BIST 100 9.888 DOLAR 34,15 EURO 37,98 ALTIN 2.887,43
16° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

AKP'nin torpil belgelerini çarşaf çarşaf ifşa eden eğitimci hakkında flaş karar

AKP'nin torpil belgelerini çarşaf çarşaf ifşa eden eğitimci hakkında flaş karar

Eski Eğitim-İş Sendikası Bursa Şube Başkanı Özkan Rona, AKP'nin torpil listesini çarşaf çarşaf ifşa etmişti. Torpili ortaya çıkardığı için hakkında açılan ve beraatle sonuçlanan davadan Rona, bir kez daha yargılanacak.

Toplumsal'dan Umut Taştan'ın haberine göre; Kamu-İş Sendikası Bursa İl Temsilcilisi ve eski Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı Özkan Rona, yandaş Eğitim Bir-Sen Sendikası’nın kendisi hakkında şikayetçi olması sonucu açılan davadan beraat etmişti. İstinaf mahkemesinin kararı bozması sonucu Rona, ‘10. Köy’ davasında bir kez daha hakim karşısına çıkacak.

Okul yöneticilerinin sözlü sınavla atanması tartışmalarının ardından Eğitim-İş tarafından liyakatsiz ve torpille atandığı öne sürülen isimlerin yer aldığı bir liste yayımlanmış ve o dönem Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı olan Özkan Rona hakkında Eğitim Bir-Sen'in şikayeti üzerine 2016 yılında dava açılmıştı. Rona, yargılandığı davadan beraat etti. Ancak karşı tarafın itirazı üzerine karar İstinaf Mahkemesi'nde bozulunca yargılama süreci yeniden başladı.

Yaşanan süreci Toplumsal’a değerlediren Rona ‘’2016 yılında yayınlanması zorunlu ‘müdürlük mülakat sonuçlarını’ Bursa İl Milli Eğitim müdürlüğü açıklamayınca biz araştırdık. 434 adaydan 231’inin sınav puanını bulduk. Tabi torpili anlamlı kılabilmek için yüksek puan verilenlerin yandaş sendika üyesi olduklarını sendika bilgilerini de araştırdık. Tespit ettiğimiz 231 adayın puanlarını ve sendika bilgilerini yayınladık. Ortaya çıkan liste aleni bir torpil listesiydi. Eğitim Bir-Sen üyelerine yüksek, atanabilecek puanlar verilmiş, diğer sendika üyelerine ise elenmeleri için düşük puanlar verilmişti’’ ifadelerine yer verdi.

'YAKALANAN TORPİLCİLER BENİ DAVA ETTİ'

‘’Torpili yapan Eğitim Bir-Sen, Milli Eğitim’in bundan bir mahcubiyet duyması gerekirken, çağdaş bir toplumda torpili aleni bir şekilde ortaya çıkan yöneticiler istifa ederler’’ diyen Rona, ‘’Ama biz de durum böyle olmadı. Yakalanan torpilciler, bunu ortaya çıkaranları yani beni dava ettiler. 2017’de Ankara 35. Asliye Ceza mahkemesinde görülmeye başlandı dava ve 2 Mart 2018’de beraat ile sonuçlandı. Çünkü 2 bilginin yayınlanmasının suç olduğu iddia ediliyordu. Biri sendika bilgisiydi, sendika bilgileri 4688 sayılı yasanın 25. Maddesine göre kamu idaresi tarafından herkesin görebileceği şekilde ilan edilmesi zorunludur. Dolayısıyla bu bilgi kişisel bilgi değil, aleni bir bilgidir. İkinci bir dava konusu veri adayların mülakattan aldıkları puan bilgisiydi. Bu bilgi de Milli Eğitim’e bağlı yöneticilerin atanmasıyla ilgili yönetmelikte ‘Mülakat Sözlü Sınav Sonuçları’ Milli Eğitim Müdürlüklerinin internet sitesi aracılığıyla ilan edilir hükmü gereği, bu bilgilerinde aleni bilgiler olduğunu, kişisel bilgiler olmadığını izah ettik. Aynı zamanda 2016 yılında müdürlük mülakatlarını liste halinde Milli Eğitim müdürlüklerinin web sitesinde ilan eden 36 ile ait çıktıyı da mahkemeye delil olarak sunduk’’ açıklamasında bulundu.

'YARGILAMAYI, KARARI BOZAN MAHKEME YAPACAK'

Eğitim Bir-Sen’in intikam duygusuyla hareket ettiğini belirten Özkan Rona şu ifadelere yer verdi:

İntikamlarını almamış olacaklar ki dosyayı istinafa taşıdılar. Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bir müzekkere yazıldı mahkeme tarafından ve yasaya rağmen ilan edilmesi zorunlu olan sendika bilgisi ve sözlü sınav puan bilgilerinin Bursa Milli Eğitim müdürlüğü tarafından yayınlanıp yayınlanmadığı sorulduğunda da Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü, yasanın zorunlu kılmasına rağmen yayınlamadıklarını ifade ettiler. Bu yazıyı gönderince istinafa, beraat kararı bozuldu ve yeniden yargılamaya karar verildi. Yargılamayı da bozma kararını veren istinaf mahkemesi yapacak.

Yarın Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Ceza Dairesi’nde 12.40’da duruşmamız başlayacak. Tabi beraatın bozulmasının bizce arka planı zayıf. Zaten beraatın gerekçesi bizim tarafımızdan somut deliller ve yasalarla altı doldurulmuştu. Topluma bir mesaj vermek istercesine bu tür yolsuzlukları, usulsüzlükleri ortaya çıkaran olursa şayet, onların yargı eliyle susturulacağına dair bir mesaj verme kaygısı taşıyarak, bu dava üzerinden cezai sonuç çıkarmaya çalıştıklarını düşünüyoruz. Ama tabi hukuki süreci sonuna kadar sürdüreceğiz. Çünkü Sivil toplum örgüleri, aynı zamanda toplum adına denetim görevini de yürütür. Toplum adına kamu otoritesini kullanan idare de bu kamu gücünü birilerine avantaj sağlamak için, kayırma yapmak, kadrolaşma yapmak için adaletsiz, haksız bir şekilde kullanamaz. Bunun kullanıldığına tanık olunduğu belgelendiği taktirde de, aslında yarın ki mahkemeye çıkması gerekenler usulsüzlüğü yapanlar ve bu usulsüzlükle atananlar olmalıydı.

Eğitim-İş Sendikası da konuya ilişkin Bursa Adliyesi önünde basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Eğitim-İş Bursa Şube Başkanı Yeliz Toy ile Eğitim-İş yönetici ve üyeleri katıldı.

Özkan Rona ile dayanışma çağrısında bulunan Eğitim-İş’in açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

'SÖZLÜ SINAV; HAKSIZLIK, TORPİL VE YANDAŞ SEÇMEK DEMEKTİR'

Adliyeler, mahkemeler, yargılamalar Türkiye’de hak mücadelesi yürütenlerin, haksızlığın ortaya çıkarılması için son çare olarak başvuracakları yerler olması gerekirken, bugün; gerçeği, adaleti, eşitliği, hakkaniyeti savunanların susturulması için araç olarak kullanılıyor.

Ülkeyi yöneten anlayışın, adına Yeni Türkiye dedikleri bu düzende, suçu ve suçluyu ortaya çıkaranlara mahkeme önünde hesap sormasını, Türk Yargısını iktidarın güç sopasına dönüştürme isteğini, birçok örnekle biliyor ve yaşıyoruz.

Bugün de Bursa Adliyesi’nde, bir haksızlığı, adaletsizliği, torpil yoluyla kamuda yandaş kadrolaşmayı ortaya çıkaran önceki dönem şube başkanımız Özkan Rona’nın yargılandığı dava için bulunuyoruz.

Son yıllarda torpilin, kayırmacılığın, yandaş sendika üyelerine haksız atamaları yaparak gerçekleştirilen siyasi kadrolaşmanın boyutunu, toplumun bütün kesimleri hissetmektedir. Özellikle, eğitim gibi, toplumun tamamını yakından ilgilendiren, çocuklarımızın geleceğe hazırlandığı bir hizmet alanında gerçekleştirilen kadrolaşma, yandaşlara torpil yapmaktan daha büyük hedeflerle geçekleştirilmektedir. Okullar, torpille getirilen yandaş kadrolar eliyle tarikat ve cemaatlerin çalışma alanına döndürülmekte, çağdaş -ilerici eğitimciler baskı altına alınmakta, sahte soruşturmalarla susturulmaya, sindirilmeye çalışılmaktadır.

Bu projeyi gerçekleştirmek amacıyla 2014 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı eğitim kurumlarına yönetici belirleme koşulları arasından yazılı sınav çıkarılmış, 2015 yılından itibaren de yalnızca sözlü sınavla yönetici ataması yapılmaya başlanmıştır.

Sözlü sınav; haksızlık etmek, torpil yapmak, yandaş seçmek demektir.

'YANDAŞ KADROLAŞMANIN TARİHSEL BELGESİ'

Kendileri de aynı sendikaya üye oldukları ve destekledikleri için o makamlarda bulunan şube müdürü ve ilçe milli eğitim müdürlerinden oluşan mülakat komisyonları, yönetici seçmek için değil, ellerine tutuşturulan listelerden, iktidar partisine yandaş olmayanları görevden düşürmek, yerlerine yandaş sendika üyelerini görevlendirmeye yetecek puan adaletsizliği yapmak üzere çalışmışlardır. Bu yolla Bursa’da ve Türkiye’nin tüm illerinde, haksız bir şekilde idari kadroları ellerinden alınan on binlerce okul yöneticisinin yerine, yandaş sendika üyeleri atanmıştır.

MEB’e bağlı okulların yönetici kadrolarında gerçekleştirilen bu kıyıma karşı, sendikamız mücadelesini kararlılıkla sürdürmüştür. Bu konuda 2016 yılında geçekleştirilen sözlü sınav sonuçlarının, yönetmelikteki açık hükme rağmen İl Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından ilan edilmemesi üzerine Eğitim İş harekete geçmiş, kapsamlı bir araştırma ile sözlü sınav sonuçlarını derlemiş, kamuoyuna ilan etmiştir. Ancak, ortaya çıkarılan bu torpil listelerinde, siyasi kadrolaşmanın daha net görülebilmesi için, atanabilecek düzeyde yüksek puan verilen adayların hangi sendikaya üye olduklarının da bilinmesi gerekmekteydi. Yayınladığımız listelerle yandaş sendika Eğitim Bir-Sen üyelerine yapılan torpil gözle görülür hale gelmiş ve yandaş kadrolaşmanın tarihsel bir belgesi olarak kayıtlara geçmiştir.

Torpil ve siyasi kadrolaşmayı gerçekleştirenler, bütün amaçları belgelerle ortaya çıkanlar, bu usulsüzlüğün utancını yaşamak yerine, suçüstü yakalanmış olmanın telaşıyla, soluğu Ankara Adliyesi’nde almıştır. Eğitim Bir-Sen Genel Merkezi, üyelerinin kişisel verilerini yayınlandığı iddiasıyla dönemin şube başkanı Özkan Rona hakkında suç duyurusunda bulunarak yargı sürecini başlatmıştır.

Ankara 35. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada, yayınlanan bilgilerin kişisel veri kapsamında olmadığına dair açıklamalarımız haklı bulunarak 2 Mart 2018’de beraat kararı verilmiştir. Ancak, torpil ve kadrolaşmanın belgeleri aleni bir şekilde ortadayken bu hukuksuzluğa dair en ufak bir inceleme dahi başlatılmamıştır. Beraat kararından sonra yapılan itiraz başvurusu İstinaf Mahkemesi’nce kabul edilmiş, hukukçuları şaşırtacak bir düzende, örneğine az rastlanır bir yöntemle, yeniden delil üretilerek beraat kararı bozulmuş ve yeniden yargılama kararı verilmiştir.

Adam kayırmanın kişisel verilerin arkasına saklanılarak yapıldığı bu dönemde, bu usulsüzlüğü ortaya çıkarmak suç sayılmıştır. Oysa ki aradan geçen 5 yıllık süreye rağmen, usulsüzlüğü yapanlar da, bu usulsüzlükle atananlar da koltuklarında oturmaya devam etmektedir.

'MÜCADELEMİZDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ'

Özkan Rona’nın yargılandığı davada suç olarak gösterilmeye çalışılan sözlü sınav sonuçlarını yayınlama iddiası hakkında o gün geçerli olan hukuk belgelerinde “Sözlü sınav sonuçları, sınavların yapıldığı tarihten itibaren en geç 10 iş günü içinde il millî eğitim müdürlüklerinin internet sitesinde duyurulur.” denilerek, bu bilgilerin açıklanması idareye bir zorunluluk olarak yüklenmiştir.

İddianamede yer alan bir diğer suçlama ise, yüksek puan verilerek atanmaları sağlanan yandaş sendika üyelerinin, hangi sendikaya üye olduklarının ilan edilmiş olmasıdır. Bu suçlama da hukuki dayanaktan yoksundur. Aslında davanın tarafı olan sendika, Eğitim Bir –Sen de çok iyi bilmektedir ki, çalışmalarını kapsamında yürüttükleri 4688 sayılı kanun, sendika üye listelerinin her ayın son haftasında duyurulmasını zorunlu kılmaktadır. Dolayısıyla, kimin hangi sendikaya üye olduğu kişisel bir veri olmanın dışına çıkmakta, torpil belgelerini yayınlayan Özkan Rona da bu davada herkesin bildiği bilgileri bilmekten dolayı yargılanmaktadır.

Tüm bu gerçekler göstermektedir ki, kişisel veriler ne davacı sendika Eğitim Bir-Sen’in umurundadır, ne de uydurma belgelerle beraat kararının bozulmasına etki eden Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün umurundadır. Yandaş sendika, Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve talimat sahiplerinin tek derdi, böylesine büyük bir torpilin belgesini yayınlamaya cesaret eden Özkan Rona’dan hesap sormaktır.

Aslında, yargılanmak istenen ve hesap sorulmak istenen dönemin şube başkanı Özkan Rona’nın şahsı değildir. Bursa’da ve ülkenin dört bir yanında, yıllardır devam eden siyasi kadrolaşmaya, sesini yükselten, çağdaş- ilerici eğitim çalışanlarına yönelik baskılara ayak direyen, çocuklarımızın körpecik zihinlerine gerici fikirlerini yerleştirmeye çalışanların karşısına dikilen, kamu okullarını adeta siyasi arka bahçeye dönüştürmeye çalışan yapıların karşısına çağdaş fikirleriyle çıkan anlayışın yargılanması istenilmektedir.

Bu dava ile yargılanmak istenenin herhangi bir kişi olmadığını; haksızlığa, hukuksuzluğa ve adaletsizliğe karşı mücadele eden bütün kesimlere gözdağı vermek amacıyla haksız bir yargılama sürecinin ısrarla sürdürüldüğünü açık bir şekilde görmekteyiz.

Koşullar ne olursa olsun, bizler, yandaş kadrolaşma ile okullarımızın siyasi kamplara dönüştürülmesine karşı, kamu yapılanmasında kariyer ve liyakatin temel belirleyici unsur olması için direnmeye devam edeceğiz.

Torpili yapanlar, torpille hak etmedikleri göreve atananlar yargı karşısına çıkana kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.

Bizler, haksızlığın karşısına bir an bile tereddüt etmeden dikilenler, halkımız için hak ettiği adaletli bir düzen kuruluncaya dek, herkesin kendisini güvende hissettiği, insanca yaşanılan bir düzen kurulana dek mücadelemizi sürdüreceğiz.

Biliyoruz ki bu mücadelemiz adaletsizliği, yolsuzluğu, haksızlığı ilke edinenleri rahatsız edecek.

Bu uğurda 9 köyden kovulsak da , “10. Köyde” buluşup dayanışmamızla bu adaletsiz düzene karşı koymaya devam edeceğiz.

Buradan ilan ediyoruz;

Elinizdeki iktidar gücü ile her türlü haksızlığı, hukuksuzluğu yapabilirsiniz. Ve hatta “hırsızı yakalayanları” cezalandırabilirsiniz de .

Biz ise Atatürk’ün Bursa Nutku’nda ifade ettiği gibi “ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.” Anlayışıyla karşınıza dikilmeye devam edeceğiz.

Bu dava için talimatla ifade almak için çağrı yapan Bursa 8. Asliye Ceza Mahkemesi’ne başvurumuzu yaparak asıl davada bulunacağımızı belirttik.

Tüm kamuoyunu 7 Temmuz Saat 13.40’da Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 26. Ceza Dairesi’nde görülecek olan davaya katılmaya, dayanışma ile 10.Köy’ün ne kadar kalabalık ve kararlı olduğunu göstermeye devam ediyoruz.