Tarım ve Orman Bakanlığı’nın taklit ve tağşiş listesine dahil ettiği markalar ve ürünler geçtiğimiz günlerde açıklandı. Listede, yüzlerce şubesi bulunan Köfteci Yusuf adlı işletmenin Bursa şubesindeki ürünlerinde domuz eti tespit edildiği ortaya çıktı. Köfteci Yusuf'un sahibi Yusuf Akkaş, "Bu olayın en kısa zamanda aydınlanması için elimden gelen çabayı göstereceğim" dedi.
Olayın gündeme gelmesinin ardından, 3 yıl önce 'Köfteci Yusuf’ davasında adı geçen ancak iddiaları yalanlayan Sedat Peker ile avukatından peş peşe açıklamalar geldi.
Köfteci Yusuf konusunu Sedat Peker'e sorduğunu söyleyen gazeteci Erk Acarer, X hesabından şu paylaşımı yaptı: Köfteci Yusuf konusunu Sedat Peker’e sordum. Şunları aktardı: “Her Köfteci Yusuf konuşulduğunda ismimin geçmesi eğlenceli geliyordu. Ne Köfteci Yusuf’muş arkadaş, artık gerilmeye başladım. Köfteci Yusuf bana sevgi duyduğu için bir kez aramıştı, görüştük. Çayını bile içmedim. Biz onun sattığı kadar her Bayram kurban bağışlıyoruz. Ne zaman Köfteci Yusuf gündeme gelirse ben de TT oluyorum. Bu ne saçma iştir!”... Ayrıca şunu da ilave etti: “Bu adam 12 bin kişi çalıştırıyor. Devlet bu domuz etlerini yakalamış mı?”
Domuz eti skandalı sonrasında tekrar gündeme gelen Köfteci Yusuf davasıyla ile ilgili, Sedat Peker’in avukatı Ersan Barkın'dan da X hesabı üzerinden bir açıklama geldi.
Barkın açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Müvekkilim Sayın Reis Sedat Peker, Köfteci Yusuf’un şubelerinde domuz eti satıldığı ile ilgili haberlere isminin karıştırılmasından son derece rahatsız olmuştur. Köfteci Yusuf restoranlarının sahibi Yusuf Akkaş, dönemin muktedir yöneticilerine şirin görünmek için, iddianamede açıkça olayla ilgisiz olduğu saptanmış olan müvekkil hakkında, bir senedir devam etmekte olan Bursa 5. ACM’deki dosyaya verdiği dilekçeyle, şikayetçi olduğunu söyleyip, kendisinin sanık haline getirilmesine hatta hakkında kırmızı bültenle arama kararı çıkarılmasına neden olmuştur. Bu son derece adaletsiz, hakkaniyete aykırı bir davranıştır. Buna karşın, müvekkilin domuz eti ile ilgili yorumu ise şöyledir: Devletin bir insanı uyuşturucu ticareti ile suçlaması halinde, satıldığı iddia edilen uyuşturucuyu ortaya çıkarması nasıl bir zorunluluksa, ürünlere domuz eti karıştırıldığı iddiasında da, domuz etlerini delilleri ile kanıtlaması zorunludur. Türkiye’yi temsil eden bir marka haline gelmiş, ayrıca 12.000 kişiyi istihdam eden bir işyeriyle ilgili bu tip suçlamalar yapılırken, daha hassas, daha adil davranılmalı ve toplumda şüpheye yer bırakmayacak şekilde tahkikat yapılmalıdır. Müvekkilin, muktedirlere yaranmak için kendisine haksızlık yapan kişi hakkında düşüncesi dahi bu şekildedir. Aslında konunun özeti, herkes, kendisine yaraşır biçimde davranmaktadır."