Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Tahir Elçi'nin öldürülmesine ilişkin davada gerekçeli karar: Yeterli delil yok

Diyarbakır'ın Sur ilçesindeki Dört Ayaklı Minare önünde 28 Kasım 2015'te öldürülen eski baro başkanı Tahir Elçi cinayeti davasının gerekçeli kararı açıklandı. Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi, 'bilinçli taksirle ölüme neden olma' suçundan yargılanan ve beraat eden üç polis memurunun, Elçi'nin ölümüne sebep olan atışın kimin silahından çıktığının tespit edilememesi nedeniyle beraat ettiğine karar verdiğini belirtti.

Eski Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi, Sur ilçesinde basın açıklaması yaptığı sırada güvenlik güçleri ile PKK’lı teröristler arasındaki kovalamaca ve silahlı çatışma sırasında öldürülmüştü.

Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi, Elçi’nin öldürülmesiyle ilgili açılan davada, 12 Haziran'da kararını açıklamıştı. Mahkeme, polis memur 3 sanık hakkında beraat kararı vermişti. Mahkeme'nin verdiği berat kararlarını ilşkin gerekçeli karar belli oldu.

Tahir Elçi’nin ölümüne sebebiyet veren ölümcül atışın kim tarafından gerçekleştirildiği hususunda tereddüttün hasıl olduğu ileri sürülen gerekçeli kararda, sanık polislerin mahkumiyeti için yeterli delil olmadığını öne sürüldü.

''Sanıkların yargılama boyunca duruşmalara SEGBİS aracılığıyla katılmasının hukuka uygun olduğu, Elçi ailesi avukatlarının sanıklara doğrudan soru sorma haklarının teknik olarak sağlanarak, doğrudan doğruya ve sözlülük ilkelerinin duruşmada gerçekleştiği'' ifade edilen gerekçeli kararda, şu tespitler yapıldı:

''Dosya kül halinde incelendiğinde; sanıkların tüm aşamalarda ısrarlı bir şekilde inkara dayalı savunmaları, Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu'nun 20 Haziran 2016 tarihli raporunun içeriği dikkate alındığında maktulün vücuduna isabet eden ve ölümüne sebebiyet veren tek merminin vücudu terk ettiği olay sonrası yapılan inceleme ve keşiflerde mermi çekirdeğine ulaşılamadığı, dolayısıyla polis memuru olan sanıklar Fuat Tan, Mesut Sevgi ve Sinan Tabur'un adli emanette bulunan olay esnasında kullandıkları silahları ile balistik eşleştirme imkanının bulunmaması, gerek keşif sonrası tanzim olunan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Adli Tıp ve Balistik İnceleme Uzmanlarına hazırlattırılan 19 Mart 2016 tarihli bilirkişi raporunda maktul Tahir Elçi'nin ölümüne neden olan atışın hangi silahtan, hangi açıyla, kişinin hangi vücut pozisyonu ile nasıl gerçekleştiğinin tıbben ve fiziken bilinemeyeceği, olay anında çekilmiş görüntülerde şahısların ateş ettikleri istikamet ve açılardan meydana gelebileceği gibi başka istikametler ve açılardan da meydana gelebileceği, bunlar arasında ayrım yapılamayacağı yönündeki tespitler ve gerek ölüme neden olan atışın yönünün tespitinin tıbben bilinmesinin mümkün olmadığı yönündeki Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Kurulu'nun 20 Haziran 2016 tarihli rapor içeriği ve maktulün vurulma anına ilişkin dosya kapsamında herhangi bir kamera görüntüsü, tanık beyanı vs. somut delilin bulunmayışı göz önüne alındığında maktulün ölümüne sebebiyet veren ölümcül atışın kim tarafından gerçekleştirildiği hususunda tereddüttün hasıl olduğu.

''Yeterli delil yok''

Bir an için maktul Tahir Elçi'nin avukatları tarafından İngiltere ülkesi Londra Üniversitesinde faaliyet gösteren Forensic Architecture Goldsmiths isimli enstitüden aldırılan olay yerinde bulunan şüpheli üç polis memurunun Tahir Elçi'ye yönelik doğrudan ateş hatlarının mevcut olduğu, polis memurlarından ‘A’ ile kodlananın olay tarihinde Uğur Yakışır tarafından karnından yaralanan Sinan Tabur olduğu, ‘C’ ile kodlananın Mesut Sevgi polis memuru olduğu, ‘D’ ile kodlananın ise Fuat Tan polis memuru olduğu, ‘C’ olarak kodlandırılanın Tahir Elçi'ye yönelik açık ve engelsiz bir ateş hattı ile silahını ateşlediği, olay yerindeki polis memurlarından hangisinin kesin olarak Tahir Elçi'nin ölümünden sorumlu olduğunun tespiti mümkün olmamakla birlikte kuvvetli suç şüphesi altında olan polis memurlarının saptandığı yönündeki bilimsel mütalaaya hukuki önem atfında dahi yine sanıkların suç şüphesi altında olduğu iş bu vaziyetin tek başına sanıkların mahkumiyeti için yeterli olmadığı nitekim taksirli suçlara iştirakin hukuken mümkün olmadığı hususunun yüksek yargı kararlarıyla artık kesin hüküm haline gelmiş bir husus olduğu anlaşılmakla sanıkların üzerine atılı bilinçli taksirle öldürme suçundan cezalandırılmaları istemi ile mahkememizde kamu davası açılmış ise de maktul Tahir Elçi'nin ölümüne sebebiyet veren atışın kimin silahından atıldığının tespit olunamadığı anlaşıldığından sanıkların üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak kanaat elde edilemediğinden sanıkların beraatlerine karar verilmiştir.''

Gerekçeli kararda, Tahir Elçi’nin ölüm anına dair herhangi bir görüntü tespit edilemediği belirtilerek, olay yerine bakan Mardin Kebapevine ait 4 Nolu güvenlik kamarasına ait görüntülerin tekrar incelendiğini, TÜBİTAK tarafından cinayet anını gören bir kayda rastlanılmadığına dair rapor hazırladığı bildirildi.

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER