İzmir ve çevresinde haziran ayında başlayıp, temmuz ayında artan yangınlar, kentin birçok noktasında orman, maki ve tarım arazilerinin yok olmasına neden oluyor.
Yağışların az olması ve yüksek sıcaklıklar nedeniyle kuruyan toprak, en küçük kıvılcımda alevlere teslim oluyor. TÜBA Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, "Hemen hemen her gün Buca'dan Bergama'ya kadar her yer yanıyor. Bunun ana nedeni, İzmir'in haziran ayında Türkiye'de en az yağış alan il olması. İzmir'e haziran ayında 0,4 milimetre yağmur yağdı, hiç yağmadı. Mayısta da yağış almadık.
Aydın da mayısta en düşük yağışı aldı. Bu nedenle toprak nemlenemedi, sıcaklık da ortalamanın yaklaşık 4 derece üstünde olunca en küçük bir kıvılcımda, en küçük bir alevde, her yer çıraya dönüyor" dedi.
İzmir'de geçen sene temmuzda 43,2 derece ile hava sıcaklığı rekoru, 32,7 ile deniz suyu sıcaklığı rekoru kırıldığı ancak bu yılki kadar yangınların çıkmadığını dile getiren Prof. Dr. Yaşar, "İzmir'de rekorlar kırıldı ama böyle yangın olmadı. Çünkü mayıs 0,7 ve haziran 0,4 derece serin ve yağışlı geçti. Geçen sene ortalamanın 2 katı yağmur yağdı. Temmuz çok sıcaktı, rekorlar kırıldı ama orman yangınları bu kadar etkili değildi. Bu sene mayıs ve hazirandaki aşırı kuraklığın bedelini, insanların hatası nedeniyle çok acı ödüyoruz. Çok ciddi alan kaybettik" diye konuştu.
"Yangınların nedeni, insanlar; bunun doğayla ilgisi yok" diyen Prof. Dr. Yaşar, "Türkiye'de yangınların yüzde 90'ı insanlar tarafından çıkıyor. Anız yakma, mangal yapma yüzünden çıkıyor. Yangınların ana nedeni, biziz. Bu kadar çok hızlı artmasının nedeni ise çok aşırı sıcak nedeniyle toprağın çok kurak olması. Çıra gibi; bir yerden tutuştuğu zaman önünü alamıyorsunuz. Temmuz ayı, en rüzgarlı aydır. Yangınları temmuz ayındaki aşırı rüzgarlar da arttırıyor" diye konuştu.