Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ata sporumuz güreşe verdiği destekle 1933 yılından başlatılan ve 1938’e kadar her yıl yapılan Ulugazi Yağlı Güreşleri’ne 83 yıl ara verilmişti. Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun girişimleriyle, kurum iştiraki Spor İstanbul tarafından 2021 yılında bu tarihi güreşler yeniden başlatıldı. Bu yıl 4’ncüsü düzenlenen Ulugazi Yağlı Güreş Festivali, 21-22 Eylül tarihlerinde Maltepe Orhangazi Şehir Parkı’nda gerçekleştirildi.
Ulugazi Yağlı Güreş Festivali, bu sene büyük bir rekabete sahne oldu. 8’i altın kemer sahibi 64 başpehlivan er meydanına çıktı. Açık hava serbest minder güreşleriyle birlikte, festivalde toplam 500 güreşçi boy gösterdi. Tarihi Kırkpınar Festivali’nde son iki yılın başpehlivanı Yusuf Can Zeybek; Kırkpınar’da dört kez başpehlivan olmuş Recep Kara; iki kez altın kemere ulaşmış isimler Orhan Okullu, İsmail Balaban ve Mehmet Yeşil Yeşil; Kırkpınar’da başpehlivanlık onurunu tatmış Mustafa Taş, Fatih Atlı ve Osman Aynur; CW Enerji Türkiye Güreş Ligi’nin son başpehlivanı Enes Doğan; Ulugazi Yağlı Güreş Festivali’nde son üç yılın başpehlivanı Hüseyin Gümüşalan başta olmak üzere, yağlı güreşin en önemli isimleri Maltepe’de başpehlivanlık mücadelesi verdi.
Tarihi Kırkpınar Yağlı Güreşleri’ne ev sahipliği yapan Edirne’nin Belediye Başkanı Filiz Gencan Akın, Maltepe Belediye Başkanı Esin Köymen ve Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün’ün eşlik ettiği TBB ve İBB Başkanı İmamoğlu, birbirinden çekişmeli müsabakalara sahne olan yağlı güreş çayırında, final maçı öncesinde bir konuşma yaptı.
“Ulugazi Yağlı Güreşleri, elbette sadece bir spor etkinliği değil, aynı zamanda bir kültürel mirasın yaşatılması adına İstanbul’umuzda varlığını en köklü bir biçimde hissettirmesi adına başlattığımız bir gelenek” diyen İmamoğlu şunları söyledi:
“Özel bir hikayesi var. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün, Ulu Önder’imizin güreş hayranı olduğunu hepimiz biliriz. 19 Eylül 1933’te, Türkiye ve İtalya güreş takımları karşı karşıya geliyor İstanbul'da. Ve burada müsabakaları heyecanla, Dolmabahçe Sarayı'ndan, radyodan dinliyor. Sonra Dolmabahçe'de o güreşlerin heyecanına kapılarak, hemen kendisini güreşlerin yapıldığı, Taksim'deki Maksim Salonu’na atıyor ve orada canlı canlı izliyor. Güreşçilerimizin başarılarını gördükçe, motive oluyor ve açıkçası güreşçileri de motive ediyor. Türkiye'nin o dönemdeki güreşçileri, İtalya'ya karşı güçlü bir başarı elde ediyor. İşte bu özel günü, 19 Eylül’ü, ‘Atatürk Güreş Günü’ ilan ediyorlar ve her yıl Ulugazi Yağlı Güreş Festivali düzenleniyor. Ama sonra bu gelenekten uzaklaşılıyor. İstanbul'umuz 83 yıl ara veriyor. 83 yıldan sonra, biz, tekrar İstanbul'da Ulugazi Yağlı Güreşleri’ni başlatıyoruz. İstanbul'da, 4 yıldır ata sporumuz olan yağlı güreşimizi, İstanbulluların beğenisine sunuyoruz.”
“Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bize mirası, aynı zamanda vasiyeti olan bu etkinliği burada yapmak çok değerli bizim için. Tarihi bir an. Elbette bunu zaman içerisinde daha da geliştireceğiz. Her yaştan insanımıza bu ata sporunu, yüzyıllar boyu yaşayan, dünyanın belki de en eski spor organizasyonlarından birisi olan Kırkpınar'ın İstanbul'daki alanı gibi düşünebilirsiniz. Daha yukarılara taşıyacağız. Özellikle güreşin altyapısının gelişmesi için, 3 yıldır düzenlediğimiz açık hava U15 Serbest Güreş Turnuvası da önemli. Sonuçta biz, spor şehriyiz. Olimpiyatlara talip olan bir şehiriz. 2027 yılında Avrupa Oyunları’nı misafir edeceğimizi düşündüğümüzde, güreşin bizi ne kadar coşturduğunu ne kadar gururlandırdığını bildiğimiz bir ortamda, diliyor ve istiyoruz ki, Ulugazi Yağlı Güreşleri çok uzun yıllar İstanbul'umuzda sürsün.”
Konuşmasının ardından İmamoğlu’na, 4 yıldır Ulugazi Yağlı Güreşleri’nin yapılmasına sağladığı destekten dolayı, Türkiye Geleneksel Güreşler Federasyonu Başkanı İbrahim Türkiş tarafından sembolik altın kemer sunuldu. 4. Ulugazi Yağlı Güreşleri’nde İsmail Koç ile Feyzullah Aktürk başpehlivanlık için karşı karşıya geldi. Büyük bir çekişme içinde geçen finalde kazanan, Feyzullah Aktürk oldu. Aktürk, böylece ilk 3 yıl üst üste şampiyon olan ve altın kemerin daimi sahibi olma hakkını elde eden Hüseyin Gümüşalan’ın hükümranlığına da son verdi.