Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Bu veriler ürküttü... Tehlike çanları çalıyor!

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), bu yılın ilk çeyreğinde (ocak-mart dönemi) gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYH) bir önceki yılın aynı çeyreğine göre yüzde 5,7 arttığını açıkladı.

Büyümeye en büyük katkı yüzde 11.1’le inşaat, yüzde 10.4’le vergi artışlarından geldi.

Lütfen buraya dikkat edin... Söz konusu dönemde tarım sektörü yüzde 4.6, sanayi sektörü yüzde 4.9 ve hizmetler sektörü yüzde 4.3 büyüdü. Bu sektörlerde büyüme, ülke düzeyinde açıklanan büyümenin gerisinde kaldı.

Dolar bazında ilk çeyrekte 285.6 milyar, yıllıklandırılmış bazda 1 trilyon 158 milyar dolar GSYH rakamına ulaşıldı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, TÜİK’in verilerini şöyle değerlendirdi: "Rasyonel, öngörülebilir ve kurala dayalı politikalarımızla ekonomimiz daha dengeli ve sürdürülebilir büyümeye doğru yol alıyor."

Sanayide neler oluyor?

Peki, büyümenin itici gücünü oluşturması beklenen sanayi sektöründe nasıl bir tablo söz konusu? Sanayi sektöründe büyüme, neden ülke büyümesinin altında kaldı? Türkiye’yi, yakın gelecekte neler bekliyor?
Son dönemde sanayide çarklar, yavaşlamaya başladı. İlk güçlü işaret doğal gaz tüketiminden geldi.

Türkiye’nin en önemli sanayi merkezi Gebze ve Kocaeli...

Gebze ve Kocaeli'de, doğal gaz tüketimi dikkat çekici biçimde geriledi.

KRT, bölgenin doğal gaz dağıtımını yapan şirket yetkilileri görüştü. Yetkililer, sanayinin gaz talebinin, geçen yıla göre en az yüzde 20’ler düzeyinde gerilediğini söyledi.

Yetkililer, özellikle demir-çelik ve kimya sektörlerinde gaz talebinde dikkat çekici bir gerileme olduğunu belirterek, “Sanayi sektörü gazı üretim proseslerinde kullanıyor. Sanayinin, gaz çekişlerinde belirgin bir düşüş var. Oran vermek gerekirse yüzde 20’ler düzeyinde” dedi.

Bu, Bakan Şimşek’in dediği gibi dengeli ve sürdürülebilir büyümeye doğru yol alındığının bir işareti mi? Yoksa, ekonomiye ilişkin ciddi bir sorunun dışa vurumu mu?

Bu sorulara, yıl sonuna doğru olgularla desteklenecek biçimde daha net olarak yanıt vereceğiz. Zira, yaz aylarının ardından ekonomide geniş kesimleri etkileyecek yakıcı gelişmelere hep birlikte tanık olabiliriz.

Örneğin...

Çarkların daha da yavaşlaması ile işsizlik artabilir. Yoksulluk daha da derinleşebilir.