BIST 100 9.636 DOLAR 34,66 EURO 36,32 ALTIN 2.939,89
8° İstanbul
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyon
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkari
  • Hatay
  • Isparta
  • İçel
  • İstanbul
  • İzmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce

AKP'li Kurtulmuş'tan Sedef Kabaş açıklaması 

AKP'li Kurtulmuş'tan Sedef Kabaş açıklaması 

AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, gazeteci Sedef Kabaş'ın Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'la ilgili sözlerine sert tepki göstererek, "Bu ülkenin Cumhurbaşkanına ağır bir benzetmeyle hakaret etmiş oluyorsunuz. Bütün milli iradeye saygısızlıktır, demokrasiyi ayaklar altına almaktır, bunun hakla hukukla alakası yoktur. Kabul edilemez. Hiçbir demokraside bu eleştiri sınırları içinde görülemez" ifadelerini kullandı.

Kurtulmuş, enflasyonda mart ayından sonra düşüş beklediğini belirterek, "Bu yıl İnşallah bolluk yılı olacak. Tarımla uğraşanlar böyle söylüyor. Ayrıca turizm gelirlerinde de artış bekliyoruz" dedi.

AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, CNN Türk'te Ahmet Hakan'ın gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Kurtulmuş'un açıklamaları şöyle:

"Çok ağır bir hakaret. Asla dile getirilmemesi gereken bir husus. Tabi Cumhurbaşkanının şahsı dışında ona oy veren insanlara da hakaret etmiş oluyorsunuz. Bu ülkenin Cumhurbaşkanına ağır bir benzetmeyle hakaret etmiş oluyorsunuz. Bütün milli iradeye saygısızlıktır, demokrasiyi ayaklar altına almaktır, bunun hakla hukukla alakası yoktur. Kabul edilemez. Hiçbir demokraside bu eleştiri sınırları içinde görülemez. Kendi şahsı bakımından mizansen. İnsanlar açık ve şeffaf bir şekilde takip ediyor. 'Dilimden kaçtı' denebilecek bir şey değil. Bunun karşılığı olacaktır.

Suç Cumhurbaşkanına hakaret olduğu için istenen ceza üst sınırdır, bu kadar açık bir saldırıyı planlayan, ondan sonraki adımlarıyla mizansen şekilde ortaya koyan birinin bunun suçunun ne olduğunu bizim kadar iyi biliyordur. Cumhurbaşkanı makamı tüm yurttaşlarımızın temsil edildiği bir yerdir. Siyasi edep bunu gerektirir. O makamı eleştirebilirsiniz ama hakaret edemezsiniz. Herkesin ittifak ettiği bir makamın, oranın izzetinin şerefinin korunmasıdır."

"Bütün milletin ortak olarak koruyacağı bir alan kalmalıdır. Zaten biz böyle çizgi dışı, saldırgan tutumlara karşı farklı partilerde olabiliriz ama biz rakibiz düşman değiliz. Ortak bir hissiyatın korunması lazım. Bunun muhalefet liderleri tarafından korunması gerekirdi. Ama onlar bu gazeteciyi korumak için demeçler vermiştir. Bırakın Cumhurbaşkanı olmayı, burada birisi Sayın Kılıçdaroğlu ya da Akşener'e böyle sözler söyleseydi. "Arkadaşım siz ne yapıyorsunuz. Onlar muhalefetin 1. partisi ve 2. parti başkanı. Ne yapıyorsunuz" derdim. Bu kadar bir ağır hakareti yapan bir hanımefendiye siz kalkıp destek olursanız siyasette ipin ucu kaçar. Burada dikkatli olmak lazım. Hem eleştiriye hem de haklı olunan yerleri gösterseler söyledikleri daha kıymetli olurdu. İşlenmiş bir suça böyle yaparak arka çıkıyorlar.
Bazen bazı şeyler; Bir şerden hayır doğar diye. Bu gazetecinin söylemleri muhalefete de bu zehirli zemini düzeltme imkanı vermişti. Maalesef muhalefet cephesinde şöyle bir anlayış var; Gezi eylemleriyle başlayan bir süreç ya da az evvel ki bir süreç. Tayyip Erdoğan nasıl giderse gitsin, kim kiminle eylem yapsın, kim sokağa çıkarsa çıksın. Yeter ki Erdoğan gitsin. Hatta bir ara giderse nasıl giderse gitsin. Yani demokrasilerde giden kişilerin nasıl gideceği bellidir. Bunu bile tartışmaya açacak saldırılar oldu. Burada ağır sorumluluk muhalefete düşüyor. 8-9 yıldır ağır bir üslupla, zaman zaman hezeyanlarla saldırıyı kendi içinde bir siyaset olarak görüyorlar.

Ortak olarak gelmesi gelen nokta şurasıdır; birbirimize karşı eleştiriler yapıyoruz, tartışıyoruz, asla hakareti, ötekileştirmeyi, bu gazetecinin yaptığı hakareti siyasetin amacı olarak görmeyiz. Eğer o gazetecinin yaptığını burada birisi Akşener'e ya da Kılıçdaroğlu'na yapsaydı ağzının payını verirdim. Bir gazeteci böyle bir laf söyledi. Onun arkasına takılırsak oylarımızı 3-5 artırırız zannediyorlarsa artmaz. Hatta destek onlara destek veren insanlar bu durumu gözden geçirirler."