Eski Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi (KOM) Başkanı Hanefi Avcı, Türkiye'de cemaat ve tarikat sorunun ortadan kaldırılmadığı müddetçe emniyetin düzeltilemeyeceğini belirtti.
Avcı, son yıllarda emniyet ve yargıda yaşanan krizlere ilişkin Sözcü yazarı Saygı Öztürk'ün sorularını yanıtladı.
Türkiye'de emniyet ve yargıda yaşanan sorunların cemaat ve tarikatların ortadan kaldırılmasıyla düzeltileceğini ifade eden Avcı, "Türkiye’nin mafya ile organize suç örgütleriyle ilgili çok ciddi bir sorunu var. Bugün de aynı şey" dedi.
Emniyet’te tayinde, terfide, atamada, emekli edilmede bir ölçü bulunmadığına dikkat çeken Hanefi Avcı, bundan dolayı birçok konunun Danıştay’a gittiğini, Danıştay’ın iptal kararlarına rağmen önceki bakan döneminde mahkeme kararlarının uygulanmadığını belirtti.
Öztürk'ün yazısında dikkat çeken kısımlar şöyle:
"Emniyet’te sadece liyakatı, kıdemi esas alsalar sorunların çoğu olmaz. Genellikle tayinlerde, terfilerde, atamalarda maalesef bu hükümet geçmişten beri yaşanan bu dini gruplarla hareket etmiş, onların tavsiye ve telkinlerine uymuş, hatta zaman zaman neredeyse onlara belli bir kadro verme gibi bir anlayış var. Geçmişte Fethullahçı gruba alabildiğine yetki devredilmişti. Bu anlayış sadece Emniyet’te Fethullahçının bulunması değil, o anlayışın iktidara taşınması, Emniyeti yönetmesi, yönlendirmesine müsaade edilmesi vardı.
O darbeyi yedik ve olayları yaşadık ama halen bu hastalıktan kurtulamıyor. Bugünkü atamalarda herkes şu şaibeyi düşünüyor: Belli dini gruba mensup insanlar öne geçiriliyor, onlara kontenjan veriliyor, onlar atanıyor. O tarikat, cemaat mensupları ‘bizim adamımız, üyemiz atansın’ diye tavassutla atamaları istiyorlar. Kamuoyunda böyle bir inanç ve bunu doğrulayan emareler var.
Sadece liyakati, kıdemi ortaya koysalar Emniyet her şeyi çok güzel yapabilir. Genel Müdür ve Bakan dışındaki hiçbir makam siyasete karışmamalı. Fethullah Gülen teşkilatından dolayı yaşadığımız bunca sıkıntıya rağmen hala şu grubun, bu grubun insanlarının atanması, o grubun insanlarının göreve gelmesi, hatta o göreve gelirken referans olarak söylüyor. Elbette bu ülkede şu, bu grubun insanları olabilir ama Emniyete, devletin içine giriyorsanız o devletin o teşkilatın mensubusunuz. O kurallara uyarsınız.
İktidar, atamaları yaparken liyakati, kıdemi, çalışmayı esas alsın. Bunu yapmazsanız bu grup ona karşı, o grup buna karşı, birbirinin ayağını kaydırma, atamalarda onun yerine geçme, hep ayak oyunları olur. Tayin ve atamalarda cemaatler, tarikatlar etkin olduğu müddetçe Türkiye’de Emniyeti düzeltemezsiniz.
Şu günlerde yine kurul toplanacak. Herkes kaygılı, endişeli. ‘Ben emekli edilir miyim? Hak ettiğim için değil şu veya bu gruba mensup olmadığım için veya karar verenler şu grubun insanı’ diye. Gerçekten emekli edilecek kadar kusurlu olsa bile kabul etmiyor diyor ki ‘Hayır terfi komisyonundakiler çoğunlukla şu gruba mensup o yüzden emekli edildim’ diyor. Çünkü bir standart yok.
Böyle olursa insanlar mevcut güç kimdeyse o tarafa eğilirler. Bir dönem Emniyet’te Fethullah Gülen etkiliydi. Herkes Fethullahçı oldu. Aslında o kadar güçlü değillerdi. Türkiye’nin mafya ile organize suç örgütleriyle ilgili çok ciddi bir sorunu var. Bugün de aynı şey. Emniyet’te o kadar tarikat mensubu yok. Siz kontenjan veriyormuş gibi, söz sahibiymiş gibi onlar tayinde atamada etkinmiş gibi gösterirseniz, herkes bir gruba yanaşmaya kalkar."