"Hayvanları Koruma Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Teklif", TBMM Genel Kurulu'nda görüşülüyor. Teklifin geneli üzerine yapılan görüşmelerde konuşan İYİ Parti İzmir Milletvekili Ümit Özlale, özetle şunları kaydetti:
"Bu kanun teklifini okurken gerçekten kanım dondu. Özellikle 5’inci madde, 15'inci madde. Sonra kanun teklifi üzerinde konuşacağız zaten ama inanın hem bu kanun teklifini hazırlayan hem de bununla ilgili saha araştırmasını yapan sayın Yenişehirlioğlu adına üzüldüm. Neden mi? Belli ki hiç tanımadığı bir sokak hayvanının başını okşayıp onunla bir sevgi bağı kuramamışsınız, üzüntülü bir anınızda, o an karşılaştığınız bir hayvanın sevgisiyle avunmamışsınız, neye sevindiğini ya da neye üzüldüğünü bilmeden, sadece siz seviniyorsunuz ya da üzülüyorsunuz diye sizinle aynı duyguları paylaşan sokaktaki bir canlıyla maalesef bağ kurumamışsınız. Sayın Yenişehirlioğlu ve bu teklifi hazırlayan milletvekilleri, size kızıyorum, çok öfkeliyim. Çünkü binlerce canlının canına kastedeceksiniz.
Burada bu muhalefet milletvekilleri 'Çocuklar aç kalmasın, bedava kahvaltı, öğle yemeği verilsin' diye önerge veriyor, reddediyorsunuz. Plan ve Bütçe Komisyonu'nda 'Çocuklarımız aç kalmasın, yoksul kalmasın' diye önerge veriyoruz, reddediyorsunuz. Tutuyorsunuz, ne idiği belirsiz tarikatlarda, vakıflarda bütün çocuklar tacize uğrarken araştırma önergesi veriyoruz, reddediyorsunuz. Nerede seviyorsunuz çocuklar ile hayvanları? İkisini de sevmiyorsunuz. Bu taraf, muhalefet ikisini de sizden daha fazla savunuyor. O çocuğunu kaybeden, bir hayvan saldırısı sonucunda çocuğunu kaybeden anneyi de daha çok savunuyor, sokak hayvanını da daha fazla savunuyor.
Sokak hayvanlarının yaşama hakkına tecavüz etmeden yani sokak hayvanlarını katletmeden insanların can güvenliğini koruyabilir miyiz? Tabii ki koruyabiliriz, korumalıyız da. Ama sizler bilime, muhalefetin görüşlerine, veteriner hekimlerin görüşlerine hiçbir şekilde başvurmadan burada hiçbirimizin kabul edemeyeceği bir kanun teklifi hazırladınız. Elimizdeki bütün veriler bu işin herhangi bir şekilde sokak hayvanını öldürmeden çözülebileceğini gösteriyor ama sizler uzman görüşlerine de başvurmuyorsunuz, ne bu kanun teklifini hazırlarken başvuruyorsunuz ne de başka bir şekilde.
Yapılması gereken şey şu: Bu katliam yasasını geri çekip burada bir an önce Veteriner Hekimleri Birliği, özel poliklinikler, hayvan severler, kamu kurumları, belediyelerle beraber bir hayvan hakları yönetim kurulu oluşturalım, bu çerçevede bu işe bir çözüm getirelim. Öbür türlü, getireceğiniz yasa sizin elinizi kana bulamaktan başka hiçbir işe yaramaz. Eğer bizler bu seferberlikte de başarılı olursak, çok değil 4 sene içerisinde sokak hayvanlarının sürdürülebilir bir sayıya ulaşacağını görebiliriz.
Eğer bugün bu Meclis sizin getirdiğiniz kanun teklifiyle bir tercih yapıyorsa, bir sorunu çözmek ile sebepsiz yere öldürmek arasında bir tercih yapmaya zorlanıyor, ben de bunu reddediyorum. Sakın ola bu yasaya onay vererek insanların, çocukların can güvenliğini sağlama alacağınızı düşünmeyin çünkü sanılanın aksine sokak hayvanlarını öldürmek sorunu çözmüyor. O zaman neden bu yasadan, hayvanların canına kasteden bu yasadan medet umuyorsunuz? Çünkü sorununuz, sizin derdiniz herhangi bir şekilde sorunu çözmek değil; amacınız çok açık, sokak hayvanlarını da bir kutuplaştırma aparatı olarak kullanmak istiyorsunuz, hayvan haklarına da halk sağlığına da aykırı olan bu durumdan siyasi bir rant çıkarmaya çalışıyorsunuz.
Can almadan bir çıkış yolu varken ille de öldürelim demek bir insanlık suçudur. Bu insanlık suçunu Allah aşkına işlemeyin. Hayvanların yaşam haklarına tecavüz etmeden sorunu çözmek yerine can alarak çözelim demek gaddarlıktır, vicdansızlıktır. Bu kadar çözüm yolu varken çözüm olmayacak tek yol öldürmektir. İçinde 'öldürmek' geçen hiçbir şeyden bu ülkeye hayır gelmez.
Bu teklifi savunurken, Tarım Komisyonu'nda savunurken devamlı AK Partili arkadaşlarımızın bize dediği şeylerden bir tanesi şuydu, 'Bizler çocuklarımızın güvenliği için vicdanımızın sesini dinliyoruz ve bu yasayı çıkartıyoruz' diye. Şimdi, ben sizin o zaman vicdanınıza soruyorum: Ne idiği belirsiz vakıflarda, yurtlarda onlarca çocuğumuz tecavüze uğradığında, Enes gibi evlatlarımız intihar ettiğinde vicdanınız neredeydi sizin? 7 milyon yoksul çocuk var, 'En azından bu çocuklara bedava kahvaltı ve öğle yemeği verelim' dedik, reddettiniz. O zaman neredeydi sizin vicdanınız? Çorlu tren katliamında bir sürü insan hayatını kaybetti, Oğuz Arda da onlardan bir tanesiydi, annesine dava açmaktan başka ne yaptınız, neredeydi sizin vicdanınız? İsias Otel’de hayatını kaybeden 35 çocuk vardı. Bu ülkede milyarlarca dolar deprem vergisi toplamanıza rağmen milyonlarca çocuk tabut gibi evlerde yaşıyor. Onları görürken sizin vicdanınız nerede Allah aşkına? Şiddete uğrayan kadınların can simidiydi İstanbul Sözleşmesi. Ondan çıkarken hiç vicdanınıza sordunuz mu?
Neden ceza sırası hiç vergi kaçıranlara gelmiyor? Çünkü buna gücünüz yetmiyor. Bakın, iş birliği içinde olduğunuzu falan söylemiyorum, artık gücünüz yetmiyor. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını çalıp, esnafın hakkını çalıp milyonlarca insanı mutsuzluğa, yoksulluğa, sizler mahkûm ediyorsunuz ama gücünüz bir tek orada ne olup bittiğinden habersiz sokak hayvanlarına yetiyor. Neden belediyesini, bakanlığını dolandıranlara en ufak bir ceza vermiyorsunuz? Gücünüz yetmiyor, sadece sokak hayvanlarına yetiyor. Yolsuza teşvik, sokak hayvanlarına ölüm; hırsızın, arsızın başını okşa, sokak hayvanlarına ölüm; tacizciye, tecavüzcüye iyi hâl indirimi, sokak hayvanlarına ölüm. Bir de utanmadan, sıkılmadan trol ordunuz bu meseleyi bir sınıf çatışması hâline getiriyor. Bu ülkede insanın değil, köpeğin bile fakirine tahammülünüz yok.
Madem bu ülkede bir şeyleri toplamaya meraklısınız, madem bir şeyleri toplamak istiyorsunuz, sokak hayvanlarından başlamayın, kadınları dini kullanarak yıllar boyu taciz eden din bezirgânlarını toplamaya başlayabilirsiniz. Çocukları taciz eden sapıkları toplayın."
Daha önce çıkarılan yasaların uygulanmaması sebebiyle hayvan popülasyonunda artış olduğu ve bunu azaltmak için bu yasanın çıkarıldığını belirten MHP Adana Milletvekili Muharrem Varlı; “Bizim hayvanları öldürmek gibi bir niyetimiz olamaz, hepimiz vicdan sahibiyiz, hepimizin evinde hayvanları var” dedi. Yasayla birlikte belediyelere bazı sorumluluklar yüklendiğini kaydeden Varlı, sorumluluklarını yerine getirmeyen belediye ve belediye meclis üyelerine 6 aydan bir yıla kadar hapis cezası getirilmesinin denetlenebilirlik açısından olumlu olduğunu söyledi.
Hiç kimsenin öldürmek gibi bir düşünceye sahip olmadığını söyleyen Varlı, “Biz hayvanları seviyoruz. Sayın Genel Başkanımızın da belirttiği gibi hayvanlar bizim can dostumuz. Onları yaşatmak için elimizden geleni yapacağız. Belediyelerimiz de elinden gelenin en iyisini yapacak” dedi.