Dikili Belediyesi ve YAYKOOP iş birliği ile 20-28 Temmuz günlerinde düzenlenen 3. Dikili Kitap Günleri sanat ve siyaset dünyasından isimleri ağırlamaya devam ediyor. Etkinliğin 4. gününde CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Gökan Zeybek, CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Adana Milletvekili Burhanettin Bulut ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi Binici’nin katılımıyla “31 Mart Yerel Seçimleri Sonrası Türkiye” konulu söyleşi gerçekleştirildi.
Söyleşide yerel seçimler, öncesi ve sonrasıyla ele alınırken ilk genel seçimlerde CHP’nin neden iktidar olması gerektiği gerekçeleriyle açıklandı.
Binici: “Bizim olumsuz senaryolarımız çöp oldu”
Söyleşinin başında 31 Mart’a giden sürece değinen Binici, şeffaflık vurgusu yaparak şunları söyledi:
“31 Mart sonrasını konuşmak için bence 31 Mart öncesini de konuşmamız gerekiyor. Mayıs seçimlerinden sonra hepimizde büyük bir kırgınlık vardı. Sonrasında artık CHP elindeki mevcut belediyeleri de koruyamaz diye çeşitli eleştiriler geldi. Ama toplumda bir ses vardı ve biz o sesi duyarak bir yola çıktık. Bu yolculukta CHP’nin geçmiş birikimleriyle birlikte geleceğe dair vizyonu nediri değerlendirerek bir yol açıktı. Seçmenimiz bize bir şans tanıdı ve bizim bu şansı doğru kullandığımıza inanıyorum. Bu süreçte CHP’nin geçmişten bugüne kazanımlarını yok saymadık. Kurultayda bize bir görev verildi ve biz o görevi yerine getirdik. Ben sorumluluğumun farkındaydım. Seçim sürecini çok izledim. Doğrularını ve yanlışlarını gördük. Seçimlere giden süreç, kolektif aklın işletilmesi gereken süreçti. Bence biz bunu doğru gerçekleştirdik. Biz 31 Mart’a 31 Mart’ta hazırlanmadık. Öncesinde biriktire biriktire yaptık. Seçim akşamı hep birlikteydik. Gülmekten kendimizi alıkoyamadık. Bir dakika üzüldüğümüz zaman olmadı. Doğuda ve güneydoğuda sandıklar ilk kapandı. İlk sonuçları oradan aldık. Gaziantep’i alamadığımıza üzüldük. Kilis’ten sonuçlar geliyor. Altın sandık var. Altın sandık sonuçları gelsin dediler. Biz onu beklerken ‘Ne altın sandığı Kilis’i aldık’ dediler. Biz ondan sonra çok mutlu olmaya başladık. Biz en başından itibaren şeffaf bir biçimde yaptığımız bütün çalışmaları anlattık. 31 Mart gününe giden süreci kolektif akılla organize ettik. Türkiye farklı bir ülke. Her seçimde bambaşka senaryolarla karşılaşıyoruz. Bu defa oturduk ve seçimde başımıza nasıl olumsuzluklar gelebilir diye senaryolar yazdık. Ama biz 31 Mart gecesini sorunsuz bir şekilde atlattık. Hiçbir olumsuz şeyle karşılamadık. Bizim olumsuz senaryolarımız çöp oldu.”
Bulut: “Biz artık muhalefet kodlarından çıkmak zorundayız”
Seçim öncesi dönemde parti içinde yaşayan değişimin CHP’nin birinci parti olmasında etkili olduğunun altını çizen Bulut, CHP’nin artık muhalefet kodlarından çıkması gerektiğini belirterek şu ifadeleri kullandı: “31 Mart seçimleri öncesinde… Parti içi değişimi çok ifade etmeyin diye söyler Sayın Genel Başkanımız. Bunu yerel seçimlerde de kullanmadık. Partideki değişimi anlatın Türkiye’deki değişimin de öncüsü olsun’ derdi. Biz de bun yaptık. Sayın Genel Başkanımızın ifadesiyle bir kopuşun yaşandığı süreçte ‘Hepinizden özür dileriz’ demişti. Normal bir yenilgi değildi. Müthiş bir üzüntü vardı. O tarihlerde yine iletişim çok iyi kullanılmıyordu. Toplumun bir beklentisi vardı. Biz yenildik ama bu meselede kim bu işin sorumlusuyla, mesele neyse açıkça ifade edilmesi gerekiyordu. Her ne yapılması gerekiyorsa toplumun önünde toplumun isteğiyle yapılması gerekiyordu. Genel Başkanımız burada o özrü ifade ederken bunları teker teker saydı. O gün değişimin ateşi yakıldı. Yani değişimin ateşi Dikili’den yakıldı. Yine bir kitap günlerinde bunun yaşanması bizi mutlu etti. Ardından bir kurultay süreci oldu. Kurultayda da mesele parti içi iktidar olmak değil, mesele ülkenin gidişatını durdurmak konusunda amaçları söylemekti. Her seçim döneminde mutlaka bir montaj videolar yayınlanır ya da bir mesele ortaya atılırdı. Ülke alır başını giderdi bunlarla. Ama Genel Başkanımız emekli sorunlarından başladı, öğrenci sorunlarına... Bunların dışında hiçbir meseleye girmedi. Toplum mevcut siyasetten ve mevcut siyasetçi figürlerinden sıkılmıştı. Toplumun siyasetten beklentisi iki noktada öne çıkıyordu. Birincisi gençleşme, ikincisi de kadınlar. Üçüncüsü de bilim. Sonuçta 31 Mart seçimlerine kadar bu prensiple çalışıldı ve yurttaş bunun karşılığını verdi. 31 Mart sonrası çıkan sonuçlar bize şunu verdi. 22 yıldan sonra AKP’nin ikinci parti olması, CHP’nin yarım asır sonrası birinci parti olması elbette ki çok kıymetli. Ama bize bir sorumluluk verdi. Bir galibiyet havasına girin demedi. Halk bize şunu söyledi. ‘Size 22 yıl sonra bir fırsat veriyoruz.’ Toplum bizi birinci parti yaptıktan sonra bizi bize bir sorumluluk verdi. Biz artık muhalefet kodlarından çıkmak zorundayız. Biz artık iktidar namzeti bir partiyiz. Buradaki galibiyet bizim yoğurdu bile üfleyerek yememizi gerektiriyor. Yani neyi eleştiriyorsak onu yapmamamızı gerektiriyor. Hepimizin herkesi kucaklamak, o normalleşmenin anlamına uygun davranmak ama bir tarafıyla da hazırlık yapmamız gerekiyor. Hepimiz belirli süreçlerden geçtik. Biz ilk seçimlerde iktidar olacak bir damat adayıyız. Onun sorumluluğuyla hareket ediyoruz. İnşallah o kızı alacağız.”
Zeybek: “CHP ilk yapılacak genel seçimlerde yüzde 40’in üzerinde bir oranla seçimi kazanacak”
Seçim öncesinde toplumun beklentilerine yönelik strateji belirlediklerinin altını çizen Zeybek şunları kaydetti:
“Bu seçimin kendisi örgütlerin çok önemli olduğunu ortaya koydu. CHP ülkenin en iyi öğütlenmiş partisi. Bu örgütlü yapılanmanın yanında biz bu seçimde aday dayatılarak kazanmanın mümkün olmadığını gördük. Bu seçimde, milletin iradesini dinlemeyi, on binlerce anketi yaptık biz. Kampanya dili… Biz kampana dilinin başında bu topluma yeni şeyler mi vaat edeceğiz yoksa çok başarılı belediye başkanlarının hizmetlerini öne çıkaran bir kampanya dili mi konuşacağız? O nedenle biz işimiz gücümüz Dikili, İstanbul, Balıkesir, Türkiye olduğunu söyledik. Biz bir yerel seçime gittik. Ve bu seçime asla genel seçimlere giden argümanlarla gidilmemesi gerektiğinde hemfikir olduk Çok başarılı belediye başkanlarımız vardı ama değişmesi gereken belediye başkanlarımız da vardı. Biz bunları anketlerde ölçtük. Hiçbir belediye başkan adayının kendisini birinci gösteren anketin kapağını bile açtırmadık genel merkezde. 10-12 anket firması belirledik. Her ilçede 3 firmayı görevlendirdi. Sayın Genel Başkanımız İzmir’de doğrudan doğruya bir süreç yönetmiştik. İzmir 30’da 30 olmak zorundadır. İzmir’de kaybedecek hiçbir belediyemizin olmadığını herkesin hissetmesi gerekiyor. O nedenle bu çalışmaları yaparken birliği sağlamak, kampanya dilini barış diline yönlendirmek ve mayıs seçimleri travması nedeniyle Millet İttifakı’nı çağrıştıran bir dil kullanmamak zorundaydık. Bu yerel seçimde milletin bize verdiği oy asla emanet bir oy değildir. Halk artık CHP’nin yönetiminin tadını almıştır. Bundan sonra kimse bizden bir oy almayı bile beklemesin. Şu an hepimizin sorumluluğu CHP’nin adayını cumhurbaşkanı olarak seçtirmektir. Şimdi buradan söylüyorum. CHP ilk yapılacak genel seçimlerde yüzde 40’in üzerinde bir oranla seçimi kazanacak.”
Binici: “Yeni olan ve gençleşen biziz, eskiyi göndereceğiz”
Seçim sonrasına yönelik yapılan anekdotlarda ise CHP’nin neden iktidar olması gerektiğine yönelik açıklamalar yapıldı.
Cumhur İttifakı’nın birçok çatlağının ortaya çıktığının altını çizen Gül Çiftçi Binici, genel seçimlerde yeninin eskiyi alt edeceğini belirterek şöyle konuştu:
“Seçim sonrası Türkiye… Aslında çok farklı bir siyasal iklime bizi sürükledi. Biz 31 Mart’a nasıl gittiysek seçmene asla kulağımızı tıkamadık. Mücadeleyi ve müzakereyi aynı zeminde gerçekleştirmeye çalıştık. Seçimler sonrası yaptığımız mücadele ve müzakereyi aynı zeminde gerçekleştirmek. Birtakım mitingler yaptık. Önümüzdeki günlerde planladığımız bir adalet mitingi var. Dolayısıyla bir müzakere ve mücadeleyi aynı zeminde gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Seçimler siyasi partilerin teraziye çıktığı, iktidarın da kendini seçmene tarttırdığı günledir. Ne yazık ki bugüne kadar muhalefet partileri sanki iktidardaymış gibi kendini anlatmayı, iktidar da sanki muhalefetteymiş gibi onları eleştirdi. Biz bunu yapmadık. Ve sonucunu aldık. AKP ve MHP iktidarının formu bozuldu. İçinde birçok çatlak vermeye başladı. Bu çatlaklardan biri Süleyman Soylu ile birini de Sinan Ateş ile gördük. AKP ısrarla çatlak kapatmaya çalışıyor, MHP ise fotoğraflarla yanıt eriyor. Yani bu eşyanın formu bozuldu. Formu bozulan eşyayı göndermek ve yerine doğruyu koymak bizim işimiz. Biz de umut da çalışma azmi de var. Ben eminim ki CHP’yi iktidara taşıyacağız. Yaz dönemi üretmeye, önümüzdeki sonbahar döneminde de çalışmaları halkla buluşturmaya hazırlanıyoruz. 6 ay sonra yapılacak bir seçim bile olsa biz tüm hazırlığımızla bu seçimi kazanmaya hazırız. CHP’nin iktidara giden yolda en önemli unsuru yerel iktidarda kadınlar ve gençler demiştik. En fazla kadın ve başkanın olduğu yerel seçimlerden sonra en fazla kadın milletvekilinin olduğu seçime gideceğiz. Seçmen yeni heyecanlar ve umutlar istiyor. Biz de bu heyecan ve umutları seçmene verme çabası içindeyiz. CHP olarak sorumluluklarımızın farkındayız. İlk genel seçimlerde partimiz iktidara taşımak için her türlü çabayı gerçekleştireceğiz. İçinden geçtiğimiz süreci ikili iktidar dönemine benzetiyorum. Bunda yeni olan eski olanı gönderir. Yeni olan ve gençleşen biziz, eskiyi göndereceğiz.”
Bulut: “Toplumun CHP iktidarına ihtiyacı var”
Adalet kavramına dikkati çeken Burhanettin Bulut, şu ifadeleri kullandı:
“Şu anda en büyük adaletsizlik ekonomik adaletsizlik. Bu, ülkeyi kaosa götürüyor. Toplum tasarruf anlayışını bıraktı. Para biriktireyim de bir ev ya da araba alayım diye. Gelecek kaygısı duyan insanlar aile olmak ister. Ama böyle bir tasarrufu yapamayacağını bilen insanlar toplumu kaosa sürükler. Bugünkü sorunun temeli de budur. O yüzden toplumun CHP iktidarına ihtiyacı var.”
Zeybek: “Avrupa açısından bakıldığında da bir umut ışığı anlamına gelmektedir”
Söyleşinin son konuşmasını yapan Gökan Zeybek, CHP iktidarında ülkenin dünya sahnesinde hak ettiği değeri göreceği bir seviyeye çıkacağını belirterek şunları söyledi:
“2024 seçimlerinde CHP’nin başarısı, sosyalist enternasyonalde büyük bir karşılık buldu. Dünya ve Avrupa ile iletişimimizi artırdı. Bizim seçimlerimiz Batıda, gelişmekte olan ülkeler, ırkçılık ve faşizmin giderek kök saldığı Avrupa açısından bakıldığında da bir umut ışığı anlamına gelmektedir. Siz sakın ola Fransa’daki seçimlerde faşistlere karşı insanların bir araya gelerek ittifak yapma sürecini Türkiye’de CHP’nin yaptığı Türkiye ittifakı modelinden farklı düşünmeyin. Biz kıta Avrupası’nın her yerinde dikkatle izlenen bir parti haline geldik. Biz Avrupa’da sosyal enternasyonal arasında en fazla oya sahip olan partisiyiz. O nedenle önümüzdeki dönemde sadece iktidara muhalefet yapan, vatandaşın temel sorunlarının çözülmesiyle ilgili muhalefet görevini yerine getiren bir siyasal partiden çok daha öte hem Avrupa'dan hem Orta Doğu'da hem de dünya siyasetinde dominant karakterle hareket edecek yeni bir siyaset anlayışının içinde olacağız. O nedenle Sayın Genel Başkanımız sekize yakın yurt dışı gezisi yaptı. Biz artık Türkiye Cumhuriyeti’ni yönetmeye, Türkiye'yi dünyada hak ettiği demokratik, laik, sosyal hukuk devletiyle 85 milyonluk ülke insanının yüzünü güldürmeye, Türkiye'yi Avrupa Birliği'nin doğrudan üyesi haline getirecek olan önce demokratik atılımları, sonra kalkınma modelini, sonra da Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin sınır güvenliğini sağlayıp sınırları kevgire dönmüş olan bir ülkeden çıkardığımızda bunu yapan partinin CHP olduğunu göreceksiniz.