İstanbul'da yeni adli yılın açılışı nedeniyle Bakırköy Adliyesi'nde tören düzenlendi. Törene İstanbul Valisi Davut Gül'ün yanı sıra il protokolü, İstanbul'daki adliyelerde görevli savcı ve hakimler katıldı. Bakırköy'deki törenin ardından İstanbul Barosu 2024-2025 adli yılının ilk iş gününde İstanbul Adalet Sarayı'nda basın açıklaması düzenledi. İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Adalet ve hak mücadelesine yüreğini ve emeğini koymuş meslektaşlarımızın, hakim ve savcıların, adliye personelinin, tüm yurttaşlarımızın yeni adli yılını kutluyoruz. Yeni adli yılın; Avukatların öldürülmediği, şiddete uğramadığı, mesleğimizin ifası için gittikleri adliyelerde, cezaevlerinde, göç idarelerinde ve karakollarda engellenmediği, ekonomik sorunlarının çözüldüğü bir adli yıl olmasını temenni ediyoruz. Mesleklerini ifa ettikleri sırada görevleri başında şehit edilen Av. Ersin Arslan, Av. Servet Bakırtaş ve tüm meslek şehitlerimizi saygıyla anıyoruz.
Ülkemizde bugün yargı bağımsızlığı ve yargıya güven kalmamıştır. Yeni adli yıla girerken ne yazık ki yargının daha da bağımlı hale geldiği ve yargı makamlarının önemli konularda mevcut iktidardan bağımsız karar veremediği örneklerle dolu ve yargıya güveni temelinden sarsan, hukuk devletini derinden yaralayan, tutukluluğun gözdağı, cezalandırma ve baskı aracı olarak kullanıldığı dönemlerden geçiyoruz.
Geçen adli yıl boyunca ülkemizde temel hak ihlalleri artarak devam etmiştir. Yargılamalardaki temel hak ihlalleri konusunda karar veren Anayasa Mahkemesi (AYM) kararlarının uygulanmaması, yargı sistemine ve hukuk devletine büyük zarar vermiştir. AYM’nin 'Can Atalay’ın milletvekilliğinin düşmesinin yok hükmünde' olduğuna ilişkin kararı derhal uygulanmalı, meslektaşımız Hatay Milletvekili Av. Ş. Can Atalay serbest bırakılmalıdır.
Geçen dönemde ifade özgürlüğü de büyük darbeler almıştır. Sosyal medya platformlarından biri gerekçesi açıklanmadan erişime kapatılarak yurttaşların ifade ve haberleşme özgürlüğünün engellendiği gibi bu yapılırken karar gerekçeleri açıklanmayarak yurttaşın hem gerekçeli karar hakkı hem de yargısal denetim engellenmiştir.
Afetlerde en önemli yaşam hakkı ihlal edilmektedir. 6 Şubat depreminin büyük acısını yaşadık. 17 Ağustos’un üzerinden çeyrek asır, 6 Şubat’ın üzerinden 1,5 yıl geçmesine rağmen afetin yönetiminde bir yol alınmamıştır. Depremlere ilişkin yargılamalarda cezasızlık politikası terk edilmelidir. Etkin şekilde soruşturulmalı, sorumlular zincirindeki herkes yargı önüne çıkarılmalıdır.
Yargılama harç ve tebligat giderlerine yapılan zamlar, hak arama özgürlüğünü kısıtlamakta ve yurttaşlarımızın adalete erişim hakkını ihlal etmektedir. Yargı hizmetinden yararlanmak her yurttaşın hakkıdır. Yargıda KDV olmaz. Olmamalıdır! CMK ve Adli Yardım hizmetlerinde vergi tamamen kaldırılmalıdır. Yoksul yurttaşlarımızın adalete erişimini sağlayan ve başvurucuların yüzde 91’i kadın yurttaşlarımız olan Adli Yardım sisteminin güçlendirilmesi büyük önem taşımaktadır. Ancak bu sistemde özveriyle görev yapan meslektaşlarımızın emeklerinin karşılığı olan vekalet ücretleri Bakanlık tarafından aylardır ödenmemektedir.
İstanbul Barosu olarak, 146 yıllık çizgimize uygun olarak hukukun üstünlüğünü savunmaya ve adaletsizliklere karşı durmaya kararlıyız. Yeni adli yılın, adaletin bağımsız ve tarafsız ve herkes için eşit şekilde işlediği bir yıl olmasını diliyoruz. Meslektaşlarımızın ve yargının tüm paydaşlarının, emekçilerinin adli yılını tekrar kutluyor, başarılı bir dönem bekliyoruz."
İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı ve ekim ayında yapılacak seçimlerde baro başkanlığına aday olan Avukat Ali Gürbüz de adli yıl açılışıyla ilgili bir açıklama yaptı. Türkiye'de hukuk devletinin ayaklar altında olduğunu vurgulayan Gürbüz, "Yeni bir adli yıla girerken, adaletin kutsal ışığını savunan, hukukun üstünlüğüne inanan ve mesleğimizi onurla icra eden siz değerli meslektaşlarımı en içten duygularımla selamlıyorum. Adalet arayışı yolculuğumuzda bir kez daha bir araya geliyoruz ve bu yolda yürümekten asla vazgeçmeyeceğimizi bir kez daha hatırlatıyoruz.
Avukatlık, yalnızca bir meslek değil, bir onurdur. Bu onur, hakikatin peşinde koşmaktan, adaleti savunmaktan ve hukukun üstünlüğünü korumaktan gelir. Avukat, toplumun vicdanıdır. Bizler, bu vicdanı susturmaya çalışan her türlü baskıya, keyfiliğe ve hukuksuzluğa karşı dimdik durmalıyız." dedi. Gürbüz'ün açıklaması şu ifadelerle devam etti:
"Ancak ne yazık ki, son yıllarda ülkemizde hukuk devleti ilkesinin ayaklar altında olduğunu, hukukun üstünlüğü ilkesinin yerini keyfi uygulamaların, baskının ve adaletsizliğin aldığını görmekteyiz. Yargının bağımsızlığına, avukatların özgürce mesleklerini icra etmelerine yönelik saldırılar, demokrasi ve özgürlükler adına kara bir leke olarak tarihimize kazınmaktadır. Bu adli yıl açılışında, mesleğimizi ve hukuku savunmanın, her zamankinden daha önemli ve elzem olduğunu biliyoruz. Biz avukatlar, adaletin, özgürlüğün ve eşitliğin yılmaz savunucuları olarak, bu ilkelere zarar veren her türlü girişime karşı sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz.
Yeni adli yılda da, meslektaş olmanın onurunu, birlikteliğimizin gücünü ve hukukun üstünlüğüne olan inancımızı en güçlü şekilde haykıracağız. Bu vesileyle, hukukun üstünlüğünü sağlamak için yorulmadan çalışacağımızı, adaleti savunmanın ve korumanın her zaman önceliğimiz olacağını bir kez daha beyan ediyorum. Mustafa Kemal Atatürk'ün bizlere miras bıraktığı devrimler, Cumhuriyetimizin temel değerleri ve laiklik anlayışı, yolumuzu aydınlatan en güçlü rehberimiz olmaya devam edecektir. Atatürk'ün 'Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir' sözünden ilham alarak, hukuk devleti ve laiklik ilkesine sahip çıkacağımıza, ülkemizin aydınlık geleceği için mücadelemizi sürdüreceğimize olan inancımız tamdır.
Yaşasın adalet, yaşasın hukuk, yaşasın Avukatlık! Adli yılımız kutlu olsun."