Komisyon, 9-11 Eylül tarihlerinde Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de yapılan toplantıda üzerinde anlaşılan Ortak Türk Alfabesi'ne ilişkin bildiri yayınladı.
Bildiride, komisyonun Nahçıvan Anlaşması ve Türk Dünyası 2040 Vizyonu'nda belirtilen ve Türk halkları arasında iletişimi kolaylaştırma, alfabe ve terminolojide birlik sağlamayı amaçlayan hedefler doğrultusunda oluşturulan Ortak Türk Alfabesi için özenle çalıştığı belirtildi.
Komisyonun ortak alfabe girişimiyle ilgili çeşitli hususlar üzerinde kapsamlı tartışmalar yürüttüğü belirtilen bildiride, 1991'de bilim insanları tarafından önerilen, Türk dillerinin fonetik çeşitliliğini barındıran, öğrenme ve kullanım kolaylığı sağlayan 34 harfli Latin tabanlı Ortak Türk Alfabesi projesinin gözden geçirildiği hatırlatıldı.
Çağdaş dilbilimsel araştırmalara dayalı yaklaşımla hem 34 harfli Ortak Türk Alfabesi projesinin güçlü yönlerine hem de iyileştirilmesi gereken alanlara odaklanıldığı aktarılan bildiride, "Türk dillerinin kendine özgü dilsel özelliklerini dikkatle ele aldık ve kapsayıcılığın önemini vurgulayarak farklı fonetik özelliklerin tek bir alfabe çerçevesinde temsil edilmesine özen gösterdik. Her farklı fonemin tek bir harfe karşılık gelmesi gerektiği ilkesinden hareketle, anlaşılırlığı en üst düzeye çıkaran ve tüm konuşmacılar için daha kolay öğrenmeyi ve kullanmayı sağlayan bir alfabe oluşturmayı amaçladık." ifadeleri yer aldı.
Bildiride, komisyonun, temel Latin alfabesinde bulunmayan sesleri doğru bir şekilde temsil etmek için özel karakterlerin dahil edilmesinin gerekliliğini kabul ederek bu işaretlere yönelik standart bir yaklaşım üzerinde mutabakata vardığı kaydedildi.
Bildirinin temel amacının komisyon tarafından varılan anlaşmayı resmileştirmek ve Latin temelli Ortak Türk Alfabesi'nin kabulünü teyit etmek olduğu ifade edildi.
İlgili tüm paydaşlara, kabul edilen Ortak Türk Alfabesi'ni destekleme çağrısı yapılan bildiride, ortak alfabenin Türk Devletleri Teşkilatının her üye ülkesi ve gözlemcisinin ilgili kurumlarına dağıtılacağı belirtildi.