Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Cumartesi Anneleri Galatasaray'da sordu: Kadir Keremoğlu’na ne oldu?

Cumartesi Anneleri, 995. haftada Galatasaray Meydanı'nda basın açıklaması yaptı. Açıklamada, 29 sene önce kaçırılan iş insanı Kadir Keremoğlu’nun akıbeti soruldu.

Gözaltında kaybedilen yakınlarının akıbetini sormak ve faillerin yargılanması talebiyle 1995 yılından bu yana İstanbul Taksim'deki Galatasaray Meydanı’nda oturma eylemi yapan Cumartesi Anneleri, 995'inci haftada, 1995'te Van'da JİTEM tarafından kaçırıldıktan sonra kendisinden haber alınamayan iş insanı Kadir Keremoğlu’nun akıbetini sordu.

Gazete Duvar'da yer alan habere göre, Kadir Kerimoğlu’nun oğlu Bahattin Kerimoğlu da Galatasaray Meydanı’ndaydı. Oğul Kerimoğlu, “Babam yaşlıydı. 75 yaşındaydı. Hastaydı. Bir mezarı olsun istiyorum. Geçen bayramdaki gibi gidebileceğimiz bir mezarı olsun. Sadece adalet istiyoruz” ifadelerini kullandı.

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri'nin okuduğu basın açıklaması şöyle:

"Devletin gözaltında kaybedilenlerin akıbetini, bedenlerinin bulunduğu yeri ve suçu gerçekleştirmiş ya da göz yummuş tüm fail ve sorumluların açığa çıkarılmasına ilişkin yükümlülüğü de devam eder. Ne yazık ki devlet, bugüne kadar yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi kayıp yakınlarının hakikati bilme çabalarının önüne siyasi ve hukuki engeller çıkararak, siyasi anlamda bu eylemleri cezalandırmaktan kaçındı.

'Fidyeci jitem'

995.haftamızda, akıbetinin açığa çıkartılması ve bilinen faillerinin cezalandırılması engellenmiş olan Kadir Keremoğlu dosyası ile kamuoyunun karşısındayız. 75 yaşındaki Yüksekovalı Kadir Keremoğlu, Van'da yaşayan varlıklı bir iş insanıydı.

10 Temmuz 1994 tarihinde JİTEM mensupları, 'ölüm listesinde isminiz var' diyerek Keremoğlu Ailesinden haraç istedi. İstenen parayı İstanbul/ Çatalca'da bir adrese getirmeleri söylendi. Aile, polise ve savcılığa başvurarak suçüstü yaptırdı; haraç almaya gelen 4 kişi tutuklandı. Tutuklananlardan biri de JİTEMCİ Alaattin Kanat'tı. Bu olaydan sonra Keremoğlu ailesi, JİTEM bağlantılı çetenin hedefi oldu ve tehditler arttı.

'Beyaz toros ile kaçırıldı'

Kadir Keremoğlu, 14 Nisan 1995 tarihinde Van Merkez'de kendisinin yaptırdığı Keremoğlu Camisine namaz kılmaya gitti. Sonrasında 01 EA 600 plakalı Beyaz Toros'la kaçırıldı. Onu otomobile bindirenlerin arasında JİTEM'le irtibatlı ŞehmusDurak isimli şahıs da vardı. Beyaz Toros'a iki otomobil daha eşlik ediyordu. Aile yaptığı araştırma sonucunda, kaçırıldıktan sonra babalarının Yeşil kod isimli Mahmut Yıldırım'a teslim edildiğini, önce Van JİTEM merkezine, daha sonra da Van Jandarma Alay Komutanlığı'na götürüldüğünü öğrendi. Ayrıca kaçırma olayına karışan JİTEM’le ilişkili şahısların kimlik bilgilerine de ulaştı.

'Ölmüş bilin'

22 Nisan 1995 tarihinde aileyle görüşen ve kendisini özel harp dairesi mensubu olarak tanıtan kişi ‘babanızı bırakmak için 750.000 Mark istiyoruz’ dedi. Bunun üzerine aile, Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar ile görüştü. Bu görüşmeden hemen haberdar olan aynı kişi aileye ‘babanızı ölmüş bilin’ dedi. JİTEM'le irtibatlı Şehmus Durak'ın eşi vicdan azabı çektiğini söyleyerek aile ile iletişime geçti. Kadir Keremoğlu’nun evlerinde Yeşil tarafından infaz edildiğini olaya kendisinin ve kayınvalidesinin de tanık olduğunu anlattı. Anlattıkları ses cihazına kaydedildi. Olay, 25 Aralık 1996 tarih ve 285 sayılı Aktüel Dergisi'nde kapak oldu. Aile ile fidye pazarlığı yapan Nafiz Karacan'ın fotoğrafı, 1 Ocak 1997 tarihli Aktüel Dergisi’nin 286. sayısında 'İşte fidyeci Özel Harpçi' başlığıyla yayınlandı. Kadir Keremoğlu’nun oğullarından biri, 13.01.1997 tarihinde TBMM Susurluk Araştırma Komisyonu'na gidip ifade verdi ve olayı detaylarıyla anlattı.

Emniyet, adli ve askeri makamlara başvuran aile bir sonuç alamadı. Diyarbakır, Hakkâri ve Van adliyeleri arasında gidip gelen dosyada Kadir Keremoğlu’nun akıbetinin açığa çıkartılmasını, sorumlu olanların cezalandırılmasını sağlayacak nitelikte bir yargılama faaliyeti yürütülmedi. Yargısal yolların tüketilmesi üzerine dava 2015 yılında Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. Anayasa Mahkemesi de başvuruyu reddederek iç hukuk yollarını tamamen kapattı. Aile AİHM’e başvurdu.

975. haftamızda bir kez daha Kadir Keremoğlu’nun mezar yerinin açıklanmasını, onu kaybedenlerin yargılanarak cezalandırılmasını talep ediyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin, Kadir Keremoğlu için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan vazgeçmeyeceğiz"

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER