yılında açıldı. Tarihte, Türk kahvesinin kavrulduğu ilk fırına ev sahipliği yapan Yeni Han, o zamanlar kahvenin kavrulup satıldığı yer anlamına gelen Tahmis Han adıyla da anılmış. Beta Gıda, günümüzde Yeni Han içerisindeki 11 mağazası ile hizmet veriyor ve tarihi bir mirası yaşatmanın gururunu yaşıyor. Türkiye’nin kültür elçisi misyonu ile tüm dünyadan gelen misafirlere Türk kahvesini ve çay kültürünü başarıyla tanıtıyor. Çay tutkunlarının hayran kalacağı 75’in üzerinde çay çeşidi ile misafirlerini ağırlayan Beta Tea House, taze taze çekilen kahvenin tadına varabileceğiniz ve geleneksel kumda kahve deneyimini yaşayabileceğiniz Ala Kurukahve, 30’dan fazla ülkeden 100’ün üzerinde kahve çeşidini deneyimleyebileceğiniz Ala Kahve Evi, dünya baharatlarını bir araya getiren Belita, Beta Yeni Han’ın ön plana çıkan lezzet durakları arasında yer alıyor. Tarihi handa şarküteri, börek, Belçika çikolatası, kuruyemiş ve hamburger gibi sevilen ürünlerin yer aldığı mekânlar da bulunuyor.
Geleneksel İtalyan Mutfağının Özgün Lezzetleri Olea & The Bar’da
Mandarin Oriental Bosphorus, Istanbul’un imza restoranı Olea & The Bar, geleneksel İtalyan mutfağının özgün lezzetlerini İstanbul Boğazı’nın büyüleyici ambiyansı ile buluşturuyor. Nefes kesici İstanbul Boğazı manzarasına sahip Olea & The Bar, yenilenen sonbahar ve kış menüsü ile konuklarını benzersiz bir lezzet yolculuğuna çıkarıyor. İstanbul Boğazı’nın Avrupa kıyısında yer alan, iki köprüyü ve muhteşem yalıları kapsayan büyüleyici manzarasıyla nefes kesen Mandarin Oriental Bosphorus, Istanbul’un imza restoranı Olea & The Bar, İtalyan mutfağının geleneksel lezzetlerini ve & The Bar’ın özlenen kokteyllerini İstanbul’un kalbinde bir araya getirerek misafirlerine eşsiz bir gastronomi deneyimi sunmaya devam ediyor. Olea & The Bar, yenilenen menüsü, geniş kavı ve zengin kokteyl çeşitlerinin yanı sıra modern ve sofistike tasarımı, şık ambiyansı ve eşsiz manzarası ile öne çıkıyor.
The Ritz Carlton, İstanbul iki restoranıyla Michelin listesinde yer aldı.
Konaklamadaki başarısını gastronomi sektörüne taşıyan The Ritz-Carlton, Istanbul lezzet, hizmet farklılığıyla misafirlerini ağırladığı iki restoranı; Atölye ve Nobu Istanbul ile Michelin listesine girdi. The Ritz-Carlton, Istanbul Executive Chef’i Selami Güleryüz ve deneyimli mutfak ekibi tarafından yönetilen Türkiye’nin seçkin mutfak zenginliğini yansıtan Atölye, uzun bir süredir geleneksel Türk mutfağının önde gelen lezzetlerini misafirlerle buluşturuyor. Atölye, ziyafet deneyimini unutulmaz anılara dönüştürerek mükemmel bir gastronomi deneyimi yaşatırken, Anadolu mutfağının en güzel örneklerinin yer aldığı menüsünü hem lokal hem de dünyanın birçok ülkesinden gelen misafirlerinin deneyimine sunuyor. İki ayrı katta, 80 kişilik terası ve toplam 200 kişilik kapasitesiyle, eşsiz bir deneyim yaşatan ve Chef Joshua Treacy tarafından yönetilen Nobu İstanbul, Nobu restoranlarının titizliğiyle oluşturulan menüsünde klasiklerinin yanı sıra lokal detaylarla harmanlanmış tatlar da sunuyor. Nobu müdavimleri; Yellowtail Jalapeno, New Style Sashimi, Black Cod Miso, Rock Shrimp Tempura gibi Nobu imza lezzetlerini Nobu İstanbul’da deneyimleme fırsatı buluyor.
W İstanbul; Türk Mutfağının Sürdürülebilirlik Alanındaki Elçilerinden biri olarak seçilen Executive Şefi Şafak Erten’in ödül kazandığı menüsünü, Cam Sanatçısı Derya Geylani’nin geri dönüştürülebilir bardaklarını sergilediği özel bir etkinlik düzenleyerek kutladı.
W İstanbul Executive Şefi Şafak Erten’in sıfır atık disiplinine uygun olarak sürdürülebilir trendlerle hazırladığı ödüllü menüsünde; “Malkara Biberleri, Avokado Kreması ve Lime eşliğinde Mercan & Avokado Ceviche”, “Türk Kahvesi ile Marine Edilmiş Renkli Domatesler ve Salatalık Sorbet ile sunulan Stracciatella”, “Karides Tozu, Karides Bisk ve Enginar Püreli Pancar Cipsi eşliğinde Ağır Ateşte Pişirilmiş Siyez Bulgur Güveci” ve “Karamelize Limon ve Kahveli Özel Tatlı” yer aldı. Şafak Erten hazırladığı imza tabaklar ile sürdürülebilir pişirme ve yemek israfının azaltılması konularına da değindi. Çağdaş cam sanatçısı Derya Geylani’nin W İstanbul iş birliği ile tasarladığı geri dönüştürülebilir bardak tasarımları da bu kutlama yemeğinde birlikte sunuldu. W İstanbul ikramlarında kullanılan şişelerden dönüştürülerek üretilen bardaklar, şehrin merkezine gizlenmiş̧ Secret Garden’dan ilham alan fonksiyonel sanat nesneleri olarak; tat, koku, renk ve dokunma duyularını birbirleri için birer metafor olarak kullanıldı. Geylani’nin W İstanbul’da özel olarak sergilemeye devam edeceği sınırlı sayıda tasarladığı bardakların yanı sıra daha fazla tüketmeden üretilerek W İstanbul outletlerinde de özel olarak kullanılması planlanıyor.
Maçka Palas yüz yaşında
Nişantaşı’nın ikonik binası ve Türkiye’nin tek İtalyan Palazzo oteli olan Park Hyatt Istanbul Maçka Palas yüz yaşına girdi. Maçka Palas’ın doğum gününde Palazzo’da olan yeniliklerin de açılışı yapıldı. İhtişamlı gecede ayrıca, Nusret Gökçe’nin yatırımcısı olduğu dünyanın en ünlü İtalyan restoranlarından biri olan Cipriani’nin açılışı kutlandı.Dünyaca ünlü Bellini ve Carpaccio’nun mucidi Cipriani’nin Nişantaşı’nda kapılarını açmasını, Nusret Gökçe’nin ilk kahve dükkanı olan ve zincirleşecek ‘Kapicciiiinoo’nun dünya lansmanını, tamamen Maçka Palas için üretilen ve son teknoloji ekipmanlarla bezeli ‘Woooww Gym’in açılışınının kutlandığı akşamda Park Hyatt Istanbul Maçka Palas’ta bulunan Nusr-Et Maçka Palas’ın da rekor gelirini aynı akşam elde etmesi, Maçka Palas’ın ikinci defa doğuşuna vesile oldu.