Kürsüye çıkan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın konuşmasından öne çıkanlar ise şöyle:
"Yüz yıllık cumhuriyetimizin başkenti merhaba. İkinci ev sahibi olarak karşınızdayım. 3 aydır iktidarın görmezden geldiği bir gündem var. Ülkemizin en can alıcı gündemi. 6 Şubat depremlerinden bu yana 3 ay 6 gün geçti. Daha gün doğmadan ülkemizin her yerine ateş düştü. O evler, o günden beri yanıyor. O evlerde yüzler gülmüyor, biliyorum. Sayılarla söyleyince sanki anlamını yitiriyor ama resmi sayılara göre 10 binlerce insanımızı kaybettik. Her can birinin annesi, babası, kardeşi, oğlu, yeğeni, kuzeni, dedesi...
Taş olsa dayanmaz derler ya işte öyle bir acıyla kavrulduk. Allah bir daha böyle acılar göstermesin milletimize. Depremin ilk 14 gününün 9 günü deprem bölgesindeydim. Bizzat şahit oldum. Sesini duyuramayanların sesi olduk. Gittiğim her yerde bana ilk 48, 72 saat devlet yoktu dediler. Enkazları kendi ellerimizle kaldırdık dediler.
Yangında yangın söndürme uçağı yok, deprem oldu ilk 72 saat yardım ulaştırılamadı. O gün bugündür soruyorum. O 48 saatte o 72 saatte ne oldu bir anlatın hele? Silahlı Kuvvetler personeli, madenciler neden harekete geçmedi diye soruyorum, cevap yok. İşin özünde tek kişilik sistemin yürümemesi var. Her şeyi tek kişiye bağlamanın sorunlarını yaşıyor bu ülke. Son 5 yıldır tüm sistemi Erdoğan tek başına kendisine bağladı. Talimat almadan kimse hareket edemiyor. Cumhurbaşkanımızın talimatıyla yangın söndürüldü diyorlar.
Adına Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denen ucube sisteme son vermek ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi getirmek, hedefimiz bu. Şu sistemi değiştirmemiz lazım dedik, 84 maddelik anayasa metni hazırladık. Hükümetin her alanda yapılacaklarını hazırladık. 20 bakanın 5 yıl boyunca ne yapacakları hazır. İşi bilen kadrolarımızla hazırız. Biz hazırız ama pazar günü sizlerin desteğini bekliyoruz.
Pazar günü sıradan bir seçim değil aslında referandum. Önünüzde 2 tercih olacak. Pazar günü pusulayı önünüze aldığınızda 2 seçenekten hangisini tercih edeceksiniz? Otoriterlik mi demokrasi mi? Keyfilik mi hukuk mu? Baskı mı özgürlük mü? Tek akıl mı ortak akıl mı? Korku mu umut mu? Öfke mi sevgi mi?