Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Google da masaya oturacak: Dijital telif yasası çıkacak mı?

TBMM Dijital Mecralar Komisyonu dün yaptığı toplantıda 'dijital telif’ haklarını değerlendirdi. Komisyon Başkanı Hüseyin Yayman, “Haberin ve içeriğinin bir telif sayılması gerektiğini belirterek, üretilen içeriklerin hiçbir telif ödenmeden kullanılmasının kurumların kan kaybetmesine neden olduğunu söyledi.

TBMM Dijital Mecralar Komisyonu dün 'dijital telif’ hakları gündemiyle toplandı. Yaklaşık iki buçuk saat süren komisyonda Rekabet Kurumu adına Selçuk Yılmaz ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürü Erkin Yılmaz sunum yaparak konuya ilişkin önerilerde bulundu.

Komisyonda 28 Mayıs salı günü Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu katılarak sunum yapacak. Haziran ayı içerisinde ise Google yöneticilerinin komisyona katılması bekleniyor.

"Sahte isimli yapılara karşı önlem almamız gerekiyor"

Komisyon Başkanı Hüseyin Yayman şunları söyledi:

"Dijital telif konusunun ana fikri şu; haberin bir fikir ve sanat eseri sayılması noktasında bir talep var. Bu talebi komisyonumuz değerlendirecek ve bu konuda bir müzakere yapacağız. Ben de doğrusu, haberin ve içeriğinin bir telif sayılması gerektiğini düşünüyorum çünkü Avrupa örneklerine bakıldığında, Kıta Avrupası örneklerine de bakıldığında , Anglosakson örneklerine bakıldığında, burada haberin bir telif konusu edildiğini görüyoruz. Neden bu konu önemli çünkü bir taraftan içerik üreten ve bu içeriği üretmek için personel istihdam eden ve o konuyla ilgili bir kurumsal yapılanmaya giden yapıların eserlerinin ya da haberlerinin hiçbir telif ödemeden, hiçbir referans verilmeden alınması, kullanılması, son tahlilde bu kurumların kan kaybetmesine ve bir ekonomik zarara uğramasına yol açmaktadır. Temel mesele reklam gelirleri meselesidir ve reklam gelirlerinin azalması, bu artık kurumsallaşmış yapıların zaman içerisinde güç kaybetmelerine ve onu habere ulaşmak için harcadıkları emeğin ortadan kalkmasına yol açmaktadır. Biliyorsunuz, çağdaş dünyada haber 5 şekilde tanımlanıyor; ne, nerede, niçin, nasıl, ne zaman ve kim yani 5N1K. Dolayısıyla, burada tecrübeli, kurumsallaşmış yapıların kamusal haberciliği önceleyen ve toplum yararını gözeten habercilik anlayışı yerine, temel meselesi etkileşim almak ve temel meselesi -nasıl olursa olsun- bir farkındalık oluşturarak reklam geliri elde etmek, bir gelir elde etmek olan isimsiz “fake” ya da isimli yapılara karşı bizim muhakkak tedbir almamız lazım."

"Dijital platformlar monopole yakın bir pazar gücüne sahip"

Rekabet Kurumu Denetim ve Uygulama Dairesi Başkan Yardımcısı Selçuk Yılmaz, şunları söyledi:

Burada Rekabet Kurumu’nun, kanundan kaynaklanan yetkileri daha çok rekabeti sınırlayıcı anlaşma ve hakim durumun kötüye kullanılması davranışları kapsamında. Biz baktığımız zaman, dijital platformların özellikle monopole, tekele yakın bir pazar gücüne sahip olduğunu görüyoruz. ve bu hakim durumun kötüye kullanılması kapsamında rekabet hukukunun radarına hem ulusalda hem de uluslararası alanda birden fazla defa konu edilmiş durumda. Rekabet Kurumunun incelemeleri de hep bu kapsamda oldu. Özellikle ekranda sırasıyla bazı soruşturmalara yer verdim. Soruşturmaların detayına, kararların detayına girmemekle birlikte, bu kararlarda dijital platformların ve haber yayıncılığının ne şekilde ele alındığı bizim öznemiz.

"Haber yayıncılarının varlığına tehdit oluşturuyor"

Çevrim içi reklamcılık sektör incelemesi kapsamında Rekabet Kurumu’nun tespitleri ne oldu, sizlere onu aktarmak istiyorum. Burada Dijital Telif Yasası geneli itibarıyla içerik üreten kişi ile kurum ve kuruluşların ürettikleri içeriğe ilişkin telif haklarını koruma altına almayı amaçlıyor. Diğer bir ifadeyle, aslında dijitalleşen medya dünyasında, yerelden dijitale oldukça fazla geçişin olduğu bu dünyada ve ekonominin de gerçek değerinin orada mevcut olduğu durumda içeriklerin hak sahiplerinin izni alınmaksızın telifsiz şekilde kullanılmasının önüne geçmek ve içerik sahiplerinin emeğini nemalandırmak amacıyla bu yönde bir yasa çalışmasına ihtiyaç duyulduğu tespit edilmiş durumda, çevrim içi reklamcılık sektör incelemesi kapsamında. Burada haber içeriklerinin dijitale kayması ve dijital platformların habere erişimde uğrak mecralar olması, dijital platformlar ve haber yayıncıları arasında pazar gücü dengesizliği oluşturuyor. Sektör incelemesi kapsamındaki ilk tespit buydu. Pazarlık gücü olan bir grupla karşı karşıya değiliz. Aslında bu, dijital platformların monopole yakın tekel tek nedeniyle tüm alanlarda da geçerli. Hem son kullanıcı tarafında hem de ticari kullanıcı tarafında pazarlığa açık, pazarlık gücünün olabildiğini söylemek mümkün değil. Bu durum, haber yayıncılarının çevrim içi içeriklerden gelir elde etmesini engelleyebilmekte, sınırlayabilmekte ya da sonuç olarak haber yayıncılarının varlığına tehdit oluşturabilmekte

"Hakem konumunda bir kurum olmalı"

Telif ücreti ödemesi ve pazarlık usulünün bu otorite üzerinden gerçekleştirildiği tespitlerimiz arasında yani yasanın yürütülmesi görevi Avustralya İletişim ve Medya Otoritesine verilmiş ve yasaya tabi olmak isteyen haber kuruluşlarının uygunluğunu değerlendirmek, pazarlık taraflarına yardımcı arabulucuları atamak, pazarlık yapan tarafların tahkim panelinin oluşumu konusunda anlaşamaması durumunda hakemleri atamak üzere belirli görevler biçildiğini görüyoruz. Diğer bir uygulama örneği Kanada’da. 2023 yılında Kanada Radyo ve Televizyon Komisyonuna verilen bir görev söz konusu. Burada da ticari pazarlık usulüyle dijital telif hakkının neticelendirilmeye çalışıldığını tespit ettik. Anlaşmazlık durumunda zorunlu tahkim yolu olduğunu görüyoruz. Belirli sürelere bağlanmış durumda ve bu süreler sonunda eğer taraflar anlaşamazsa yine bu otoritelerin bir hakem, bir tahkim görevi üstlenerek neticelendirilmesi söz konusu. Müzakere süreci, adil gelir paylaşımı, zorunlu tahkim çerçevesi ve toplu pazarlık bu yasada mevcut olan düzenlemeler arasında. Pazarlığın bireysel ya da toplu olması yine müzakere sürecine ilişkinken otoritenin yetkilendirilmesi de hakeme ve tahkim sürecine ilişkin olarak belirlenmiş durumda.

Google'ın kazancı 'ticari sır' olduğu gerekçesiyle açıklanmadı

Yımaz'ın sunumuna ilişkin milletvekilleri tarafından 'somut çözüm önerileri' getirilmediği eleştirisi getirdi. CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, Yılmaz'a 'Rekabet Kurumu Google’la ilgili bir soruşturma açtı mı ya da bir kaç soruşturma açtı mı? Bu soruşturmaların sonucu ne oldu?' sorusunu yöneltti. Yılmaz, "Rekabet Kurumu şu ana kadar Google’la ilgili 4 tane soruşturma açtı ve bunlar nihai karara bağlandı. 2018 yılında 196 milyon, 296 milyon olmak üzere soruşturmalarda farklı cezalar uygulandı" dedi.

Cezaların Google'ın Türkiye'deki kazançları üzerinden kesildiğini belirten Yılmaz, Google'ın Türkiye'de kazandığı toplam geliri ise 'ticari sır' olduğu gerekçesiyle açıklamadı. Bunun üzerine Özkan, "Google soruyoruz, Google söylemiyor; size soruyoruz siz söylemiyorsunuz" diyerek komisyonda şeffaflık çağrısında bulundu.

"Ülkemizdeki yayıncı sayısı yarı yarıya azaldı"

Kültür ve Turizm Bakanlığı Telif Hakları Genel Müdürü Erkin Yılmaz ise şu ifadelere yer verdi:

"Dijitalleşmenin sonucunda majör değişiklikler ortaya çıktı. Geldiğimiz noktada toplumun sadece yüzde 28'i klasik mecralar üzerine habere ulaşırken yüzde 80'inin üzeri dijital platformları, dijital yayınları tercih ediyorlar. Basın yayıncılarının internet trafiğine baktığımız zaman, bireylerin neredeyse yüzde 80'i bu dijital platformları kullanarak habere ulaşıyorlar hatta büyük yayın kuruluşlarının yüzde 90 oranında Google’ı kullanarak haberlere ulaştığını görüyoruz. Yine, rakamlarla ifade etmek gerekirse Avrupa Birliği ülkelerinde 2010-2014 yılları arasında 13 milyar avrodan 3,9 milyar avroya düşen yüzde 70 nispetindeki bir gelir kaybı var, basın sektörünün gelir kaybından bahsediyorum. Diğer taraftan, ülkemizde bunun yansımaları nasıl diye kendimize sorduğumuzda, ülkemizde hâlihazırdaki basın yayıncı sayısında da dramatik bir şekilde düşüşle, azalışla karşı karşıyayız. 2010’lu yıllarda 4.058 olan basın yayıncı sayısı 2022 yılına gelindiğinde 2.182’ye kadar gerilemiş durumda. Yani basın yayıncı sayısında yüzde 50’lik bir azalma var; bunlar TÜİK istatistikleri. Tirajlara baktığımızda yine benzer senaryo karşımıza çıkıyor. Ülkemizde 2011 yılındaki gazete tirajı 2,1 milyar seviyesinde ama 2020’ye geldiğimizde 945 milyona kadar düşmüş; burada da yüzde 60’lık bir kayıp var.

"Meslek birlikleri üzerinden lisanslama yapan çok sayıda ülke var"

Faklı ülkelerdeki telif modellerine ilişkin bilgi veren Yılmaz, özellikle haber telifleri noktasında Google ile ortak çalışılması ve 'anlaşmaya varılması' noktasının önemine vurgu yaptı. Yılmaz açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Almanya, Fransa, İspanya meslek birlikleri üzerinden lisanslama sistemini benimsiyor. Belki konuyu anlaşılması için biraz açmak gerekiyor, meslek birliklerinin karşılığı nedir? Telif haklarını toplamak üzere kurulmuş, telif hakkına konu hak sahiplerini temsil eden yapılar. Nereden hatırlayacaksınız ülkemizde? İsimleri sıklıkla kamuoyuna yansıdığı için söylüyorum MESAM, MSG, MÜ-YAP, MÜYORBİR gibi kuruluşlar bunlar. Nihayetinde bu kuruluşlar üyelerinden lisanslama konusunda yetki alırlar, telife konu ürünlerin kullanıldığı mecralar, umuma açık mahaller, oteller, restoranlar buralarla pazarlık yaparlar; açıkladıkları tarifeler üzerinden kontratları imzalarlar, paraları toplayıp üyelerine dağıtırlar. Dediğim gibi, bu model Almanya, Fransa ve İspanya'da hâlihazırda yürütülen, belki bizim ülke açısından da örnek olabilecek bir model çünkü bizim telif sistemimiz de AB müktesebatıyla büyük ölçüde uyumlu olan bir mevzuat, aynı ekosistemi ve hukuk sistemini kullanıyoruz. Bu gelişmelerden sonra Google News şirketi Avrupa Birliği nezdindeki 16 ülkede yaklaşık 2.600 basın yayıncısıyla anlaşmaya varıldığını 2023’te duyuruyor. Rakamı bilmiyorum ama anlaşma konusunda Google News’in kamuoyuna duyurduğu bir açıklama söz konusu. Birçok Fransız basın yayıncısının da yine Google'la anlaşmaya vardığını biliyoruz fakat diğer taraftan, tabii ki her ne kadar anlaşma olsa da bütün sürecin işletilmesinde potansiyel sorunlar ortaya çıkıyor."

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER