Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Alevi Dedesi'nden Muharrem Ayı'nda isyan...

Yıllarca ‘Din dersleri zorunlu olamaz" diye talepte bulunduklarını hatırlatan ADFE Başkanı Celal Fırat, “Şimdi kalkıp Alevi lisesi isteyeceğiz. Lisede cemevi olacak. Böyle şey olur mu? Bunlar ayrıştırıcı girişimler ve laikliğe aykırı. Ne Alevi lisesi ne de dedelere maaş istiyoruz.“ dedi.

Yıllarca ‘Din dersleri zorunlu olamaz"diye talepte bulunduklarını hatırlatan ADFE Başkanı Celal Fırat, “Şimdi kalkıp Alevi lisesi isteyeceğiz. Lisede cemevi olacak. Böyle şey olur mu? Bunlar ayrıştırıcı girişimler ve laikliğe aykırı. Ne alevi lisesi ne de dedelere maaş istiyoruz.“ dedi.

ADFE Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Celal Fırat, gündemde olan Alevi Lisesi kurulması ile dedelere maaş verilmesine; Türkiye Cumhuriyeti’nin laiklik ilkesine zarar vereceği gerekçesiyle karşı çıktı. Fırat, ‘Lise, ardından üniversite.. Bunlar doğru şeyler değil. Eğitimde birlik olmalı. Alevi Lisesi, Sünni Lisesi bunlar doğru yaklaşımlar değil“ dedi.

ADFE (Alevi Dernekleri Fedirasyonu ) Başkanı Celal Fırat; ADFE’nin ülke düzeyinde bir çok alevi kurumunu çatışı altında buluşturduğu bildiren Fırat, bu çalışmaların sürdüğünü ve oldukça geniş bir boyura ulaşacağını beklediklerini bildirdi. Fırat, ADFE’nin çalışmaları, projeleri, Alevilerin sorunları ve gündemdeki gelişmelerle ilgili Durum Gazetesi'nin sorunlarını yanıtladı.

İşte o röportaj:

KENDİ GÜÇLERİ İLE YENİDEN YARATTILAR

-Garip Dede Cemevi’inde bayağı değişiklikler olmuş.. Neler oldu. Belediye mi yaptı bu yeni binaları işadamları mı?

Ne belediye yaptı ne de işadamları. Belediye başkanı ile görüştüm. Ak Partili Başkan vardı.. ‘ Bizim burayı düzenlememiz gerekiyor.İzin istedik. ’ Dedik. ‘Bu bizi aşar’ dedi. O zaman bizi Numan Kurtulmuş ile görüştürdüler. İBB Başkanı Mevlüt Uysal da geldi. ‘Ne yapabiliriz’ dediler. Biz de ‘Bir şey istemiyoruz. Sadece bize üç beş ay izin verin buradaki eksiklikleri gideririz’ dedik. Sağ olsunlar bu konuda yardımcı oldular. Hiç kimseden maddi katkı almadık. Tamamen buradaki bizim alevi vatandaşların katkılarıyla yapıldı. Sadece Ekrem Başkan mermerleri sağladı. Mermerleri Ekrem başkan verdi. Belediye çeçevesinde onun katkısı oldu. Sadece on tane iş adamı çıkıp ben gidip Garip Dede’ye on bin lira yaptım diyemez. Tamamen Alevi vatandaşların katkılarıyla oluştu.

-Zengin alevilerin yardımı olmuyor mu?

-Kimsenin hakkını yemeyelim. Biz kimseye gitmedik. ‘Bir yerde halkın ihtiyacı var ise, halk sahiplenecektir’ diye düşünecektir diye düşündük. Haklarını yemeyelim, işadamlarımıza gitmedik.

GARİP DEDE'DE YOK YOK!

-Garip Dede Cemevi’nde ne tür bölümler var. Ne hizmetler veriliyor?

Burada 18 sigortalı arkaaşımız çalışıyor. Hizmetleri vermeye çalışıyor. İki tane yemek salonumuz var. 600 kişiye aynı anda yemek verilebiliyor. 800 kişilik cem salonu var. Arif Sağ Konferans Salonu var. 500 kişilik. Altı adet dershane var. Halk Eğitim Merkezi ile anlaşmamız var. Kendi kurslarımız daha çok. Kütüphane var. Yönetim birilmleri var. Cenaze hizmet yerleri var. Diyanet Kurban Kesim alanı var. 250 araçlık büyük bir otopark alanı var.

Burada bir kooperatif oluşturduk. Mesela Anadolu’da köylerden ne üretiliyor. Onları alıp burada küçük bir ücret koyarak satmaya çalışacağız. Trabzonddan, Trakya’dan, Erzincan’dan Malatya’dan..

Öğretim-Eğitim ile çalışmalarımız var. İmranlı Belediye Başkanı Murat Açıl arkadaşımızla ortak projemiz var.

ALEVİLERİN KURUMSAL ÇALIŞMALARI SÜRÜYOR

-ADFE ne zaman kuruldu, ne çalışmalar yapıyor, neler yapacak?

ADFE 2008 yılında kuruldu. Biz bir sene önce başkan olduk. Aleviler Dernekler Federasyonunu; ortak hizmetlerin üretilmesi, ortak eylemler, ortak dil kullanma amacıyla oluşturduk. Kitleye dokunan derneklerimiz var. Biz cemevi olmayan derneği kabul etmiyoruz. Örgütlenme çalışmalarımız sürüyor.

-Hangi cemevleri var yönetimde?

Bağcılar Cemevi var. Erikli Baba var. Esenler’de Hacıbektaş Derneği var. Ümraniye Kazım Karabekir Cemevi var. Yunus Emre Cemevi var. Eskeşiher’ed Cafer Başkan var yönetimde. İzmir’de Ali ihsan Dedemiz var yönetimde Canbir derneği, Kilyos Cemevi var. Yönetim bunlardan oluşuyor ama üyelerimiz çok. Erzincan, Bingöl, Dersim, Tunceli, Malatya, Trabzon .. ülkenin her yerinde var.

-Trabzon’da var mı Alevi?

Var. Akçaabat’ta dağlarda var. Bir çok yerde zaten Aleviler hep dağ kesimlerinde yaşarlar.

OY VERDİKLEMİZDE BİLE ETKİN DEĞİLİZ

Diğer derneklerle ile birlikte ortak çalışmalar yapmak istiyoruz. Ortak eylemlilik anlamında bir arada yürüyoruz. Türkiye’de alevileri ötekileştiren, asimilasyon politikası var. Alevi gençlerimizin büyük çoğunluğu üniversite bitiriyor ve yine büyük çoğunluğu iş bulmada zorluklarla karşılaşıyor. Bu zorlukların arasında mülakatlarda elenmede var. Kimlikleri nedeniyle yer yer ötekileştirdiklerine iş bulmada zorluk çektiklerine şahit olabiliyoruz. Bunlar bizi rahatsız ediyor. Alevi örgütlerinin bu gençlere destek olması lazım. Devlet kadrolarına giremiyoruz. CHP belediyelere de etkin değiliz. CHP oy verdiğimiz belediyeler. İnsan oy verdiğinden destek hizmet bekler.. Ama biz bunun karşılığını aldığımızı düşünmüyoruz. Yoğun bir şekilde el ele vermek gerekiyor.

Biz bu ülkede hiç kimsenin ötekileştirmek istemiyoruz. Herkes ile kol kola, yan yana yürümek istiyoruz. Ama bunun aksine davranışlar içinde olanlar da var.

Mesela İş bulmak için ‘Gidip partiye üye ol’ diye talepler olduğuna çok şahit olduk. Bunlar doğru değil. İş sahibi olmak liyakata göre olmalı, senin partine üye olup olmamana göre değil.

Biz ortak bir dille Türkçe olarak ibadetimizi yapıyoruz. Kurumsal olarak baktığımızda en eski Alevi kurumu 30-35 yıl. Uzun gibi görünüyor ama fazla değil. Kurumsallaşma çalışmaları daha yeni. Bu anlamda daha kurumsal, daha ayakları yere basan çalışmalar yapmak istiyoruz. Alevilerin bir çok sorunu var. Bunu da kurumsal şekilde çözmek istiyoruz.

DİYANET TOPLUMSAL SORUNLARDA DUYARSIZ

-Diyanet'ten ne beklentiniz var?

Diyanetten bir beklentimiz yok. Lağvedilmesini istiyoruz. Şu ana kadar yaşanan büyük sıkıntılar oluyor hiç bir şey yapmıyor. Biz vergi veriyoruz, bizim vergilerle de finanse edilen Diyanetin bizle ilgisi yok. Kul hakkı diye bir şey var. Komşumuz açken tok yatan bizden değildir diyor peygamber efendimiz. Diyanet bu anlamda kendini nerede konumlandırıyor.?

Türkiye’de kadın cinayetleri işleniyor, çocuklara tacavüzler yaşanıyor, doğa katlediliyor.. Siz bu konularda diyanetin çıkıp bir açıklama yaptığını duydunuz mu? Diyanet’in bu konularda bir tepkisi varmı ?

-Sizin var mı?

Bizim mi? Biz her gün alanlardayız. Biz Türkiye’de nerede bir zalimlik olursa; ırkı, inancı, rengi, cinsi kim olursa olsun onların yanındayız. Bizim için kesinlikle fark etmiyor. Kim olursa olsun. Zalimlik kime yapılırsa biz mazlumun yanındayız.

Şu an doğa tahrip ediliyor. Ormanlar yakılıyor. O güzelim dağlar taşlar. Bugün parasız kalınabilir. Ama doğasız olmaz. Diyanet İşleri Başkanı etkin de olabiliyor. Bir açıklama yapsa etkisi olur. Ama yapmıyor.

Mesela siyaset çok kötü dil kullanıyor. Yunus Emre, Hacıbektaş, Mevlana geçmiş. Bu ülkenin sevgi birlik beraberlik diline ihtiyacı var. Biz bunun neresindeyiz. Diyanet bunun neresinde? Bir çok şey kindarlık üzerine kurgulanmış. Siyasetçiler kendilerine din üzerinden alan yaratmaya çalışıyor. Diyanet bu konularda bir şey diyor mu?

DEDELER MAAŞ ALMASIN

Türkiye’de 1000 dolayında cemevi var. Ama sıkıntılar var. Bu saatten sonra beni nereye götüreceksin. Dinde zorlama yok. Herkes birbirine saygı sevgi göstermeli. Diyanetten bu konuda beklentimiz var ama memurun da çok farklı şey söylemesi beklenmez. Şimdi aynı şeyi Alevilere de getirmek istiyorlar. Alevi dedeleri maaş alsın. Ne demek Alevi dedeleri maaş alsın. Biz buna şiddetle karşı çıkıyoruz. Alevi Dedesi devletten maaş alırsa, aynı imamların yaptığı gibi eline verileni okuyan bir dede olacaktır. Hayata dair bir şey söyleme hakkını kendilerinde göremezler. Bu bizim itikadımıza, gelenek ve göreneklerimize aykırı.

Şu anda sünni mezhebinden vatandaşlar da tam özgür değiller. Sormayan sorgulamayan bir toplum yaratılmış. İnancın gelenek göreneği içinde sorunların tartışılması gerekir. Duyarlı olmak gerekir.

ALEVİ LİSESİ LAİKLİĞE AYKIRI

Şu an Halkalı da bir Alevi Lisesi oluşturuluyor. Ne demek Alevi lisesi . Bu çok ayrıştırıcı.. Benim iki çocuğum var. İş ortaklarımız var. Kız alıp veriyoruz. 2019 yılına gelmişiz. Alevi lisesi. Bu uygulamalar bu toplumu param parça eder. Alevi lisesi,yarın başka okullar. Devlet herkese eşit yaklaşmalı. İnanç ta devletin gözü kör olmalı.

-Sadece Alevi eğitmenler eğitim verecek. Sadece Alevi çocukları okuyacak. Onu da geçtik. Bir lisenin içine cemevi konuyor. Lisede cemevinin ne işi var?

Alevi Lisesi olmaz. Zorunlu din dersi olmaz diyeceğiz, Alevi lisesini kabul edeceğiz olmaz böyle şey.

EĞİTİM BİLİMSEL VE LAİK OLMALI

Dış mihraklar diyeceksin, dış güçler diyeceksin. Ama her şeyi de din içinde barındırmaya başlalayacaksın. Bilimsel , laik, ortak eğitim müfredatı olmalı. Dinsel ayrıştırmalarla, dinsel yaklaşımlarla eğitim sistemi olmaz. Eğitim olmaz. Bu laikliğe aykırı. Türkiye’nin laik olduğuna da inanmıyorum ama biz laikliği savunuyoruz. Cumhuriyetin değerlerine bağlıyız. Sonuna kadar sahipleniyoruz. Cumhuriyetin içinde rahat nefes aldık. Cumhuriyeti aydınlanma olgusunun temeli olarak görüyoruz. Eğitim bilimsel olmalı. Hayatın her alanı; matematik, fizik, kimya, sosyoloji, edebiyat, sanat bunlar öğretilmeli. Din olgusu eğitimden çıkarılmalı. Yıllarca zorunlu din dersleri kaldırılsın dedik. Fakat şimdi özgürlükçük bir yaklaşım mantığıyla getirip önümüze farklı bir şey koydular. Alevi lisesi. Böyle mantıksız şey olur mu? Bu mantığın değişmesi lazım.

TEK KIRMIZI ÇİZGİMİZ: CEMEVLERİ ALEVİLERİN İBADETHANESİDİR

Alevi toplumunun istekleri var. Cem evleri ibadethanemizdir. Sadece tek kırmızı çizgimiz budur. Bunu söylemden çıkardık zaten. Devlet ne derse desin Cemevi bizim kırmızı çizgimizdir. Başka kırmızı çizgimiz yok. Herkesle oturur konuşuruz. Tartışırız. Ama cemevinin alevilerin ibadet mekanı olduğunu tartışmayız.

HER KÖŞEBAŞINDA CEMEVİ OLSUN DİYE BİR DERDİMİZ YOK

-Mesela yer yer inanç kurumları da fazlalaşıyor. Adım başı ibadet kurumu olabiliyor? Bu doğru mu?

Doğru değil. Her köşe başında cemevi kurulmasını da isteyen bir dede değilim. Her yerde Camiye alternatif olacak diye cemevi olsun demiyoruz. İçi donanımlı olacak. Bilime, ilime dayalı, toplumun ihtiyaçlarına yanıt veren cemevleri olmalı.

Kurumların kurumsallaşması lazım. Yeni yeni yapılanma içindeyiz. Altyapımız sağlam. Hayallerimiz var. Bunları gerçekleştirmek için on sene koymuşuz. Yaparmıyız. Başka çaremiz yok yapacağız.

EN BÜYÜK HAYALİMİZ TOPLUMSAL BARIŞ

-Hayallerinizle ilgili ipucu alabilirmiyiz?

Hayallerimiz şu. Türkiye’nin birliği, barışı, insanlarımızın el ele vermesi bizim en büyük hayalimiz bu. Toplumun her kesimiyle diyaloğ kurmaya gayret ediyoruz. Bu nu daha da genişletmek istiyoruz. Diyaloğ kuramadığımız kurum diyanet mantığı. Diyanet işleri başkanı hayata biraz ılımlı baksa bir çok sorun çözülecek.

Devlet her kesime, 72 millete aynı gözle bakmalı. Büyük devlet sorunları çözer. Akılla insanlar kavga etmez. Basit insanlar kavga eder. Onun için dış mihraklarmış. Nasıl başa çıkarsın.Ülkede birlik berabarliği sağlayacaksın. Bu basit mi. Evet basit. Hep beraber yaşamadık bugünlere kadar. Mevlana, Hacı Bektaş, Yunus Emre yetişti. Bunların yaklaşımı siyasetçilerin önüne konsa çok şey değişir.

DİN AKILDIR, AKLI OLMAYANIN DİNİ, İMANI YOKTUR

Herkes kendini karşısındakinin yerine koymalı. Elini kalbine koyması lazım, bir düşünmesi lazım. Empati yapması. Bu şekilde birlik beraber olarız. Milliyetçi söylemlere olmaz bu. İki sene de 88 bin insan açlıktan ölmüş. Hacda binlerce kurban. Yemen sınırdaşı Suudilerin. Niye yardım etmiyorsun. Komşusu açken yatan bizden değildi. Versen o kurbanları 88 bin kişi açlıktan ölmez. Ortadoğu kan gölü. Ne adına din adına. Böyle bir mantık olabilir mi? Toplum perişan. Bizim ortak akıla ihtiyacımız var. Hz. Peygambar ne diyor. Din akıldır. Aklı olmayının dini imanı yoktur. Aklımızı işletmemiz lazım. El ele vermemiz lazım. Sayın Cumhurbaşkanı diyor. Bir olalım, iri olalım, diri olalım. Bu lafla olmaz. Hacı Bektaşi Veli söylemiş o sözü yüzyıllar önce.. Aslanla ceylan var Hacıbektaş’ın resminde kucağında.

Aslanla ceylanı bir araya getiren bir felsefe. Aslanla ceylan yan yana gelmek zorunda bu ülkede. Konuşarak, diyaolog kurarak sorunlar çözülür. Ama diyalog kurmada da en çok zorladığınız alanda diyanetin zihniyeti.

MUHARREM AYI YAS AYIDIR, ALEVİLER EĞLENCE DÜZENLEMEZ

-Bir eleştiri paylaştınız Muharrem Ayı vesilesi ile. ‘Konserlere gitmeyin’ şeklinde..

Çok ince bir çizgi o talep. Biz Aleviler olarak oruç tutuyoruz diye kimsenin hayatının buna göre düzenlemesini istemiyoruz. Ama biz inançlara saygılıyız. Mesela ramazan ayında bir toplulukta sigara içilmesini onaylamayız. Çık uygun bir yerde iç. Oruç tutana saygılı ol deriz.

Ayrıca bizim burada üyelerimizden, alevi vatandaşlardan bu konuda çok talep alıyoruz. Suskun kalınca sanki biz bunları onaylıyormuşuz anlamı çıkabiliyor. Muharrem Ayı bir matem, yas ayıdır. Aleviler bu ayda eğlence falan yapmazlar. Bizim destek olduklarımızdan en azından bunu beklemek çok mu fazla bir istektir . Bakın burası bir cemevi. Şu anda Muharrem ayındayız. Gelip burada oruç vaktinde, sigarasını çayını içen oluyor. Kimse bir şey demiyor. Bunlara karşı değiliz. Kimsenin bizim orucumuza göre yaşamasında değişiklik talep etmiyoruz. Kurumlardan az biraz saygı bekliyoruz. Çok ince bir çizgi. Umarım düşüncemizi tam ifade edebildik.

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER