BIST 100 9.618 DOLAR 34,57 EURO 36,27 ALTIN 2.964,66
6° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

AKP'ye bir tepki de Muhsin Yazıcıoğlu'nun arkadaşlarından

AKP'ye bir tepki de Muhsin Yazıcıoğlu'nun arkadaşlarından

Büyük Birlik Partisi’nin merhum lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun “yol ve dava arkadaşı” Hakkı Öznur'dan AKP'ye Binali Yıldırım'a tepki...

Büyük Birlik Partisi’nin merhum lideri Muhsin Yazıcıoğlu’nun “yol ve dava arkadaşı” Hakkı Öznur, AKP’nin İBB adayı Binali Yıldırım’a sert tepki gösterdi. Hakkı Öznur, Binali Yıldırım’ın “Kürdistan sözlerine” ve PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın seçimlere iki gün kala, AKP tarafından servis ettirildiği iddia edilen mektubu üzerine açıklamada bulundu.

AKP’nin “Öcalan güzellemesi” yapmaya başladığını belirten Hakkı Öznur, Alperenlere ve Ülkücülere seslendi. Öznur, “Alperenler ve ülkücüler, ihanet sürecinin mimarlarıyla aynı safta olmaz” dedi.

Hakkı Öznur’un açıklaması şöyle:

“TERÖRİSTBAŞI İLE GÖRÜŞMEYE İZİN VERDİLER. MEKTUP’UNU SERVİS ETTİLER.

Çözüm süreci denen ihanet süreci yeniden canlandırılmaya çalışılıyor. İBB bahanesiyle siyasal iktidar tekrar açılımcı, bölücü siyasete döndü. İmralı ve Saray arasında kuryeler cirit atıyor. Teröristbaşı ile görüşmeler devam ediyor. Zaten saraya bağlı istihbarat ile İmralı canisi yıllardır görüşüyorlar ve görüşmeye de devam ediyorlar. AKP iktidarının kontrolünden geçen mektuplar ve mesajlar hemen devreye sokuluyor. Seçimlere iki gün kala, terörist başına İmralı’dan, AKP’ye destek açıklamaları yaptırdılar. AKP, İBB seçimlerini kazanmak için NATO merkezli gladyonun elemanı olan Öcalan’ı, avukatlarla ve kuryelerle görüştürmüştür.

Teröristbaşının, avukatlarına teslim ettiği mektup, seçimlere iki gün kala, hemen yandaş medya vasıtasıyla servis edilmiştir. AKP ve medyası teröristbaşının mesajını paylaşıyorlar. İmralı canisinden medet uman bir karanlık zihniyet ve iktidar var.

Teröristbaşı için 5 yıl önce ‘makul adam’, ‘çözüm sürecinin mimarlarından biri’ ‘Beğenseniz de beğenmeseniz de Kürtler’in lideri’ diyen AKP iktidarı şimdi yeniden Öcalan’ı gündemlerine alarak yandaş kanallarında teröristbaşına güzellemeler yaptırmaktalar. Çözüm süreci denen ihanet süreci yeni yol ve stratejilerle devam etmektedir. İmralı’yla yapılan görüşmeler, temaslar, mektuplar gelip giden kuryeler bunun göstergesidir.

2013-2015 arası 26 kez İmralı’ya giden BDP/HDP heyetini, teröristbaşı ile görüşmesine izin veren AKP iktidarı değil mi? Yine aynı süreçte, İmralı’nın mektup ve mesajlarını 15 kez Kandil’e götürüp, terör örgütü PKK’nın, lider isimleriyle görüşüp dönüşte, onların mektuplarını, mesajlarını tekrar İmralı’ya ve AKP yönetimine ileten BDP/HDP heyeti değil miydi?

BDP/HDP heyetinin, terör üssü Kandil’e gitmesine izin veren yine AKP iktidarı değil mi?

ABD, İngiltere, İsrail destekli Oslocular, PKK açılımcıları yine sahneye çıkmıştır. Terör örgütü PKK ile Oslo, Brüksel, Cenevre vb. yerlerde yapılan kirli ve karanlık görüşmeler küresel emperyalistlerin planı ve tezgahıydı. İngiltere’nin koordinatörlüğünde Oslo’da vb. yerlerde terör örgütü PKK ile müzakere edenler tekrar yeni Oslolar için yeni planlar yapmaktadır.

TERÖRİSTBAŞINA MİLLİ VE YERLİ DİYEN BÖLÜCÜYÜ İMRALIYA GÖNDERDİLER, GÖRÜŞTÜRDÜLER

Teröristbaşı Öcalan ile görüşenlerden biri Doç. Dr. Ali Kemal Özcan. Ali Kemal Özcan AKP iktidarı tarafından bile bile gönderilmiştir.

Sıradan biri Öcalan ile görüşemez. Görüşenler ya İstihbarat servisidir ya AKP iktidarının müsaade ettiği BDP/ HDP heyetleri ya ailesidir ya da avukatlarıdır. Kamuoyu soruyor: Öcalan ile görüşen Ali Kemal Özcan Avukat değil, buna rağmen hangi sıfatla terör örgütünün lideriyle görüştü? hangi sıfatla onun açıklamalarını yapıyor? Özcan kimin, kimlerin elemanı? Kimlere hizmet ediyor?

Bekaa Vadisi’nde Öcalan ile görüşen PKK kamplarında kalan teorik çalışmalar yapan Ali Kemal Özcan yeni kuryelerden biri midir? İmralı’da görüştüğü teröristbaşı Öcalan için bir televizyon kanalında ‘Abdullah Öcalan benim kanaatimce bir Kürt isyanı lideridir ama aynı zamanda yerli ve milli bir şahsiyettir’ diyen PKK liderine övgüler dizen PKK zihniyetli sözde akademisyenin açıklamaları AKP medyasında sürekli verilmektedir.

‘Devlet uygun gördü’ diyerek Öcalan'la görüşen ve yazdığı mektubu kamuoyuyla paylaşan Ali Kemal Özcan, 16 Nisan 2017 Referandumunda da ‘Evet’ denilmesi gerektiğini savunuyordu. Ali Kemal Özcan 16 Nisan 2017 Referandumu öncesinde katıldığı programda, referandum için, ‘Kapı kapı dolaşıp evet demek isterim’ ifadelerini kullanan siyasal Kürtçüler’dendir.

İSTANBUL’DA ‘BEKA’ DİYARBAKIR’DA ‘KÜRDİSTAN’

AKP’nin İBB adayı Binali Yıldırım'ın İBB seçimlerini kazanmak için Diyarbakır’da verdiği son açılım mesajları ‘2009-2015 PKK Açılımı Süreci’nde bizzat AKP Genel Başkanı Erdoğan ve AKP kurmaylarından duyduğumuz cümlelerle aynıdır. "Beka" dediler, PKK'yı ‘Pekeke’ yaptılar Sivas’ta ‘PeKaKa’, Diyarbakır’da ‘PeKeKe’ diyor. Sivas’ta ‘Beka’ diyor Diyarbakır’da ‘Rojbaş.’ Görüldüğü üzere HDP oyları için Diyarbakır’a gidiliyor ve “Kürdistan” açılımı yapılıyor. Peki, “Beka Problemi”mize ne oldu?

Diyarbakır’da konuşmasına Kürtçe başlayan ‘Kürdistan mebusu’ hatırlatması yapan, ‘Kürdistan mebusluğundan bahseden, Irak’ın kuzeyine ‘Neçirvan Barzani’nin Kürtler için başarılı çalışmalar yapacağına inanıyorum’ açıklamaları bizi şaşırtmadı. Siyonist, “Pro İsrail Barzani” ailesinin müttefikleri olduğunu bir kez daha göstermişlerdir.

AKP’de ‘Pro İsrail Barzani aşkı’ yeniden kabardı. Barzani ailesinin dostlarından Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, ABD ve İsrail’in bölgedeki sadık adamı, küresel güçlerin maşası Neçirvan Barzani'nin yemin törenine katılmak üzere 10 Haziran günü Irak’ın kuzeyine gitti. Programdan önce sözde ‘Kürdistan şehitleri’ için yapılan saygı duruşuna Çavuşoğlu'da eşlik etti.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 31 Mart yerel seçimlerinin hemen ardından peşmergenin kontrolü altındaki Erbil'e giderek bir dizi temaslarda bulunmuştu. Seçimlerin ardından böyle bir ziyarette bulunulması AKP’nin siyasal Kürtçülerle ilişkisini bir kez daha göstermiştir. Ne zamandan bu yana Türk Dışişleri Bakanı bölgesel yönetim başbakanlarının yemin törenine gidiyor?

Çavuşoğlu, IKBY Başkanı Neçirvan Barzani için düzenlenen yemin törenine katıldıktan sonra eski Başkan, Siyonist uşağı Mesud Barzani ile de görüştü. Mevlüt Çavuşoğlu, görüştüğünde ‘Kürdistan Güvenlik Konseyi Müsteşarı’- 11 Haziran günü ise IKBY Başbakanlığına getirilen Mesrur Barzani ile görüşmüştür. 50 yaşındaki Mesud Barzani, babası Mesud Barzani’nin gençlik yıllarındaki gibi daha çok istihbaratçı yapısıyla tanınıyor. O da, bir Türk düşmanı çok yönlü kirli ve karanlık ilişkileri ile bilinen Barzani ailesinin bir ferdi.

Çavuşoğlu’ndan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’da (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani’ ile görüşüyor. AKP iktidarı, hem Barzani ailesiyle görüşüyor hem de İmralı ile yapılan görüşmelere onay ve destek veriyor.

İBB seçimlerini kazanmak için yapılan bu kirli ve karanlık temasları, oyunları aziz milletimiz görmektedir. Bir kez daha ifade ediyoruz: Terörle müzakere olmaz terörle mücadele olur.

ALPERENLER DAĞLARDAYKEN BİNALİ YILDIRIM OY PEŞİNDE KOŞUYORDU

Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu ve dava arkadaşlarımızın şehit düştüğü elim olayda sorumlu mevkide bulunan, dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım’ın sözlerinin hiçbir inandırıcılığı yoktur. 10 yıldır dava ile ilgilenmeyen Yıldırım’ın İstanbul’u kaybetme korkusu sarınca aklına on sene sonra Alperenlerden özür dilemek(!) geldi. İBB seçimleri için söylediği bu özrün bir anlamı bulunmamaktadır. Bu sözler tamamen oya yöneliktir ve Alperenlerin vicdanında bir karşılığı yoktur.

Alperenler dağlarda liderini ararken Binali Yıldırım neredeydi? Binali Yıldırım Erzincan’da seçim çalışması yapıyor, oy peşinde koşuyordu. Bizler, Alperen yiğitlerimizle Liderimiz Muhsin Yazıcıoğlu ve dava arkadaşlarımızı Keş Dağları’nda ararken Binali Yıldırım ortalıklarda yoktu. Daha vahimi Maraş’taki kriz merkezine gelmedi, Keş Dağları’na gelmedi, enkaz bölgesine hiç gitmedi. Muhsin Yazıcıoğlu ve arkadaşlarına ne oldu diye merak bile etmedi. Muhsin Yazıcıoğlu davasında Binali Yıldırım asla masum değildir. 10. yılı aşkındır devam eden mahkeme süreçlerinde Binali Yıldırım neredeydi? Binali Yıldırım başından beri olaya ciddiyetle eğilmemiş, süreci sulandıran açıklamalar yapmıştır.

MUHSİN YAZICIOĞLU KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR

Muhsin Yazıcıoğlu davası milletin davasıdır. Türk siyaseti ve demokrasisi açısından son derece önemli olan bu olayı aydınlatmak ve gerçekleri ortaya çıkarmak tarihsel bir görevdir.

Binali Yıldırım'ın başında olduğu Ulaştırma Bakanlığı düzmece bir rapor hazırlayarak olay için ‘kaza’, ‘pilotaj hatası’ demiştir. Ölümcül olay için ‘küçük kaza’ ‘pilotaj hatası’ denilerek dosya kapatılmaya çalışılmıştır.

Davayı baştan beri takip eden hukukçularımız açıkça ortada planlı programlı düşürülen bir helikopter var diyor. Olaydan bu yana geçen 10 yılı aşkın süreçte ise ortaya konan raporlar, belgeler, ifadeler, dava avukatlarımızın mahkemeye sunduğu somut deliller olayın suikast olduğunu ortaya koymuştur. Milletin vicdanı ve kamuoyu suikast derken, AKP Hükümeti ve Binali Yıldırım ise hala “kaza” demeye devam etmektedir.

Anglo-sakson çizgisinin Türkiye ve Ortadoğu’daki kirli ve karanlık oyunlarına, İngiliz/Yahudi fitnesine, Atlantik konseyine, dünya çetebaşlarına meydan okuyan Muhsin Yazıcıoğlu’ydu. Kapitalist –emperyalist sistemle Atlantik haydutlarıyla, Atlantik işbirlikçileriyle kararlı bir şekilde mücadele eden, BOP’çuların, BİP’çilerin, Atlantikçilerin “İkinci İsrail” projesine” karşı çıkan tavizsiz bir Türk milliyetçisiydi.

BOP’çular, BİP’çiler, Muhsin Yazıcıoğlu davasının aydınlatılmasını istemiyorlar. Muhsin Yazıcıoğlu davasını karartmak, kapatmak için var güçleri ile uğraşıyorlar.

ÇÖZÜM SÜRECİ İHANET SÜRECİ

Önceliğimiz ilkelerimiz ve değerlerimiz diyen, ‘Muhsin Yazıcıoğlu kırmızı çizgimizdir’ duruşunu sürdüren Alperenler; değeri olmayan değersizlerle, ilkesizlerle, omurgasızlarla aynı yerde olmaz. Alperen hareketi şuurlu ve bilinçlidir. Alperenler, nasıl hareket edeceklerini çok iyi bilirler.

Ülkücüler, Alperenler değerleri olmayanlarla asla yan yana olmaz, yol yürümez. Alperenler, Ülkücüler milletin değerlerini bilir. Binali Yıldırım ise gemiciklerinin, gemi filolarının, ihalelerin değerini bilir.

Türk milletinin direnç merkezi olan Ülkücü Hareketin kadroları Oslocularla, ‘Çözüm Süreci’ denen ihanet sürecinin mimarlarıyla, terörle müzakere edenlerle aynı yerde, aynı safta olmaz.

İmralı canisi ile Barzani ve Şivan Perver haini ile “kanka” olanlar, terör üssü Kandil’e, Cenevre’ye, Brüksel’e, Oslo’ya uçak kaldıranlar şehit liderimizin ve dava arkadaşlarımızın şahadeti ile sonuçlanan hadisenin karartılmasına çalışanlar şimdi İstanbul seçimleri için Alperenlerden, Ülkücülerden oy istiyorlar.

AHLAKSIZLAR VİCDANSIZLAR KARŞISINDA TARAFSIZLIK NAMUSSUZLUKTUR

Ülkücülük bir siyasal kimlik ve bir yaşam biçimidir. Ahlaktır, duruştur, tavırdır. Hak, hukuk, adalet ilkesine bağlı kalmayı zulme, kötülüğe ve kötü olana karşı direnmeyi, hak ve adalet uğrunda mücadele etmeyi şanlı tarihimizden ve köklü geleneğimizden öğrendik.

Milliyetçi/Ülkücü hareket 1970’li yıllarda hayatın her alanında ‘Hak, Hukuk, Adalet, Milliyetçi Hareket’ şiarıyla hareket etmiştir.

Ülkücüler, Ülkücülüğün gereği olarak otoriterime, tek adam–tek parti rejimine karşı çıkmaya, demokrasiyi ve adaleti savunmaya devam edecektir. Bir ahlak, vicdan ve değerler hareketi olan Ülkücü Hareket, parti devletine karşı adalet ve demokrasi mücadelesini sürdürecektir.

Ülkücüler, tarihleri boyunca otoriterleşmeye, otokratik siyasete, karşı çıkmıştır. Vesayetten ve güçten yana değil; milletten, haktan ve haklıdan yana taraf olmuştur.

Zulümler, adaletsizlikler, haksızlıklar karşısında tarafsızlık namussuzluktur.

Türk Milliyetçileri, Ülkücüler, Alperenler haktan, milletten, adaletten mazlumlardan yana taraftır.

Ülkücülerin, Alperenlerin iradesine kimse ipotek koyamaz. Türk Milliyetçileri, Ülkücüler, Alperenler kendi inandıkları ülkülerine, ilkelerine, çizgilerine ve ölçülerine göre hareket ederler ve buna göre tercihlerini yaparlar.

Ülkücüler olarak bugüne kadar olduğu gibi ülkümüzün ve duruşumuzun gereğini yapmaya devam edeceğiz. Milletin vicdanı olan Ülkücüler, tarihi sorumluluğunun gereği olarak ilke ve değerlerinin ortaya koyduğu anlayışla ve yukardaki gerçekler ışığında hareket edecektir.”