İzmir’de 12 Temmuz'da etkili olan sağanak yağışta Özge Ceren Deniz ve İnanç Öktemay’ın oluşan su birikintisine bastıktan sonra elektrik akımına kapılarak hayatını kaybettiği, İZSU ve GDZ Elektrik AŞ.’den 13’ü tutuklu toplam 42 kişinin yargılandığı davanın ilk duruşmasında sanıklar hakim karşısına çıktı.
Sanıklar hakkında “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olma suçundan” 22,5 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı. İddianamede 42 sanığa hayatını kaybedenler için ayrı ayrı cezalandırma talep edilmişti.
İzmir Adliyesi 10.Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan, GDZ Elektrik Dağıtım Genel Müdürü Uğur Yüksel, Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş. Metropol Bölge Müdürü Ali Arcan, Gediz Elektrik'ten Dağıtım Sistem İşletme ve Bakım Müdürü Ekrem Yıldırım ve Yapım İşleri Sorumlusu Uzmanı Alper Doğan hazır bulundu.
İZSU önceki dönem genel müdürü Ali Hıdır Köseoğlu ise duruşmaya SEGBİS aracılığıyla katıldı. Duruşmada ayrıca, KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, KKTC İzmir Başkonsolosu Ayşen Volkan İnanıroğlu, taraf avukatları ile aileler hazır bulundu.
Duruşmanın ilk celsesi iki oturum halinde gerçekleştirildi. İlk oturumda tutuklu yargılanan 4 sanığın ifadeleri alınırken ikinci oturumda sanık ifadelerinin alınmasına devam edildi.
İkinci oturuma AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya, AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı ve MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin de katılarak duruşmayı izledi.
Duruşmada, sanıkların ifadeleri alınırken üzerinde durulan konu ise iddianameye konu kaçağın yaşandığı arızalı kablo, kablonun tespit onarımı ve takip süreci oldu.
İZSU'nun mazgal ihalesini alan Argan Mühendislik isimli firmada işçi olarak çalışan tutuklu sanık Barış Sevgili, ifadesinde şunları söyledi:
Sanık müdafii ise çalışma için İZSU tarafından verilen teknik şartnamede elektrik hattının 50 santimetrede olduğu ancak çalışmalarda hattın 15 santimetrede görüldüğünü belirtti.
Duruşmada mazgalların ebatları, kabloların hasar görüp görmemesi üzerinden duruşmaya konu olurken Sevgili, "Mazgallar 30'a 30 yapıldı. Kabloları kaldırmadık, askıda tuttuk. Kaldırma yok" ifadelerini kullandı.
Argan Mühendislik'te şantiye şefi olarak çalışan Doğan Kılıç, bilirkişi raporunun hatalı olduğunu savunarak şöyle konuştu:
"Bizim yaptığımız imalatta herhangi bir kusur yoktur. Bize imalat yapacağımız nokta gösterilir. Biz de yaparız. Yerini belirleme konusunda yetkimiz yoktur. Bilirkişi raporu hatalıdır. 1,5 dakikalık video izlenerek kablolara zarar verdiğimiz söyleniyor. Biz kablolara zarar vermedik. Bilirkişi raporunda kabloya hasar verdiğimiz görülüyor. 3-4 Ocak çalışma görüntülerimiz mevcut. Zarar vermediğimiz görülebilir. Zaten zarar verseydik bizim arkadaşlarımızı elektrik çarpacaktı. Bizden sonra İZSU ve GDZ, çalışma yapmış orada. Neden sadece bizim zarar verdiğimiz söyleniyor? Bizim oraya attığımız beton 9 Ocak GDZ çalışmaları sırasında kırılmıştır. Kablolar o nedenle araya sıkışmıştır. Kaldı ki hatamız olsa İZSU işimizi onaylamaz. GDZ'nin faturası hak edişimizden kesilir. Bilirkişi raporu hatalıdır. Yeni bir bilirkişi raporu alınmasını talep ediyorum."
Gediz Elektrik A. Ş.'de arıza onarım ekibinde işçi olarak çalışan Fırat Akbay, şunları söyledi:
"9 Ocak'ta vatandaşlar bizi yolda durdurdu. Acil bir durumdu. Arıza kaydı oluşturduk. Arkadaşımla müdahale ettik. Enerjiyi kesip müdahale ettik. İşimiz bitince kapattık" dedi.
Akbay'ın avukatı ise yaptığı açıklamada, şöyle konuştu:
"Müvekkilimin onarım yaptığı hat hiçbir şekilde kazaya sebebiyet veren kablo değildir. Bahsi geçen kablo mazgal arasına sıkışıp kalmış, kaçak olan bir kablo. Müvekkilimin mufladığı kablo hala sağlam."
Tutuklu sanıklardan İZSU çalışanlarından Mehmet Zeki Aytulun, "Suçlamayı kabul etmiyorum. Tahliyemi talep ediyorum" dedi.
GDZ Enerji Yatırımları A.Ş.'de arıza onarım yöneticisi olarak çalışan Mehmet Fatih Tosun ifadesinde, bilirkişi raporunun yanlış bilgi verdiğini belirterek şu ifadeleri kullandı:
"2022 yılının Şubat ayında arıza onarım yöneticisi olarak çalışmaya başladım. Bölge yöneticisiyim. 11 ilçede yönetici pozisyonunda çalışıyorum. 9 Ocak tarihinde olay alanındaki çalışmalardan haberdar değilim. Alt kademede çalışanlardan bana bilgi akışı olmadı. Ben olayla ilgili bilgiyi 17 Ağustos tarihinde gözaltında öğrendim. 7/24 çalışan bir organizasyonda yapılan tüm işleri takip etmem ya da olası riskleri bilmem olanaksızdır. Bilirkişi raporunda soruşturmaya konu alanda sık sık arıza olduğu bildirilmektedir. 2022 yılından 12 Temmuz 2024 tarihine kadar bölgeden sadece 9 Ocak'ta ihbar gelmiştir. Olayın noktasıyla bilirkişi raporuna konu olan nokta farklıdır. Bilirkişi iki noktayı ilişkilendirmiştir. İddianamede aleyhime olan hususları kabul etmiyorum. Yaşanan ihmalde bir sorumluluğum olduğunu kabul etmiyorum."
Tosun, olay sonrası bir TV kanalına verdiği röportajda İZSU'nun 4 Ocak 2024'te bölgede yaptığı çalışmalarda kablolara zarar verdiğine ilişkin ifadelerine müdafii avukatlardan gelen sorulara ise şu şekilde yanıt verdi:
"4 Ocak'ta İZSU'nun orada çalışma yaptıktan sonra kablonun mazgala sıkıştığını bilirkişi raporunda gördük. Röportajda gösterdiğim kablo o kablo. O kablo benim elime nasıl geçti? Bilirkişiyle alandayken o kabloyu alıp almayacaklarını sordum. Almayacaklarını söylediler. Ben de ekip arkadaşlarıma ileride kanıt olabileceği düşüncesiyle almalarını söyledim."
Müdafii avukatlardan biri ise, delil olabilecek bir materyalin şüpheli sıfatındaki birine verilmesi üzerine "delillerin karartılması" Noktasında işlem başlatılması için davaya müdahil olan İzmir Barosu'na çağrıda bulunurken "Kablonun getirilip yeni bir bilirkişi tarafından incelenmesini istiyorum" dedi.
Tutuklu sanıklardan GDZ Enerji Yatırımlar A.Ş.'de arıza onarım mühendisi Mert Ceylan, ifadesinde şunları söyledi:
"Sahada çözülemeyen durum olduğunda teknik şeflere bilgi verirler. Eğer çözülemezse şahsıma bilgi verilir. İki aylık iş deneme süremde bana çözülemeyen bir ihbar iletilmemiştir. 10 aylık süreçte burada herhangi bir arıza olmamıştır. Sadece 9 Ocaktaki çalışma vardır. Çok sık ihbar gelirse biz arıza onarımla çözülemeyecek bir şey olduğunu ve kabloların yenilenmesi gerektiğini belirtiriz. 7/24 çalışan sistemde bütün saha çalışmalarını kontrol etmem olanaksızdır."
Tutuklu sanık, Gediz Elektrik Aş'de arıza onarım biriminde işçi tutuklu sanık Mesut Türkan, onardıkları kablonun 9 Ocak'ta onarılan ve ardından ölüme sebebiyet veren kablo olmadığını belirterek şöyle konuştu:
"Biz bir arıza ve kaçak olduğunu görsük. Enerjiyi kestik, kaçağın gittiğini gördük. Kablo arızamızı giderdik. Daha sonra bir kaçak yoktu. Bizim onardığımız başka bir kablodur. Ölüme sebep olan başka bir kablodur. Bizim onardığımız kablo 20 santimetrede değil, daha aşağıdadır. Alttaki betonu biz kırmadık. Biz sadece köşedeki betonu kırdık. Onun da kazayla ilgisi yoktur."
İZSU Kanalizasyon Daire Başkanlığında şube müdürü olan tutuklu sanık Ömer Karabilgin, ifadesinde şunları söyledi:
"Yaptığım araştırmalar neticesinde burada 4 Ocak tarihinde bir imalat yapıldığı bilgisi var. Daha sonra GDZ Elektrik tarafından bir işlem görünmektedir. 14 Temmuz'da gözaltına alındım. Sonrasından itibaren mağdur durumdayım. Beraatımı talep ediyorum."
Karabilgin müdafii avukat ise şu ifadeleri kullandı:
"Olay yerinde keşif yapılması gerekir. Acilen bilirkişi incelemesi yapılması gerekir. Can alıcı deliller, sanıklara teslim edilmiş."
GDZ Eyyaş Arıza Birimi tutuklu sanık Yavuz Üner, işinin masa başında olduğunu belirterek ifadesinde şunları söyledi:
"Günlük gelen mailleri yanıtlarım. Gelen arıza taleplerini incelerim. Ekip arıza kayıtlarını bize bildirir. Biz 08.00'de işbaşı yaparız. 07.00'da gelen arkadaşlar arıza taleplerini iletirler. Biz de taleplerin yönlendirmesini yaparız. Bizim çağrı merkezine gelen günlük arızalarımız var. Olay yerinin olduğu yerden sürekli değil, 2019 ve 9 Ocak tarihinde ihbar geldi."
Yaklaşık 11 saat süren ilk celsenin ardından, dava hakimi tutuklu sanıklar hakkında tutukluluk ya da tutuksuz yargılanma taleplerine karar vermek üzere duruşmayı yarına erteledi.