Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Sinan Ateş suikastı davası… Anne Saniye Ateş: Benim oğlumun katilleri dışarıda

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in Ankara’da silahlı saldırı sonucu öldürülmesine ilişkin görülen davanın duruşmasında konuşan anne Saniye Ateş, “Benim oğlumun katilleri dışarda. Bunlar para için yaptılar bunu” dedi. Abla Selma Ateş ise "Katiller sadece burada oturanlar değil, azmettiriciler en tepede, ortaya çıksın. İzzet Ulvi Yönter, Semih Yalçın, Olcay Kılavuz, Ahmet Yiğit Yıldırım'ın davaya girmesini istiyoruz" şeklinde konuştu.

Eski Ülkü Ocakları Başkanı ve Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş, 30 Aralık 2022 tarihinde Ankara’nın Çankaya ilçesindeki Çukurambar semtinde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmişti. Ateş’in öldürülmesine ilişkin 12’si tutuklu toplam 22 sanığın yargılanmasına Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nce Sincan Cezaevi Kampüsü’nde devam ediliyor.

Duruşmayı takip etmek için CHP’nin 7’nci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftçi, CHP milletvekilleri Deniz Demir ve Mahir Polat, İYİ Parti Milletvekili Selçuk Türkoğlu, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, Milli Yol Partisi Genel Başkanı Remzi Çayır da salonda hazır bulundu.

Ayşe Ateş: Başkalarının ölmemesi için adaleti gerçekleşmesi gerek

Mahkeme tevsii tahkikat taleplerini reddetti. Aranın ardından ilk olarak duruşmada Ayşe Ateş söz aldı. Ayşe Ateş, "Benim öldürülen kocamın davası devam ediyor. Sayın mahkemede esas itibari ile Türk milleti adına karar verir. Yani Cumhuriyetimiz ve milletimiz adına yetkili makamların karşısındayız. Devletimizin ayakta kalması milletimizin birlik ve barışı ve adaletin tecellisi her şeyden önemlidir. Başkalarının ölmemesi, başka insanların suçlu olmaması için sabırla, acıyla adaletin gerçekleşmesi gerekir. Bir kez daha başka keşkeler dememek için hakkaniyetli, hukuka uygun adaletin sağlanması en büyük arzumdur. Dünyadaki hiçbir şey insanın yaşaması ve huzur ve mutluluk içinde Rabbine kavuşmasından daha önemli değildir. Ne mal ne makam ne hırs sahiplerine bir şey kazandırmamıştır. Aleyhimize olanları reddediyor ve mahkemenin vicdanıyla adaletiyle hukuka kanuna uygun karar vermesini saygıyla arz ve talep ediyorum" dedi.

Saniye Ateş: Buradaki herkes görecek benim oğlumun katillerinin nerede olduğunu

Ayşe Ateş’in ardından Sinan Ateş’in annesi Saniye Ateş konuştu. Saime Ateş, "Bunların yüzünü bile görmek istemiyorum. Cenabı Allah’a havale ediyorum bunları. Bundan sonraki hayatları öyle bir zehir olsun ki analarının babalarının yüzüne bakamasınlar. Bizi yaktığı yerlerden yansınlar aynı şekilde. Tekrar ediyorum benim oğlumun katilleri dışarıda, bunlar para için yaptılar bunu. Benim oğluma vurulan kurşundan çok beni hiçbir şey acıtmaz. Onlara bu parayı verip, benim oğlumu öldürenler dışarıda benim oğlumun katillerini söylesinler ondan sonra diyeyim ki ben de ‘Tamam siz para için yaptınız.’ Benim iki senedir başım yastık görmedi. Buradaki herkes görecek benim oğlumun katillerinin nerede olduğunu, ben şimdi dile getirmek istemiyorum Allah’a havale ediyorum." ifadelerini kullandı.

"Amin" diyen kişi salondan çıkartıldı

Saniye Ateş beyanda bulunurken "Amin" diyen kişi mahkeme başkanının talimatıyla tutanak tutularak dışarı çıkartıldı. Saniye Ateş’in beyanları sonrası Sinan Ateş’in ablası Selma Ateş, "Adaleti sağlayacağınıza inanıyorum, güveniyorum ama belki görmeyiz. Benim kardeşimi yok yere öldürdüler. Allah size huzur vermesin. Allah’ın adaletinden hiçbirisi kaçamayacak, toparlayıp konuşamıyorum bu kadar şey söyleyeceğim çok fazla söyleyemiyorum" dedi.

Selma Ateş: Gerçek suçlular cezasını çekmek zorunda

Selma "Bu katiller ceza almazsa Sinan Ateş gibi hakimler de avukatlar da doktorlar da öldürülebilir. Katiller sadece burada oturanlar değil, azmettiriciler en tepede, ortaya çıksın. İzzet Ulvi Yönter, Semih Yalçın, Olcay Kılavuz, Ahmet Yiğit Yıldırım'ın davaya girmesini istiyoruz. Başka Sinan Ateşler öldürülmesin. Gerçek suçlular cezasını çekmek zorunda. Neden öldürüldü ortaya çıksın istiyoruz” diye konuştu.

Avukat Şeyda Şahin: "Yargılama eksiktir ancak delil sunması gereken soruşturma süreci çok daha eksiktir"

Sinan Ateş ailesinin avukatı Şeyda Şahin ise şunları söyledi:

"Ankara’nın ortasında organize bir şekilde Sinan Ateşin öldrülmesinin üzerinden 1 yıl 9 ay geçti. Başka Sinanlar ölmesin diye adalet arayışına başladık. Eksik yargılamalar, yargılananların cürreti potansiyel suçluları cesaretlendirecek olmalı ki bir polisimiz öldürüldü. Taleplerimizi sunduk hepsi reddedildi. Yargılama eksiktir ancak delil sunması gereken soruşturma süreci çok daha eksiktir. Yargılama süreci eksik ilerlemektedir.

Bir daha hiç kimse tasarlanan bir cinayetin icra edilmesi için icraata giden tetikçinin rahat ve sorunsuz bir şekilde götürülerek icraatin gerçekleşebilmesi için minibüsünü tetikçiye ve onun güvenle seyahat etmesini sağlayacak polis ünvanına haiz kişilere vermeye cesaret edememelidir. Bir daha hiç kimse mensubu olmaktan gurur duyduğu bir camiada genel başkanlık yapmış bir kişinin öldürülmesinden sonra tetiği çeken katilin kaçırılması için yol kenarında onu bekleyen kişinin beklediği yerin konumunu, bu konumu tetikçiye ve onu taşıyan motorcuya atmaya, sonra da kuruma tahsisli olan ve kendisinin de kullanma hak ve yetkisinin bulunduğu çakarlı araçla, bu aracın tahsis edildiği kurumun önceki genel başkanlarından birini öldüren katili kaçırmak için kullanmaya cesaret edememelidir."

Sinan Ateş ailesinin avukatlarından Onur Altundaş da "Bu yargılama öyle bir sonuçlanmalıdır ki bir daha kimse başkentin ortasında birini öldürmeye cesaret edemesin, tetikçiyi kaçırmaya cesaret edemesin. Kimse katili saklamaya cesaret edememeli." dedi.

Duruşmaya verilen öğle arasının ardından, avukatların beyanlarıyla devam edildi.

Mahkeme Başkanı Mehmet Güven, dosyaya giren cinayet anına ilişkin raporu hazırlayan bilirkişi hakkında şikayet başvurusu yapıldığını, ancak Başsavcılık tarafından soruşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini söyledi.

Duruşmaya, esas hakkındaki mütalaaya karşı alınan avukat beyanlarının ardından tutuklu sanıklardan tetikçi Eray Özyağcı, Vedat Balkaya ve Suat Kurt'un beyanlarıyla devam edildi.

Tutuklu sanık Eray Özyağcı, kimseyi kasten öldürmediğini, amacının sadece yaralama olduğunu öne sürerek, şu beyanda bulundu:

"Benim amacım öldürmek olsaydı Sinan'a ateş ederdim ve koşarak uzaklaşırdım. Ben kaldırımın orda bekledim. Üç el ateş ettim ayaklarına, yandaki arkadaşları da araçlara doğru hareket edince ben de can havliyle kol omuz bölgesini gözeterek ateş ettim. Benim niyetim öldürmek değildi. Niye hayatımı riske atayım? Zaten suçumu kabul ediyorum ama ben de buna göre hüküm verilmesini istiyorum. Algı operasyonları ve sözlere göre yargılanmak istemiyorum. Kamera kaydını izlediğiniz zaman benim niyetimi çok net anlayabilirsiniz. Benim amacım yaralamaktı. Selman'ın da kolunu hedef aldım, ölmesin diye."

Tutuklu sanık Özyağcı'nın beyanı sırasında, yüksek sesle, "Erkek gibi karşısına çıksaydın o zaman." diyen bağıran kişi, Mahkeme Başkanı Güven'in talimatıyla dışarı çıkarıldı.

Cinayet anında motosikleti kullanan sanık Vedat Balkaya, hakkındaki iddiaları reddederek, "Kullandığım motosikletin plakasının bantlı olduğunu iddia eden buraya iki tane yalancı tanık geldi. Tanık beyanları ve bu konudaki iddialar kesinlikle mesnetsiz ve iftiradır. Bunları reddediyorum. Bu olay benim gözümde basit bir alacak verecek meselesi, bunun ötesine geçmeyeceğini ben kendimce düşünüyordum. Fakat bunların olabileceğini bu tür bir olaya dönüşebileceğini ben düşünemedim. Bu yüzden plakayı kapatma ihtiyacı da duymadım." diye konuştu.

Tetikçi Eray Özyağcı'yı kaçırmakla suçlanan tutuklu sanık Suat Kurt da emniyetten, savcılık aşamasına kadar hep aynı ifadeyi verdiğini ve mütalaada aleyhine olan hiçbir şeyi kabul etmediğini söyledi.

Silahlı eylemi organize eden ve azmettirici olarak suçlanan tutuklu sanık Doğukan Çep, mahkemenin vereceği her karara saygı duyduğunu ve razı olduğunu belirterek, "Gönlüm rahat, vicdanım rahat. Ben Ankara'ya kimseyi öldürmeye göndermedim, gönderirsem gönlüm rahat olmazdı. Çünkü ben birinin ölüm emrini vermiş olacaktım. Bunu da yapsaydım zaten 'evet ben bunu öldürmeye gönderdim' derdim." dedi.

Cinayetin azmettiricisi olarak adı geçen tutuklu sanık Tolgahan Demirbaş, iddianameyi ve mütalaayı kabul etmediğini söyledi. Hakkındaki suçlamaları da reddeden Demirbaş, "Benim böyle bir olayın olacağından haberim yok. Maktulle aramda hiçbir husumet yok, tanışıklığım da yoktur. Benim azmettirici olduğumla alakalı bir tane somut delil bulunmamakta." savunmasını yaptı.

İddianameye göre, cinayet öncesinde keşif yapan Suat Kurt'un Ankara'da konakladığı evin sahibi tutuksuz sanık Zekeriya Asarkaya ise Sinan Ateş'in ismini bu olaya kadar hiç duymadığını, kandırıldığını iddia ederek, "Benim evime alacak verecek davası için geldiklerini söylediler, insan vurup gittiler. Ben başkasının işlediği suçun cezasını yatmak istemiyorum. Beraatimi talep ediyorum." dedi.

Suat Kurt'un Ankara'da kalacağı evi organize eden tutuksuz sanık Hakan Saraç da Sinan Ateş'i tanımadığını öne sürerek, "Sinan'ın bir damla kanında bir ortak iradem varsa o 4 çocuğumun ölüsünü ben göreyim. Suçsuzum. Beraatimi talep ediyorum." ifadesinde bulundu.

Davanın tutuklu sanıklarından avukat Serdar Öktem, iddianamenin gerçekleri yansıtmadığını öne sürerek, "16 ay iddianame bekledik. Benimle alakalı şüphenin emaresi yoktur." diye konuştu.

Diğer sanıklarda daha önceki beyanlarını tekrar ederek beraatlerini talep ettiler.

Duruşmaya, yarın savcının esas hakkındaki mütalaasına ilişkin tarafların beyanlarıyla devam edilecek.

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER