Münevver Karabulut’u 15 yıl önce canice öldüren Cem Garipoğlu’nun mezarı açıldı. Mezardan yaklaşık 15 kemik çıkarıldı. Mezardan çıkarılan cesedin kalıntıları tabuta konularak Adli Tıp Kurumu’na götürüldü. Mezarlıkta açıklama yapan Karabulut ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, “Özellikle dişler, kaldıysa saçlar ve sırt kemiği gibi uzun kemikler üzerinden DNA parçaları alınmak suretiyle biyolojik ve kimyasal inceleme yapılacak. Sonra tekrar buraya getirilip defnedilecek, mezar kapatılacak. Bir hafta içinde kuvvetle muhtemel rapor tanzim edilecektir. Hiçbir kefen, bez yok. Kefen olmaması beni rahatsız etti" dedi.
Mezarlıkta açıklama yapan Karabulut ailesinin avukatı Avukat Rezan Epözdemir şunları söyledi;
"Mahkeme henüz ikinci celsede tahliye kararı verdi. Bu mahkemenin yıllar önce Garipoğlu ailesinin milyar dolarlık hileli iflas dosyasında beraat kararı verdiğini öğrendik. Reddi hakim istedik, mahkeme çekildi ve yeni gelen heyetle birlikte adalet tecelli ederek emsal mahiyette ceza verildi. Alabileceği en ağır cezayı alarak 24 yıl hapis cezası aldı. 15 yıl cezaevinde kalacaktı, bu ay tahliye olmuş olacaktı. 10 Ekim 2014 tarihinde Cem Garipoğlu’nun intihar ettiği söylendi. İntihar ilaçla olabilir, silahla olabilir ama bir insanın cezaevinde kantinden çamaşır ipi alması, kafasına poşeti geçirmesi, 1 dakika boyunca bu ipi sıkması ve kendisini boğarak öldürmesi hayatın olağan akışına aykırı bir intihar yöntemi. Çünkü vücut ona reaksiyon verir. Bir insanın kendisini boğması çok zordur. Dosyada psikoloğun raporu var, intihara meyilli olmadığına dair. İntihar eden kişi bir intihar mektubu bırakır. Burada o var mı, yok? Çince, Rusça öğreniyor. Bir intihar notu yazmak bu kadar zor olmasa gerek. Son 3 yıl içerisinde kanlı kanepe fotoğrafı çıktı. Sizin çocuğunuz Münevver Karabulut’u hunharca katletmiş. Siz başsağlığı dileklerinizi iletmiyorsunuz, cinayetin işlendiği kanlı kanepenin üzerinde mutlu aile fotoğrafı çektiriyorsunuz. Bu nasıl bir şeydir ya, bu çok gayriinsani, gayri vicdani, gayriahlaki bir tavırdır."
Bütün bunların üstüne Münevver Karabulut’un ailesinin "feth-i kabir isteyelim" dediğini söyleyen Epözdemir, “Yaklaşık 2 yıldır bununla ilgili hukuk mücadelesi yürütüyorduk. Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı bu talebimizi kabul etti. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na talimat yazdı. Bu feth-i kabir klasik bir feth-i kabir olmayacak. Burada nasıl bir feth-i kabir işlemi yapılacak? Mezarlık açılacak, mezarlıktan cesedin tamamı alınacak. Bir araçla birlikte Adli Tıp Kurumu’na götürülecek. Adli Tıp Kurumu cesedin üzerinde biyolojik ve kimyasal incelemeler yapacak. Özellikle dişler, kaldıysa saçlar ve sırt kemiği gibi uzun kemikler üzerinden DNA parçaları alınmak suretiyle biyolojik ve kimyasal inceleme yapılacak. Sonra tekrar buraya getirilip defnedilecek, mezar kapatılacak” bilgisini aktardı.
Epözdemir, "Cem Garipoğlu'nun cenazesi yerine başka bir cenaze çıkması durumunda ne olur" sorusuna "Türk hukuk tarihinin en büyük skandalı olur" yanıtını verdi. Mezarın Cumhuriyet savcısı, soruşturma savcısı, 3 adli tıp doktoru ile 2 olay yeri inceleme ekibi ve kolluk kuvvetlerinin eşliğinde açıldığını söyleyen Epözdemir, "1 hafta içinde kuvvetle muhtemel rapor tanzim edilecektir. İnşallah geldiğimiz noktada 15 yılın sonunda maddi gerçek ortaya çıkar. Adalet tecelli eder" diye konuştu.
Bahçeşehir'de Münevver Karabulut'u öldüren Cem Garipoğlu'nun mezarı açıldı. Cenaze tabut içinde Adli Tıp Kurumu'na gönderilirken, Fethi kabir işlemi yapılan mezarın son hali görüntülendi.
Münevver Karabulut, 3 Mart 2009 tarihinde Bahçeşehir'de Cem Garipoğlu tarafından öldürülmüştü. Olayın ardından uzun bir süre firar eden Garipoğlu tutuklanmış ve 10 Ekim 2014 tarihinde kaldığı hücrede ölü bulunmuştu. Garipoğlu'nun ölümünün ardından ortaya atılan iddiaların üzerine Karabulut ailesinin avukatları 'Fethi Kabir İşlemi' talep etti.
Garipoğlu'nun mezarı savcı ve Adli Tıp görevlilerinin gelmesinin ardından açıldı. Cenaze, tabut içinde Adli Tıp Kurumu'na gönderildi. Kazılan mezarın son hali görüntülendi. Açılan mezarın tekrar toprakla örtüldüğü, daha öncesinde mezarın içindeki palmiye ağacının kesildiği ve mezarda bulunan otların temizlendiği görüldü.