İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun imzasıyla önceki gün yayımlanan ve yerel yönetimlerin koronavirüs salgını nedeniyle başlattığı yardım kampanyalarının incelenmesini öngören genelgenin ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin bağış hesapları bloke edildi. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, 94 bin 533 kişinin yardım için başvurduğunu açıklayarak “Kimse endişe etmesin, yardımlara devam edeceğiz” dedi.
İBB, İçişleri Bakanlığı’nın genelgesi hakkında Danıştay’da, valilik işlemi hakkında ise İstanbul İdare Mahkemesi’nde yürütmeyi durdurma talepli olarak iptal davası açtı. Başvuruda, “5393 sayılı Kanun ve 5216 sayılı Kanun’un belediyelere bağış kabul etme yetkisi ve imtiyazı verdiği, 2860 sayılı Kanun’un 31’inci Maddesi’ne göre, belediyelerin 2860 Sayılı Kanun’a tabi olmadığı belirtildi. ABB de aynı gerekçelerle İçişleri Bakanlığı’nın genelgesine itiraz ederek konuyu İdare Mahkemesine taşıdı.
BirGün’ün soruları üzerine İdare Hukukçusu Metin Günday da belediyelerin bağış hesabının bloke edilmesinin, “Tamamen hukuk dışı” olduğunu söyleyerek, “İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 5393 Sayılı Belediye Kanunu’nun yerel yönetimlere bağış toplama yetkisi veren maddesini okumamış mı?” diye sordu. Belediye Kanunu’nun 14’üncü Maddesi’ne göre, belediyelerin görev ve sorumluluklarının birinin de “Sosyal hizmet ve yardım” olduğunun altını çizen Günday, 15’inci maddenin ise yerel yönetimlere bağış toplama yetkisi verdiğini ifade etti.
KANUN AKP DÖNEMİNDE ÇIKTI
Belediyelere bağış toplama yetkisi veren kanunun AKP iktidarı döneminde çıkartıldığına dikkati çeken Günday, şunları söyledi:kanun-belediyelere-bagis-toplama-hakki-taniyor-soylu-kanunu-okumamis-mi-709479-1.
“Kanunun 38’inci maddesinde, ‘Belediye başkanının yetki ve görevlerinden biri de şartsız bağış kabul etmektir’ deniliyor. Bu kanun, ‘Eski Türkiye’ döneminde çıkarılan bir kanun değil, bizzat iktidarın çıkarttığı kanun… Belediyeler kamu tüzel kişilerdir. Belde sınırları içindeki hemşerilerine yardım etmek amacıyla bağış toplayabilir. Konya Büyükşehir ve Gaziantep Büyükşehir belediyeleri de bağış topluyor bu süreçte. Onlara yönelik bir şey yok.”
DERSTEN GEÇEMEZ
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun, “Yasaya uygun hareket ettim” diyerek Yardım Toplama Kanunu’nu kastettiğini ifade eden Günday, “Belediyeler bu konunun kapsamında değil. Bu yalnızca vakıfların ve derneklerin yardım toplama hakkını düzenleyen bir kanun” diye konuştu. Kararın bütünüyle yasaya aykırı olduğunu vurgulayan Günday, “İkinci sınıftaki bir hukuk öğrencisi, ‘İçişleri Bakanlığı, belediyelere yasa ile verilen yetkiyi ortadan kaldırabilir mi?’ sorusuna, Süleyman Soylu beyefendi gibi cevap verirse o dersten geçemez. Konu bu kadar açık ve net” ifadelerini kullandı.
İBB’DEN YÜRÜTMEYİ DURDURMA DAVASI
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Hukuk Müşavirliği, İçişleri Bakanlığı’nın genelgesinin yürütmesinin durdurulması için Danıştay’a iptal davası açtı. Dilekçede, genelgenin hukuka aykırı olduğu belirtilerek, “5393 sayılı Belediye Kanununun 15. Maddesinde bağış kabul etmenin belediyenin yetki ve imtiyazları arasında sayılmıştır. Aynı kanunun 59. Maddesinde de bağışlar belediyelerin gelirleri arasında gösterilmiştir. 5393 sayılı Kanunun 38. Maddesinde de şartsız bağış kabul etmek belediye başkanın görevleri arasında sayılmıştır” denildi. İBB Hukuk Müşavirliği, İstanbul Valiliği’nin, yayınlanan genelgeye dayanarak 31 Mart’ta aldığı kararla, İBB’nin 4 ayrı bankadaki yardım paralarının toplandığı hesapların dondurulması kararını da yargıya taşıdı.
‘ZORUNLU BAĞIŞ HARAÇTIR’
Gündeme ilişkin açıklamalarda bulunan CHP Grup Başkanvekili Engin Altay “Bize Bize Yeteriz Türkiyem” bağış kampanyasına zorunlu katılım uygulandığına dikkati çekti. Gönüllü bağış kampanyasının, genelgelerle “zorunlu bağış”a döndüğünü söyleyen Altay, “Bunun adı korona vergisidir. Kamuda çalışanlara genelge yollayıp bu işi götürmek en hafif tabiriyle ayıptır. İtalya’ya gönderilen yardım kolilerini gördük ve aklıma ‘Sultanahmet’te dilenir, Ayasofya’da sadaka dağıtır’ özdeyişi geldi” dedi. Adıyaman Milli Eğitim Müdürü’nün ‘Paraları toplayın, ilgili hesap numaralarına yatırıldığına dair banka dekontunu getirin’ dediğini hatırlatan Altay, “BOTAŞ da kapsam dışı personelden 200, kapsam içi personelden 400 istiyor, bunun adı da haraçtır” diye konuştu.