BIST 100 9.694 DOLAR 34,58 EURO 36,44 ALTIN 2.951,73
7° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

'Anayasa Mahkemesi'nin aldığı kararın tanınmaması kimsenin haddine değil'

'Anayasa Mahkemesi'nin aldığı kararın tanınmaması kimsenin haddine değil'

DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, "Böylesine son derece önemli bir kurumun aldığı kararın, Anayasa’ya ve yasalara aykırı olarak alt mahkeme tarafından tanınmaması ve uygulanmaması kabul edilemez. Hiç kimsenin haddine değil. Bu ülkenin anayasal düzenini bozmaya çalışan, bu ülkenin istikrarına zarar verir. Alt mahkemenin bu kararı kendi inisiyatifiyle, hür ve bağımsız olarak alıp almadığını da ayrıca masaya yatırmak lazım.” dedi.

Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı Gültekin Uysal, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ı parti genel merkezinde ziyaret etti. İki lider yaklaşık bir saat süren görüşmenin ardından basının karşısına geçti.

DP Genel Başkanı Uysal, DEVA Partisi Genel Başkanı Babacan’ı DEVA Partisi Genel Merkezi’nde ziyaret etti. Uysal’a eşlik eden heyette DP Genel Başkan Yardımcıları Ahmet Uyanık, Melih Aktaş, Bülent Şahinalp ve Muhtar Maramlı yer aldı. DEVA Partisi heyetinde ise genel sekreter Sadullah Ergin ile genel başkan yardımcıları İdris Şahin ve Nazlı Seda Vural bulundu.

ALT MAHKEMENİN KARARI KENDİ İNİSİYATİFİYLE ALIP ALMADIĞI MASAYA YATIRILMALI

Babacan, görüşmenin ardından düzenlenen basın toplantısında, İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin Enis Berberoğlu’yla ilgili verdiği karar üzerine şu ifadeleri kullandı:

“Bir ülkenin hukuki güvenliği, o ülkenin istikrarı açısından en önemli unsurlardan bir tanesidir. Anayasa Mahkemesi, anayasal sistemimizde en üst yargı organıdır. Bu yargı organının aldığı kararlar, bütün organlar için geçerlidir. Tüm yargıyı da bağlar, yürütmeyi de bağlar, hatta TBMM’nin çıkarttığı yasalarda Anayasaya aykırılık varsa, Meclis’i bile bağlar.

Böylesine son derece önemli bir kurumun aldığı kararın, Anayasa’ya ve yasalara aykırı olarak alt mahkeme tarafından tanınmaması ve uygulanmaması kabul edilemez. Hiç kimsenin haddine değil. Bu ülkenin anayasal düzenini bozmaya çalışan, bu ülkenin istikrarına zarar verir. Alt mahkemenin bu kararı kendi inisiyatifiyle, hür ve bağımsız olarak alıp almadığını da ayrıca masaya yatırmak lazım.”

‘IŞIK’ POLEMİĞİ ESKİ TÜRKİYE’NİN KALINTISI

Babacan, Anayasa Mahkemesi ile İçişleri Bakanlığı arasındaki “ışık” tartışmasına ilişkin bir soru üzerine şunları söyledi:

“Dün akşamdan beri yaşanan polemiklere bakacak olursak, bunlar memleketin sorunlarını çözecek işler değil. Bunlar boş işler, eski Türkiye’nin kalıntıları. Bu ülkenin sorunları büyük. Ben herkesi hukuk sınırlarının içinde kalmaya davet ediyorum. Sistem örselenirse, bu ülkenin istikrarı bozulursa dikiş tutturmak çok zor olur. Herkese yazık olur.

Yargı, hükümetin elinde kullanacağı bir araç değildir, olamaz. Hukuk devletinde Anayasa Mahkemesi bağımsız ve tarafsız hareket eder. Verdiği kararlar nihaidir ve herkes için bağlayıcıdır.”

“VATANDAŞLARININ KULLANDIĞI DİLDEN KORKAN BİR ANLAYIŞ KABUL EDİLEMEZ”

Babacan, Dario Fo’nun ‘Yüzsüz’ adlı oyununun Kürtçe uyarlaması olan ‘Bêrû’nun yasaklanması üzerine gelen bir soruyu ise şu sözlerle yanıtladı:

“Bu tiyatro oyunu, Nobel Ödüllü bir sanatçının eseri. Detaylarına tabii ki bakmak lazım ama ilkeler üzerinden gitmek istiyorum. Kürt vatandaşlarımızın dilinin bu kadar mesele olması kabul edilebilir bir durum değil. Kürtçe, Kürt vatandaşlarımızın anadilidir. Türkiye’nin en parlak döneminde bu tip meseleler aşılmıştır. Kimse Türkiye’yi 1990’lı yıllara geri döndürmeye çalışmasın. Kendi vatandaşlarının kullandığı dilden korkan bir yönetim anlayışı kabul edilemez. Özgüvenli, çoğulcu ve katılımcı demokrasiye inanan hiçbir yönetim bu meselelerle uğraşmaz.”