BIST 100 9.550 DOLAR 34,53 EURO 36,25 ALTIN 3.004,53
3° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Altaylı: Erdoğan'ın davetlisi olsam yandım

Altaylı: Erdoğan'ın davetlisi olsam yandım

Habertürk yazarı Fatih Altaylı, bugünkü yazısında bürokraside ve devlet yönetimindeki liyakat anlayışına değindi.

Fatih Altaylı, bugünkü yazısının ilgili bölümünde, Erdoğan'ın 'liyakat' açıklamasını değerlendirdi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan katıldığı Ankara Emniyet Müdürlüğü'nün açılış töreninde, "Asıl sorumluluğumuz FETÖ'yü doğuran ve besleyen ekosistemi yok etmek. Bunun yolu ehliyet ve liyakata dayalı sistemi inşa etmekten geçiyor" açıklamasında bulunmuştu.

ALTAYLI: MADEM LİYAKAT

Habertürk yazarı Fatih Altaylı, liyakat açıklamasına göndermede bulunarak, Erdoğan'ın toplantılarına davet edilmeyen gazetecileri yazdı.

İşte Altaylı'nın yazısından o bölüm:

Hep duyduğumuz lafı bir kez daha duyduk.
FETÖ ile mücadele için artık görevler liyakate göre verilecekmiş.
Mümkün mü?
Bence değil!

Bürokrasiyi tanımam. Orası için peşin peşin bir şey söylemem mümkün değil ama etrafa bakınca her tarafta nepotizmin izlerini gördüğüm için çok umutlu olamam.
Ama en azından kendi mesleğimi bildiğim için burada bir liyakate göre tavır ortaya çıkarsa görebilir, anlayabilirim.

Mesela Sayın Cumhurbaşkanı’nın uçağına bindirilen ya da toplantılarına çağrılan gazeteci kadrosundan başlayalım liyakat arayışına.
Şimdi birileri kalkıp “Kendi davet edilmiyor diye böyle yazıyor” diyecektir.
Asla.

Ben davet edilmemekten çok memnunum.
Mesela geçen Pazar bir grup gazeteciyi Vahdettin Köşkü’ne davet etmişler.
Ben davetli değildim.
Davetli olsam yandım.

Cumhurbaşkanı davet etmiş. Mecburen gideceksin.
Kalk tatilden gel, Pazar günü bu sıcakta üzerine bir ceket pantolon geçir.
İstanbul’un köprü tamiratı nedeniyle felç olmuş trafiğinde karşıya geç...
Vallahi istemem, billahi istemem.

Yani kendim için demiyorum, emin olun.
Ama ne bileyim madem liyakat, Türkiye’nin en çok izlenen haberlerinin yöneticisi Doğan Şentürk orada olmaz mı?
“Tabii ki giderim” diyerek kendi çevresinin tepkilerine mazhar olan İsmail Saymaz, oradaki pek çoğundan daha muhabir değil mi!

Artık duayen olmuş Muharrem Sarıkaya’nın varlığı oradaki gazeteci grubuna saygınlık eklemez mi!
Bunları yazacağım falan yoktu.
Ama madem liyakat dediniz.
Ben de “Buyurun buradan yakın” dedim.