2024 yılının ilk yarısının tamamlanmasına sayılı günler kala, asgari ücret tartışmaları bir kez daha alevlendi. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, bu konuda belli aralıklarla yaptığı açıklamada, 2024 yılında “asgari ücrete tek zam” yapılacağı söyledi.
Ancak, Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı yüksek enflasyon ortamı, geniş kesimlerin gelirlerini güneş görmüş kar gibi eritti. Başta emekli ve asgari ücretli olmak üzere on milyonlarca vatandaşın, alım gücü dibi gördü.
Uygulanan ekonomik program, temelde talebi baskılayarak enflasyonu düşürmeyi hedefliyor. Bu nedenle ücretler baskılanıyor.
Emeğiyle çalışan kesimlerin gelirlerindeki artışlar, enflasyonunun altında kalıyor. Gelirler azalırken, başta et, süt, yumurta, sebze ve meyve olmak üzere gıdada zamlar yağmur gibi yağmaya devam ediyor.
Hayat, sabit ve dar gelirliler için her geçen gün daha da pahalı hale geliyor. Açlık tehlikesi ve karnını doyurma endişesi büyüyor.
Peki, bu ağır kriz ortamında milyonların az da olsa nefes alması sağlanabilir mi? Diğer bir deyişle asgari ücrete, 1 Temmuz’da zam yapılır mı?
Bu sorunun yanıtını, asgari ücret artışlarının enflasyonla ilişkisi konusunda yaptığı çıkışlarla öne çıkan Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan verdi.
Karahan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’na, Banka’nın faaliyetlerine ilişkin bir sunum yaptı. Bu, Karahan’ın, başkan olduktan sonraki ilk sunumu olarak kayıtlara geçti.
Karahan, milletvekillerinin soruları yanıtlarken, "enflasyonda bir numaralı risk asgari ücrettir" yönünde bir açıklamasının olmadığını söyledi.
Karahan, "Asgari ücret konusunda karar verici değiliz, tavsiye kurumu da değiliz. Enflasyonda hedefleri ve tahminleri belirlerken ücretlerle ilgili birtakım varsayımlar yapmak zorundayız. Bunu yaparken de daha önce yapılan tek artış yönündeki açıklamaları baz aldık" diye konuştu.
Karahan’ın bu sözleri, ekonomi yönetiminin asgari ücrete ikinci zamma bakışını da net olarak ortaya koydu. Asgari ücret artışına kapıların kapalı olduğu mesajı ince ince verildi.
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, mayıs ayı enflasyonunun yüzde 75.5 ile zirveyi görmesi üzerine, en kötüsünün geride kaldığını söylemişti.
Temennimiz bu yönde... Ancak, görünen o ki sabit ve dar gelirli milyonlar için asıl mücadele ve kemer sıkma dönemi yeni başlıyor.