Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik: Fetullah Gülen, ihanet ağının mimarıydı

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan AK Parti MKYK toplantısı sona erdi. Parti sözcüsü Ömer Çelik, toplantı sonrası açıklamalarda bulunuyor.

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Çelik, parti genel merkezinde AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı ardından basın toplantısı düzenledi. Çelik, şunları kaydetti:

“(Fetullah Gülen) İslam’a ihanet etmiş, insanlığa ihanet etmiş bir haindi ve bugün vatansız olarak bu dünyayı terk etti. Kuşkusuz dinimize yaptığı kötülükler, milletimize yaptığı kötülükler, insanlığa yaptığı kötülükler böyle bir şahsın ismini Netanyahu gibi biriyle yan yana yazdırması neticesinden başladı sonuç. Geçmişe doğru değerlendirildiğinde gerek 15 Temmuz darbe girişimiyle ortaya çıkan tablo ve daha sonra yürüttükleri faaliyetler, bu terörist başının aslında ülkemizdeki milli egemenliği gasp etmek üzere, milli egemenliği çalmak üzere, ordumuza milletimize büyük kötülükler yapmak üzere bir projenin taşeronluğunu yaptığını net bir şekilde yapmaktadır.

“Örgütle mücadele edeceğimiz konusundaki kararlılıkta hiçbir gevşeme söz konusu değil”

Sonraki süreçte de açık bir şekilde görüldü, terörist başı Fetullah Gülen aslında gerek kurduğu ihanet şebekesiyle gerekse bu ihanet şebekesi vasıtasıyla hizmet ettiği odaklar vasıtasıyla büyük bir ihanet ve cinayet ağının mimarlığını yapmıştı. Terörizm firavunlarına belamlık yapmış bir haindi. Bugün de bütün bu suçlarıyla birlikte bütün bu ihanetleri ve cinayetleriyle birlikte bu dünyayı terk etti. Bu örgütün fiziki unsurlarıyla sonuna kadar mücadele edeceğimiz konusundaki kararlılıkta hiçbir eskime, yavaşlama ya da gevşeme söz konusu değildir. Bu zihniyetle de aynı güçle mücadele etmemiz gerektiğinin farkındayız. Uzun zamandır bu örgüt mensuplarının yaptığı faaliyetlere dikkat ettiğinizde bunların aynı ihanet ve cinayet şebekesini işler kılmak için çeşitli ülkelerde ülkemize karşı faaliyetler yürüttüğünü, çeşitli bağlantılar kurmaya çalıştıklarını ve kendilerince uygun bir fırsat bulmaya çalıştıklarını net bir şekilde görüyoruz.

Bu zihniyetin, bu şebekenin yaptıkları birtakım açıklamaları gördüğümüzde de aynı zihniyeti, aynı ihanet ve cinayet şebekesini sürdürmeye çalıştıklarını görüyoruz. Gelinen noktada 15 Temmuz’dan sonra özellikle darbe girişiminin bertaraf edilmesinden sonra kimler tarafından himaye edildiklerini daha net bir şekilde gördük. Dünyanın çeşitli yerlerinde kurdukları ağların üzerine gitme konusunda Cumhurbaşkanımızın kesin kararlılığı ve talimatıyla birçok odakları bertaraf edildi. Kutsal değerlere ve insanlığa kötülük etme bakımından ismini Netanyahu gibi katillerle yan yana yazdıran, İslam’ı istismar eden, milli değerlerimizi istismar eden bir kötülük abidesinin hayatı son bulmuş oldu. Bu yapıyla hiç gevşemeden hiçbir esneklik göstermeden aynı kararlılıkla mücadele etmeye devam edeceğiz.

“Daron Acemoğlu’nu tebrik ediyoruz”

Nobel Ödülü kazanan Sayın Daron Acemoğlu’nu tebrik ediyoruz. Aldığı ödül, yaptığı bilimsel çalışmalar, kendisinin bilimsel çalışmalarına yapılan atıflar dikkatle takip edilmesi gereken konular.

Bir istikrar örneği olarak 23’üncü bütçemizi yarın Meclis’e sunmuş olacağız. Uzun yıllar boyunca bu bütçeyi Türkiye’nin bütçelerini yapma şeklindeki siyasi hikayemiz ve ortaya koyduğumuz siyasi başarı 23’üncü bütçeyle taçlanmış olacak.

“Nazileri fersah fersah geçti”

En son Yahya Sinvar’ın şehit edilmesiyle Netanyahu hükümetinin katliamlarına devam ettiği net bir şekilde bir kere daha görülmüştür. Bu katliam şebekesini, bugün Filistin meselesini MKYK’mızda ayrıntılı bir şekilde ele almamız vesilesiyle de gördük ki, rakamlar, cinayetler, ortaya koydukları soykırım gerçekten Nazileri fersah fersah geçmiş, Nazilerin çok ötesine geçmiş, Nazilerden daha beter bir tablo ortaya çıkarmıştır.

“Gelişmeleri ciddi bir şekilde takip ediyoruz”

Yenidoğan bebekleri öldüren cinayet şebekesiyle ilgili gündemi ve gelişmeleri yakından, çok ciddi bir şekilde takip ediyoruz. Kuşkusuz Sağlık Bakanlığımız, İçişleri Bakanlığımız, Adalet Bakanlığımız tam bir koordinasyon içerisinde bu çetenin tamamen çökertilmesi, varsa benzerlerinin de bertaraf edilmesi için güçlü bir çalışmayı sürdürüyorlar. Cumhurbaşkanımızın geçtiğimiz günlerdeki kabulünde Adalet Bakanımız ve Sağlık Bakanımız kendisine bilgi verdiler ve Cumhurbaşkanımız sonuna kadar ve tavizsiz bir şekilde bu meselenin üstüne gidilmesi gerektiği konusundaki tutumunu ortaya koydu. Bu şekilde yenidoğan çetesinin tümüyle, bebekleri öldüren cinayet şebekesini tümüyle kazıyacağımızı ve en ağır cezayı almaları için gayret göstereceğimizi ifade etmek istiyoruz.

“Cumhurbaşkanımızın Kazan’a ziyareti olacak”

Çarşamba günü Sayın Cumhurbaşkanımızın Rusya Kazan ziyareti olacak. Bu vesileyle BRICS toplantısı gerçekleşecek. Türkiye’nin şimdiye kadarki geleneksel ittifakları, geleneksel tarihsel yürüyüşü korunurken aynı zamanda ilişkilerin çeşitlendirilmesi için Türkiye’nin dünyanın her türlü birliğinde her türlü platformunda yer alma iradesi baştan itibaren ilan edilmiştir. Bu çerçevede sayın Cumhurbaşkanımızın bu zirveye katılımı ve yapacağı temaslar da önümüzdeki dönem için yol gösterici ve aydınlatıcı olacaktır.

Rize’deki açılışa katılma olayıyla ilgili oraya katılan belediye başkanlarımız ve yöneticilerimiz hakkında disipline sevk işlemi yapılmıştır. Süreç kurul tarafından takip edilmektedir, değerlendirilmektedir.”

“Böylesine ölüm şebekesi kurmuş çetelerle ilgili yeni mekanizmalar da kuracağız”

Çelik ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı. Yenidoğan çetesi ve başka bebek vakaları olup olmadığıyla ilgili soru üzerine Çelik, “İddiaların hepsi ayrıntılı bir biçimde inceleniyor. Bunlar nihayetinde çeşitli vatandaşlarımız tarafından bazı sağlık çalışanları tarafından dile getiriliyor. Önemli, önemsiz ayrımı yapılmaksızın hepsi en ayrıntılı bir biçimde inceleniyor” yanıtını verdi. Çelik devamında, “Muhalefetten de teklifler geliyor, şöyle davranın böyle davranın şeklinde. Ortaya konulan her şeye bakıyoruz. Denetim sisteminin bütün bu bahsettiğiniz olaylarla ilgili bir daha gözden kaçırılmayacak şekilde yeniden güncellenmesinden daha da güçlü hale getirilmesine, sağlık sistemi içerisinde sağlık çalışanı sıfatı taşımayan, Türk hekimlerinin Türk sağlık çalışanlarının fedakarlıklarını tam zıddında böylesine ölüm şebekesi kurmuş çetelerle ilgili yeni mekanizmalar da kuracağız. Vatandaşlarımızın gösterdiği infial son derece haklıdır” ifadelerini kullandı.

“Meşruiyet alanından taviz verme gibi bir şey söz konusu değil”

Çelik yeni bir çözüm süreci iddialarıyla ilgili ise şunları kaydetti:

“Türkiye Cumhuriyeti’nin meşruiyet alanından taviz verme gibi bir şey söz konusu değil. O zaman da ifade edildi, özellikle terör örgütüne destek veren ifadeler kullanan siyasi partiye dönük olarak bu terörle aralarına mesafe koymaları ve Türkiye partisi olmalarına dönük bir davettir. Çözüm süreci, milli birlik kardeşlik projesi dönemlerinde de yapılmak istenen, devletin sert gücünü kullandığı kadar yumuşak güç unsurlarını da kullanarak yani istihbarat teşkilatının görüşmeler yapması yoluyla terör örgütünün silah bırakması ve ülke topraklarını terk etmesiydi.

İç cephe kavramını Türkiye'nin temel değerleri etrafında, Türkiye’nin temel hassasiyetleri etrafında, etrafımızdaki gelişmeleri dikkate alarak daha doğru hareket etme, terör örgütlerine karşı daha kararlı hareket etme, Türkiye'nin demokrasisini ve Cumhuriyet kazanımlarını daha güçlü şekilde korumak için davettir.

Sayın Bahçeli'nin terörist başına ‘Türkiye’ye hizmet etmek istiyorsan silah bırakmalarını söyle’ dediğinde bunu mesela İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Bey çarpıtarak başka bir yere çekti. Sanki terörist başı ile bir pazarlık söz konusuymuş gibi halbuki pazarlık söz konusu değil.”

“29 Ekim resepsiyonu yine milletin evi olan külliyede gerçekleşecek”

CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının Çankaya Köşkü’nde yapılması çağrısı sorulan Çelik, şöyle konuştu:

“Sayın Özel ‘29 Ekim resepsiyonu Çankaya Köşkü’nde olsun’ derken milletin evi olan Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılmasını Atatürk’ün mirasına aykırı bir şey olarak ifade ediyor. Aynı zamanda da onu, külliyede, milletin evinde yapılmasını olumsuzlayan bir tavır içerisine giriyor. Devlet hayatında, devletimizin ihtiyaçlarına göre devlet başkanlarının kullandığı farklı mekanlar olur. Bu devletin ihtiyaçlarına göre şekillenmiştir. Gelişen ihtiyaçlara göre Cumhurbaşkanlığı Külliyesi milletin evi olarak yapılmıştır. Sayın Özel’in milletin evi Cumhurbaşkanlığı külliyesine karşı kullandığı ifadeler son derece yanlış ifadelerdir.

Cumhurbaşkanımız Atatürk’ün hatırasını korumak bakımından da bazı faaliyetlerini yine Çankaya'da sürdürmektedir. Çankaya Köşkü de kapatılmış değildir. Ama bugün devlet hayatının ihtiyaçları bakımından merkezi olarak kullanılan yer Cumhurbaşkanlığı külliyesidir, milletin evidir. Artık katılım çok yüksek oluyor resepsiyonlara, binlerce kişinin üzerinde bir katılım yapılıyor. Dolayısıyla bu çerçevede 29 Ekim resepsiyonu yine milletin evi olan külliyede gerçekleşecektir. Sayın Özel’in bu resepsiyonlara katılmak için böyle bir şart koşması da siyaseten absürt bir yaklaşım olmuştur.”

“Hukukun üstünlüğüne saygı duymaktan bahsedenler önce terör örgütü hakkında ne düşündüğünü söylesin”

Özel’in eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı ziyaretinin sorulması üzerine Çelik şu yanıtı verdi:

“Hem ziyaret eden hem ziyaret edilen Hükümete çağrı yaparken şundan bahsediyor, hükümeti hukukun üstünlüğüne saygı duymaya davet ediyorlar. Hukukun üstünlüğüne saygı duymaktan bahsedenlerin öncelikle terör örgütü hakkında ne düşündüğünü söylemesi lazım. Kobani olaylarında gerçekleşen eylemleri ve bu Kobani olaylarında yapılan konuşmaları biliyoruz.”

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER