This browser does not support the video element.
Tarım ve Orman Bakanlığı, gıdada tağşiş ve sahtecilik yapan işletmeleri liste halinde açıkladı. Firmaların gıdada yaptığı hileler vatandaşta şaşkınlık yaratırken uzun yıllardır hileye başvurulan ürünlerden biri olan zeytinyağı da yeniden gündeme geldi. Antalya'da bu yıl 13'üncüsü düzenlenen Yöresel Ürünler Fuarı YÖREX'e katılan zeytin teknikeri ve zeytinyağı tadım uzmanı Oğuzhan Mecituslu, zeytinyağındaki sahteciliğe dikkati çekti. Sahte olduğu tespit edilen zeytinyağını bir şişe halinde getiren Oğuzhan Mecituslu, sahte ve orijinal yağı iki ayrı bardakta vatandaşa koklatıp, tadına baktırarak tespit etmelerini istedi. Tespite katılanların büyük kısmı yağın rengine bakarak tercihte bulundu. Mecituslu rengin bir kriter olmadığını vatandaşlara anlatarak, orijinal zeytinyağının özelliklerinden ve sahtecilerin yöntemlerini anlattı.
Oğuzhan Mecituslu, zeytinyağının filtre edilmiş ya da filtre edilmeden direkt sıkım işleminin ardından piyasa sunulabilen çeşitleri olduğunu söyledi. Mecituslu, filtre edilmeyen zeytinyağının satın alındıktan sonra 2 ay içerisinde tüketilmemesi halinde içerisindeki zeytin tanecikleri nedeniyle fermente olacağını, kokusu ile tadının bozulabileceğine dikkati çekti. Filtre edilen zeytinyağının daha dayanıklı olduğunu belirten Mecituslu, “Zeytinyağı alırken kokusuna bakılır. Daha sonra tadına bakınca acılığı dikkate alınır. Ağzımızda acılık testi yapılır. Dilin iki kenarında ve üzerine acılık olursa zeytinyağı iyidir. Geniz ve boğazda da yakıcılık bekleriz. İşte bunları hissedince kaliteli bir zeytinyağı olduğunu anlarız" diye konuştu.
Zeytinyağının renginin sahteciliği belgelemede yanıltıcı olabileceğini kaydeden Mecituslu, “Günümüzde çok sahtecilik oluyor. Tüketicilerimizi nasıl koruruz telaşındayız. Markalı ürünleri tercih etmek gerekiyor. Piyasa fiyatının altında kalmayan yağlar tercih edilmelidir. Sokak satıcılarında, nalburlarda ve kasaplarda zeytinyağı satıldığını görüyoruz. Bu zeytinyağlarından uzak durmalıyız. Sahte yağlarda tohum yağı karışımları oluyor. Pamuk, kanola ve ayçiçek yağı oluyor. Bu yağların kokusu oksidasyon kokusu veriyor. Yağlı boya kokusu gibi rahatsız eden koku olur. Renk kesinlikle bir kalite kriteri değil. Ne yazık ki sahte üreticiler boya kullanarak yağı zeytinyağına benzetebiliyor. Aroma katıp tadını da benzetmeye çalışıyorlar. Sahtecilikte çok uzmanlaşmışlar" diye konuştu.
Buzdolabında zeytinyağını dondurarak yapılan testin de doğru sonuç vermeyeceğini belirten Oğuzhan Mecituslu, zeytinyağında tek ve en önemli belirleyici hususun koku, tat ve dil-boğaz bölgesinde bıraktığı acılık olduğunu kaydetti.
Diğer yandan YÖREX'i ziyaret edenler, zeytinyağı alırken fiyata dikkat ettiğini ifade etti. Genellikle zincir marketlerin şubelerinden kapalı ambalajdaki zeytinyağlarını satın aldıklarını ifade eden Öznur Koşargelir, bilinmeyen markalar ile fiyatı çok ucuz ürünleri tercih etmediğini söyledi. Zeytinyağının kokusuna kıvamına baktığını belirten Koşargelir, “Genelde eşim alır ben de kullanırım. Ucuz almıyorum. Ne pahalı ne ucuz orta karardaki fiyatları tercih ediyorum" dedi.
Kendisinin de zeytin üreticisi olduğunu belirten Gamze Kaçar ise “Annemler zeytin yetiştiriyor. Her zaman zeytinyağının kokusunu ve rengini iyi bilirim. Taze sıkım zeytinyağı zeytin kokar. Marketlerden almıyorum, sahte zeytinyağının nasıl olduğunu da bilirim" diye konuştu.