This browser does not support the video element.
Tosuncuk lakaplı Mehmet Aydın'ın binlerce kişiyi dolandırdığı iddiasıyla yargılandığı davanın görülmesine Kartal'daki Anadolu Adliyesi'nde devam edildi. Ara kararını açıklayan mahkeme, Mehmet Aydın'ın da aralarında bulunduğu 4 kişinin tutukluluk halinin devamına karar verdi. 2 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Mehmet Aydın duruşmaya bir hafta kala mağdurların zararını ödemeye başladı. Tosuncuk lakaplı Mehmet Aydın,"100 kişinin zararını ödedim, beni tahliye ederseniz diğerlerininkini de öderim" şeklinde ifadeler kullandı.
Kartal'daki Anadolu Adliyesi 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, tutuklu sanık 'Tosuncuk' lakaplı Mehmet Aydın ve ağabeyi Fatih Aydın duruşma salonunda hazır bulundu. Tutuklu sanık Havva Özay, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile duruşmaya katılırken, diğer tutuklu sanıklar Osman Naim Kaya, Cafer Çolak, Serdal Dosdoğru ile sanık avukatları da salonda hazır edildi.
Mehmet Aydın savunmasında, "İlk hayvan alımını Tekirdağ’da süt işleme tesisi açtığımda yaptım. Ağabeyim Fatih Aydın'ı, muhasebeci en az iki ortak olması gerekiyor dediği için usulen ortak gösterdim. İstanbul’a taşındığımda Osman Naim Kaya ile tanıştım. Fehmi Suat Emür ile telefonla görüştük. İlk başta güvenlik müdürü olarak yanıma geldi. Cafer Çolak'ı, Fehmi Suat buldu. Fehmi Suat Emür'e 'Yönetim kurulu başkanı yapayım seni burada gözüm kulağım ol' dedim. Suat da 'Cafer Çolak'ı yapın' dedi. İstanbul’da 10 bayi açıldı o bayilerde de hepsinin bağlantısı vardı. Benim verdiğim tüm reklam işleri aracı firmayla yaptırılıyor. Ferman ile Savaş da bayilerden komisyon alıyorlardı. Serdal Dosdoğru ilk önce grafik tasarımla ilgileniyordu sonra finans müdürü oldu. Düzgün de bayilerin sitelerine bakıyordu. 130 bayi sitesine de Düzgün bakıyordu. Almanya’daki paralar ilk başta bir banka hesabında toplandı. Toplanan paralar diğer yatırımlara harcandı. Sanık Hakkı Cangür, Ege bölge müdürüydü. Savaş Ferman Koray ve Niyazi Karakoç parayı çekebilirdi benim dışımda. En büyük para toplayan ilk üç bayilerden biridir Çiftlik Bank" dedi.
Mehmet Aydın'ın ağabeyi sanık Fatih Aydın ise savunmasında, "Soruşturma dosyası bana 2 hafta önce geldi. Kendi kamyonetimle çiftlikten sütleri alıp teslim ediyordum. Kıbrıs’tan eski eşime para gönderme konusunu ise söyle açıklayabilirim. Kardeşim beni aradı 'Acilen Kıbrıs’a gelir misin?' dedi. Gittim. '10 bin dolar kazandım ama peşimi bırakmıyorlar' dedi. Bunun üzerine eşimin üzerine attım parayı. Bu olaylardan sonra kardeşime ulaşamamaya başladım sonra anneme de ulaşamamaya başladım. Muhasebe sözleşmesiyle bana bir kağıt imzalattılar. Ben kardeşime ulaşamıyordum zaten ulaştığımda 'Bu şirket ne olacak?' dedim. O da hiçbir yerle anlaşamadığımız için 'Olmadı' dedi. İddianameyi okuduğumda şirketler kurulmuş benim haberim yok. Bu imzalarla benim adıma sahte evrak düzenlendi. Ben sadece muhasebe üzerine imza atıyorum. Şirket kurma üzerine evraklara imza atmıyorum. Daha sonra papara üzerinden aktif ediyorlar ama oradan da hiçbir şekilde haberim yok. Emir talimat vermiyorum ben sadece çalışanım" şeklinde konuştu.
Duruşmaya SEGBİS sistemiyle katılan Sanık Havva Özay savunmasında, "İddiaları kabul etmiyorum. Eski eşimin dediği gibi son dönemlerde dahil olmuştu. Olabildiğince beni uzak tutmaya çalıştı. Benim banka kartım eski eşimde olduğu için bankamın içindeki parayı kullandı. Halı yıkama işletmesini yaparken Mehmet Aydın ile yüzde 20 ortak olma işi çıktı. Mal varlığında artış olmadı eğer olsaydı ben çalışmazdım" dedi.
Sanık Cafer Çolak ise savunmasında, "Ben bu şirkete başladığımda güvenlik görevlisiydim. Beni bu şirkete Suat dahil etti. Suat'ı mahalleden tanıyorum. Ben çalışacağım diyerek geldim, finans müdürü olarak çıktım. Bana 300 bin para gönderttiler. Vicdanım rahat kimsenin bir kuruş parasını yemedim" ifadelerini kullandı.
Sanık Serdal Dosdoğru savunmasında, " Çalıştığım müddetçe dolandırıcıyla alakalı birşey görmedim. Ben sadece grafik tasarım yapıyordum. Yurtdışına gidemem 'Evleneceğim' diyerek işten ayrıldım. İş buldum tutuklandım işten atıldım. Ben kızıma kitap okumadan yatırmamışımdır. Beni evladımdan ayırmayın" dedi.
Sanık Osman Naim Kaya ise savunmasında, "Türkiye’ye 2017-2018 yılları arasında geldim. Geldiğimde Mehmet Aydın ile bir kere görüştük. 15 senedir Uruguay’da yaşamaktayım; orada metal işleri, kaynak işleri ile uğraşıyorum. Mehmet Aydın Uruguay’da banka hesabı yoktu. Ben sadece Uruguay’da alım satım işlerinde uğraşıyordum. Benim Türkiye’deki faaliyetlerinden hiçbirinden haberdarım yok. Türkiye’de sabit ikametgahım var. Tahliyemi ve beraatimi talep ediyorum" şeklinde konuştu.
Mahkeme, hakkında 88 bin 302 yıl hapis cezası talep edilen tutuklu sanık Mehmet Aydın ile diğer tutuklu sanıklar Fatih Aydın, Osman Naim Kaya ve Havva Özay'ın tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Mahkeme ara kararında tutuklu sanık Cafer Çolak ve Serdal Dosdoğru'nun ise adli kontrol şartıyla tahliye edilmesine hükmetti. Diğer yandan mahkeme, Fatih Aydın'ın imzaların kendisine ait olmadığına yönelik iddiaların araştırılmasına karar verirken, Mehmet Aydın'a bir sonraki duruşmaya kadar zararların giderilmesine yönelik de zaman verdi. Duruşma 3 Şubat 2025 tarihine ertelendi.