Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde “26. Dönem Adli Yargı ve 16. Dönem İdari Yargı Kura Töreni”nde konuştu.
Konuşmasında Kobani Davası'na değinen Erdoğan, 6-8 Ekim olaylarına ilişkin "Bunlar asla bir protesto değil, bir terör kalkışmasıdır. Bölücü örgüt unsurları doğrudan devletimizi hedef alan bir isyan girişiminde bulunmuştur" ifadelerini kullandı.
Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar:
"İran Cumhurbaşkanı Sayın Reisi ve beraberindeki heyetin helikopter kazasında öldüğünü öğrendim. İran Cumhurbaşkanı Reisi ve kazada hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet niyaz ediyorum. İran halkına başsağlığı diliyorum. Kaza haberini aldıktan sonra İran makamlarıyla irtibata geçerek arama kurtarma çalışmalarına yardım etmek için harekete geçtik. Arama kurtarma ekiplerimizde bölgeye intikal etmek suretiyle yola çıktılar.
Gerek ikili ilişkilerimizi gerekse bölgelerimizi ilgilendiren konularda Reisi ile çok yakın diyalog içerisinde olduk. Bölgenin huzuru için verdiği çabalara bizzat şahitlik ettik. Kendilerini şükranla ve hürmetle yad ediyoruz. İranlı kardeşlerimizin bu süreci suhuletle yöneteceklerine inanıyorum.
Türkiye olarak biz de her zaman olduğu gibi bu zor günlerde dost İran halkının yanında olacağız.
Hakim ve savcılarımızdan 81 vilayetiyle 85 milyon vatandaşıyla bu ülkeyi çok sevmelerini bu devlete en güzel şekilde hizmet etmelerini istiyoruz. Bu genç kardeşlerimizin gittikleri yerlerde adalet sancağını yükselteceklerine inanıyorum. Bugünkü kura töreniyle birlikte hakim ve savcı sayısı 25 bine yaklaştırmış oluyoruz. Kaliteli insan kaynağı hayatın her alanında sistemin başarısının temel unsurudur. Adalet sisteminin kusursuz işlemesinin öncelikli şartı da yetişmiş personeldir.
9 bin 349 olan hakim savcı sayısını 2,5 kattan fazla arttırmak suretiyle mahkemelerimizin yükünü hafiflettik.
Merdivenaltı sistemden bugünkü fiziki koşullara ulaştık. Mahkeme kararlarındaki hataları en aza indirme amacıyla istinaf mahkemelerini kurduk. Bölge Adliye Mahkemelerini 15 yerde, Bölge İdare Mahkemelerini 9 yerde faaliyette geçirdik.
Hukuk devletini güçlendirdik. Vesayet araçlarını tek tek ortadan kaldırdık. Medeniyetimizin temel direği adalettir.
Hz. Mevlana da adalete büyük önem vermiştir. Mesnevi'nin özünü adalet, hukuk kavramları oluşturur desek hatalı bri genelleme yapmış olmayız.
Adalet suçlunun hapiste, masumun dışarıda olmasıdır. İnsanlar arasında cezasızlık algısının yaygınlaşması ise adalete güveni sarsacak ve toplumsal barışı dinamitleyecektir.
Adalet, birliğimizin ve huzurumuzun güvencesidir. 12 Eylül ve 28 Şubat'ta demokrasiye darbe yapanlar, milletin vicdanıyla birlikte bağımsız Türk mahkemeleri tarafından da mahkum edildi.
6-8 Ekim olaylarını kimse mazur ve meşru gösteremez. Mahkeme kararıyla ilgili haddi aşan yorumları tasvip etmiyoruz. Hukuk bunlardan hesap sormak zorundadır. Siyasi dava denilerek terör kalkışmasının aklanmaya çalışılması hukuka ve demokrasiye hakarettir. 6-8 Ekim olayları bir protesto değil isyandır.
Türkiye artık tereyağından kıl çeker gibi darbe yapabildikleri bir ülke değil.
Aynısı 15 Temmuz için de geçerlidir. İhanetlerinin hesabını hukuk önünde verdiler. 253 insanımızı şehit edenler gün yüzü göremeyecekler. Yurt dışına kaçan alçakların peşini de bırakmayacağız"
Son FETÖ'cü hain de yargıya hesap verene kadar enselerinde olacağız"