BIST 100 9.368 DOLAR 34,51 EURO 36,13 ALTIN 2.963,86
7° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

Akşener duyurdu: İYİ Parti'nin İstanbul adayı Buğra Kavuncu

İYİ Parti lideri Meral Akşener partisinin grup toplantısındaki konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Balıkesir Büyükşehir Belediyesi adaylarını açıkladı. Akşener, Buğra Kavuncu'nun İstanbul, Turhan Çömez'in ise Balıkesir adayı olduklarını duyurdu. Kürsüye çıkan Kavuncu, "Vazife görevi her şeyin üstündedir" dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı adayının Buğra Kavuncu olduğunu bildirdi.

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi ve Sincan Belediyesi adaylarını da açıklayan Akşener, partisinin Balıkesir adayının Turhan Çömez, Sincan adayının ise Fatih Koca olduğunu kaydetti.

Akşener'in adını duyurmasının ardından kürsüye çıkan Buğra Kavuncu, "Burada bu şekilde duyurulacağından haberim yoktu. Vazife görevi her şeyin üstündedir. Bu konu gündeme geldiğinde her kafadan bir ses çıkıyor. 'Nasıl yapacaksın, nasıl edeceksin' diye. Ama biz öyle öğrendik. Bir görev düştüğünde, partimiz için, yarın da ülke için görev düştüğünde en zoru sırtlanmak zorunda olduğumuzun şuuru ile yetiştik. O günler geldiğinde dostluklar, birilerine olan vefalar rafa kalkar. Söz konusu milletse, devletse gerisi teferruattır" diye konuştu.

Akşener'in satırbaşları ise şöyle oldu:

Bugün aldığım bilgiye göre Çorlu'daki acı tren kazasıyla ilgili olarak karar verilecek. Nasıl bir karar verileceğini bilmiyoruz ama umarım vicdanları karalayan, hukuka olan güveni yıkmayan, vicdanlarda 'işte hukuk budur' denen karar çıkar.

İSVEÇ OYLAMASI

Dün Gazi Meclisi'mizde gerçekleşen çok önemli bir oylamaya değinmek istiyorum. İsveç'in NATO'ya katılım protokolü İYİ Parti'nin 'Hayır' oyuna rağmen Cumhur İttifakı ve CHP oylarıyla maalesef kabul edildi. Milli güvenliğimiz için talep ettiğimiz hususlar henüz yerine getirilmemiş, kabul edilebilir adımlar henüz atılmamış olduğu halde ülkemizin elindeki çok önemli bir koz elimizden uçup gitmiş oldu. Biz İYİ Parti olarak en başından beri ne söylediysek onun savunucusu olduk. NATO'nun genişleme sürecini ülkemizin güvenlik mimarisi bakımından önemli bulsak da Türkiye'nin çıkarı, onuru ve saygınlığı bizim için her şeyden önemliydi. Öyle bir oylama yaşadık ki adeta bir turnusol kağıdı niteliğindeydi. Daha önce nicesine şahit olduğumuz tornistanlarını izledik. Diğer tarafta ise 'İktidar ile hizalanmayacağız', 'Aynı bildiriye imza atmayacağız' diyenlerin şaşırtıcı bir uyum içerisinde el kaldırışlarına şahit olduk. Elbette şaşırmadık. Terörle mücadele tezkeresini sakıncalı bulup 'Hayır' diyenler de teröre alan açanları NATO'da mütefikimiz yapmakta bir sakınca görmediler. Bize yakışanı yaptınız, sizlerle gurur duyuyorum.

TÜİK'İN ENFLASYON AÇIKLAMASI

Gerilimden beslenen bu sözde siyaset anlayışı 21 yıldır milletimize hiçbir şey vermedi, vermiyor. Türkiye, gerçekleri konuşamadıkça, yalan sarmallarında çok daha büyük sorunlara doğru sürükleniyor. Gerçeklerin bir gün ortaya çıkmak gibi çok güzel bir huyu vardır. Milletimize yıllardır yalan söyleyen TÜİK'in basına yansıyan itiraf niteliğindeki şaşırtıcı tespiti ile şahit olduk. Neymiş vatandaş açıklanan enflasyonun iki katını hissediyormuş. Yani TÜİK enflasyon rakamlarını açıklıyor ama biz iki katını hissediyormuşuz. İstatistik kurumu değil, meteoroloji enstitüsü. Aradaki farkın sebebi de Balkanlar'dan gelen yüksek enflasyon dalgası ve ya döviz kurlarındaki nem oranı değil; tüketim alışkanlıkları ve harcama kalıplarıymış. Yani sorun 85 milyondaymış. İşte Türkiye'nin en önemli kurumlardan birinin düşürüldüğü durum. Milletin tüketim alışkanlıkları yanlış demek, 'ekmek bulamıyorsan tuğla ye' demekle aynı şeydir. Hiç suçu vatandaşa atıp işin içinde sıyrılmaya kalkmayın. TÜİK bir itirafta bulunmuş. Yani enflasyonun yüzde 64,7 değil, yüzde 129,4 olarak vatandaşa yansıdığını açıklamış. Size düşen maaş zamlarını bir an önce güncellemektir. Buyurun size milletin hissettiği gerçek enflasyon. Hodri meydan.

EMEKLİ MAAŞLARI

2021 yılından beri memleketimizin dört bir yanına yaptığımız ziyaretlerde karşımıza çıkan acı bir gerçek var. Asgari ücret adı üstünde asgari ücretse o zaman nasıl oluyor da asgari ücretin altında emekli maaşı oluyor? Üç yıldır bu garabete son verilmesini istiyoruz. Bırakın bir adım atılmasını, emeklilerimiz için her geçen gün daha da kötüleşen bir tablo ile karşı karşıyayız.

10 yıl önce asgari ücret 850 lirayken en düşük emekli maaşı bin 50 liraydı. Bugün ise asgari ücret 17 bin lirayken emekli maaşı 10 bin lirada kaldı. İktidar en düşük emekli maaşını 10 bin lira yapmakla övünüyor. Erdoğan '2024 yılı emeklilerin yılı olacak' demişti. Belli ki kendisi artık milletten tamamen koptuğu için herkesin çevresindekiler gibi sefa sürdüğünü zannediyor. Gerçekler hiç öyle değil. Buradan kendisini acilen hamaseti bırakıp emeklinin gündemine odaklanmaya davet ediyorum. Sayın Erdoğan, emeklilerimizin üzerindeki ağır yükü hemen kaldırın. En düşük emekli maaşını asgari ücret seviyesine çıkarın. Kök maaştan derhal vazgeçin. Yüksek prim ödeyenleri daha fazla cezalandırmayın.

"EKONOMİMİZİ YERELDEN BAŞLAYARAK İYİLEŞTİRECEĞİZ"

Ülkemizde her gün daha da derinleşen yoksulluğun, fakirliğin ve sosyal adaletsizliğin en temel sebebi iktidarın gerçek bir kalkınma vizyonunun olmamasıdır. Biz İYİ Parti olarak önümüzdeki seçimlerde 2028'e uzayan süreçte Türkiye'nin kalkınma yolunu adım adım inşa edeceğiz. Ekonomimizi de yerelden başlayarak iyileştireceğiz. Yetkiyi devraldığımız şehirlerimize özel Sürdürülebilir Kentsel Kalkınma Stratejileri oluşturacağız.

İSTANBUL ADAYINI AÇIKLADI

İstanbul ile ilgili ha bire bir şeyler üretiliyor. Buğra Kavuncu bana geldi dedi ki 'Ben İstanbul'u istiyorum. Almak için, başarmak için, orayı yönetmek için istiyorum' dedi. Elbette İstanbul'da lansman yapacağız. Bir mecburiyet, bir kişiyi bulamama, herhangi bir aday yokluğundan ziyade Buğra Kavuncu geldi 'Ben orada İl Başkanlığı yaptım. Ben adayım, ben istiyorum' dedi.

Aynı şey Balıkesir için geçerli. Turhan Çömez kardeşim de aynını yaptı. 'Ben yeni katıldım buraya aday olmam ayıp olur mu' diyen bir Turhan Çömez ile karşılaştım. Balıkesir'i alacağına inanan, görevini layıkıyla sürdüreceğine inandığımız arkadaşımız Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanlığı'nı kendi talep etti.

Fatih Koca'ya ben talimat verdim. Sincan'a gidiyorsun ve Sincan'ı alıyorsun dedim. Fatih Koca Sincan Belediye Başkanı adayımız.

İYİ Belediyecilikle birlikte belediyelerde hırsızlık, yolsuzluk, rantçılık devri son bulacak! Onun yerine tarımda, sanayide, kalkınmada, İYİ Belediyecilik modeli konuşulacak. Eğitimde, sağlıkta, İYİ Belediyecilik modeli konuşulacak. Şehircilikte, ulaşımda, İYİ Belediyecilik modeli konuşulacak. Teknolojik dönüşümde, engelsiz erişimde, İYİ Belediyecilik modeli konuşulacak. İYİ Belediyecilik’le birlikte milletimizin sonuna kadar hak ettiği mutlu, huzurlu ve yaşanabilir şehirler konuşulacak! Hazır olun 1 Nisan’dan sonra artık İYİ Parti iktidarının ayak sesleri konuşulacak!

"BÖLGELERE GÖRE ÇOK HUKUKLU SİSTEME Mİ GEÇTİK?"

Birileri yine kim olduğumuzu unutalım istiyor. Birileri yine yan yana, omuz omuza durmayalım istiyor. En son hangi acımızda milletçe hep birlikte üzülebildik. Yaklaşık 1 yıl önce 6 Şubat depremlerinde büyük bir acı yaşadık. Bu bile siyasi çıkarcıları durduramadı. Hak aramayı nefret saçmak zannedenler ile hakkı konuşmayı kürsülerden bağırmak sananlar arasında acımızı bile yaşamadık. Daha geçtiğimiz ay tam 21 şehit verdik. Onda bile durmadılar. Bir cami imamımın şehitlerimizin üzerinden okumaması üzerinden yine bir kavga çıktı. Bir yanda imam kendisine baskı yapıldığını söylüyor, diğer yandan kaymakamla ilgili sözde iddialar havada uçuşuyor. Bu devletin imamına kim neden ve nasıl baskı yapılıyor? Türkiye'de bölgelere göre çok hukuklu bir sisteme mi geçtik? O kadar önemli ki biz çok hukuklu bir sisteme mi geçtik kardeşim? Talimat gelmiş her camide okunması gereken bir hutbe var. Niçin kulağınızın üstüne yatıyorsunuz? Niye her bir hıyarlığa tuzla koşuyorsunuz? Türkiye'nin bel kemiği milliyetçiliktir. Nasıl bir dünyada yaşıyoruz?

SEÇMENE SESLENDİ

Artık 'hain' diyene de 'cahil' diyene de mecbur değilsin. Sandıktaki keklik olmaya, cepteki seçmen olmaya artık mecbur değilsin. Şeyh Said'i övenlere, katile selam duranlara, demokrasi diye Türksüz Türkiye pazarlayanlara artık mecbur değilsin. Cumhuriyet'e savaş açana da teröre alan açana da mecbur değilsin. Artık yandaş medyaya da yoldaş medyaya da mecbur değilsin. Artık tek adam baskısına da eş başkan kavgasına da mecbur değilsin. Çünkü bu salonda bu mecburiyet prangalarını kırıp atanlar var.