HRW’de paylaşılan raporda, “Rapor, savaşan tarafların 9 yaşından en az 60 yaşına kadar kadın ve kız çocuklarını cinsel istismar ve toplu cinsel istismar dahil olmak üzere yaygın cinsel şiddete maruz bıraktığını tespit etmektedir. Kadınlar ve kız çocukları ayrıca zorla evlendirilmeye ve çocuk yaşta evlendirilmeye de maruz kalmıştır. Erkekler ve oğlan çocukları da cinsel şiddet mağduru olmuştur. Cinsel şiddetin, sağlık üzerindeki etkileri de dâhil olmak üzere, hayatta kalanlar üzerindeki etkileri anlatılmaktadır. Ayrıca, savaşan tarafların sağlık hizmetlerine, sağlık çalışanlarına ve yerel müdahale ekiplerine yönelik saldırıları, sivillerin hareketine getirilen kısıtlamalar, nüfusun yoğun olduğu bölgelerde devam eden çatışmalar ve yardımın kasıtlı olarak engellenmesi nedeniyle cinsel istismar sonrası acil sağlık hizmetleri, psikososyal destek ve diğer hizmetlerin eksikliğini detaylandırmaktadır” denildi.
HRW, raporun hazırlanması kapsamında aralarında sağlık çalışanları, danışmanlar, avukatlar, acil müdahale ekipleri de dahil olmak üzere 42 kişiyle görüşmeler yapıldığını belirtti. Raporda, “Bu raporun bilgi kaynakları ağırlıklı olarak hizmet sağlayıcılardır. İnsan Hakları İzleme Örgütü, Eylül 2023 ile Şubat 2024 tarihleri arasında, aralarında sağlık çalışanlarının yanı sıra sosyal hizmet uzmanları, danışmanlar, avukatlar ve acil müdahale gönüllülerinin de bulunduğu hizmet sağlayıcılarla 42 görüşme yaptı. İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün görüştüğü 18 sağlık hizmeti sağlayıcısı, cinsel şiddet mağdurlarına doğrudan tıbbi bakım, psikososyal destek sağladıklarını veya bireysel vakaları yönettiklerini ve Nisan 2023 ile Şubat 2024 arasında toplam 262 cinsel şiddet mağduruna baktıklarını söyledi” ifadeleri kullanıldı.
HRW raporunda, cinsel istismar suçunu işleyenlerin çoğunluğunun RSF üyeleri olduğu bilgisi de paylaşıldı. HRW’den yapılan açıklamada, “İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün görüştüğü hizmet sağlayıcılar, hayatta kalanların anlattıklarına ve RSF'nin müdahale ettikleri cinsel şiddet vakalarının çoğunun meydana geldiği Hartum'un yerleşim bölgeleri üzerinde kontrol sahibi olmasına dayanarak, çatışmayla bağlantılı cinsel şiddet vakalarının çoğunu RSF üyelerine atfetti. SAF üyelerine atfedilen vaka sayısı daha azdır. Hizmet sağlayıcılar, Ocak 2024'te Omdurman'ın bazı bölgelerinin kontrolünü yeniden ele geçirdikten sonra SAF tarafından gerçekleştirilenler de dahil olmak üzere, Kuzey Hartum ve Omdurman'ın nüfusun yoğun olduğu bölgelerinde özellikle yüksek düzeyde cinsel şiddet yaşandığını belirtmiştir” denildi.
Güvenlik gerekçesiyle ismi açıklanmayan, yaklaşık 40 cinsel istismar mağduruyla ilgilendiğini belirten bir doktor, HRW’ye yaptığı açıklamada, “Cinsel istismara uğrayan ve 3 aylık hamile olduğunu yeni öğrenen bir mağdurla konuştum. Belli ki travma geçirmişti ve ailesinin nasıl tepki vereceğinden korkarak titriyordu. Bana şöyle dedi: 'Durumumu öğrenirlerse beni öldürürler” dedi.