Bir dizi etkinliğe katılmak için Van’a gelen AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, partisinin il başkanlığında basın toplantısı düzenledi.
'İLAVE TEDBİRLER GÜNDEME GETİRİLECEK'
Yılbaşında asgari ücretin iyileştirilmesi için atılan adımları hatırlatan Kurtulmuş, KDV indirimleri, devletin bazı vergilerden vazgeçmesi ve malların ucuzlatılması gibi tedbirlerin alındığını hatırlatarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu hafta kabine toplantısının ardından açıklamalar yapacağını söyledi. Kurtulmuş, “Sayın Cumhurbaşkanımız, vatandaşımıza dönük altı önemli tedbiri çok büyük bir ihtimalle paylaşacak. Böylece bu süreçte vatandaşımızın yükünü hafifletecek adımlar, ilave tedbirler gündeme getirilecek. Yine benzer şekilde vatandaşımızın en büyük çilelerinden birisi olan özellikle konut ve iş yerindeki kiraların aşırı yüksekliğini önlemek, dar gelirli vatandaşın konut sahibi olmasını temin etmek için yine önümüzdeki hafta içinde 250 bin konutun ve 100 bin arsanın vatandaşlarımıza verilmesiyle ilgili Ankara’da bir lansman gerçekleştirilecek” diye konuştu.
Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti:
Ekonomide, iç politikada güçlü, demokrasisi sağlam, hak ve hukuk anlayışında dünyanın en ileri ülkelerinden birisi olan, içeride toplumsal bütünlüğünü bütünüyle sağlamış, terör ve silahlı baskı unsurlarından kurtulmuş, vatandaşlar arasında etnik, mezhebi ve başka farklılıklar yüzünden hiçbir ayrımın kalmadığı, tam manasıyla demokratik bir Türkiye’nin inşa edilmesidir. Türk’ün, Kürt’ün, Arap’ın, Arnavut’un, Boşnak’ın bu ülkede yaşayan hiçbir yurttaşımızın bir diğerine yan gözle bakmadığı, silahın gölgelerinin bu ülkenin üstünde asla kalmadığı bir Türkiye’yi inşa etmek boynumuzun borcudur.
İşte Doğu ve Güneydoğu Anadolu illerimizde her geldiğimizde geçmişle olan kıyası yapıyor ve Allah’a şükrediyoruz. Türkiye on yıllar boyunca terör örgütleri vasıtasıyla meşgul edilmiş 1,5 trilyon dolar ekonomik kayba uğramış, 40 binin üstünde insanını da maalesef teröre kaybetmiştir. Niçin? Elin oğlu, elin gavuru böyle istiyor. Bu ülkenin içinde Türk-Kürt, Sünni-Alevi kavgası çıksın ve Türkiye bununla vakit kaybetsin diye. Bu oyunu Allah’a çok şükür bozacağız. Bu bölge halklarının birbirinden başka bir kaderi yoktur. Türk’ün Kürt’ten, Kürt’ün Arap’tan, Arap’ın Acem’den başka bir geleceği olamaz.
Irak’ın, Suriye’nin, İran’ın, Türkiye’nin velhasıl bütün bu bölge halklarının geleceği birliktedir, kardeşliktedir, ortaklaşmadadır. Bunu sağlamak için güçlü bir Türkiye olarak ayakta durmayı ve koşmayı kendimiz için önemli görüyoruz. Bu anlamda o geçmiş günlerle baktığımızda şimdi Allah’a çok şükür Çaldıran’ın en uzak köyünde gece yarısı gidebiliyorsunuz. Allah’a çok şükür bugün Türkiye’de terör, bir şekilde halkın gündeminden kalkmıştır. Kürt kardeşlerimiz yıllardır kendi ensesinde boza pişiren terör örgütüyle arasına büyük bir mesafe koymuş ve terör örgütünü dağa hapsetmiştir.
'20 GÜNDE YIPRANACAK ADAYI DA KOYMAYIN'
Seçimin yaklaştığına değinen Kurtulmuş, “Karşı tarafa adayınız kim diye sorduğumuzda ‘Biz adayı söylersek yıpratırsınız’ diyorlar. Cumhurbaşkanı’mız Erdoğan, yıllardır siyasetin içinde yıpranmıyor. 20 yıldır bu ülkenin başında yıpranmıyor da sizin adayınız 20 günde mi yıpranacak, ondan mı çekiniyorsunuz? 20 günde yıpranacak adayı da koymayın. Esas sorun, adayın kim olacağı sorunu değil, esas sorun Türkiye’yi nasıl yönetmeyi düşündüklerine dair bir fikir birliği içinde olmamalarıdır” diye konuştu.
Kurtulmuş, “HDP’nin oyu olmadan yarışa katılmanız bile mümkün değil. HDP’yi gösterirseniz, bu sefer başkaları rahatsız oluyor. Zorlukları burada. O zaman, “Öyle bir formül bulalım ki HDP görünmesin ama oylarını bize versin. HDP de haklı olarak diyor ki; kardeşim ben sizi oraya getiriyorum seçiyorum yani hem oy ver hem görünme. Şimdi ortada bir cümbüş var gidiyor” dedi.
Kurtulmuş, gazetecilerin, İzmir’in düşman işgalinden kurtuluşunun yıl dönümünde, Osmanlı Devleti ile ilgili açıklamalara ilişkin sorulan soruya da şöyle yanıt verdi:
Söyledikleri sözlerin zerre kadar kıymeti yoktur. Bizim gibi büyük milletlerin hayatı hikaye okunur gibi okunmaz. Bir roman gibidir. Her bölümünde başka bir şey anlatılır ama hepsi birbirinin devamıdır. Osmanlı, Selçuklu’nun devamıdır. Selçuklu öncekilerin devamıdır. Bu milletin devamını, tarihini böyle hikaye okur gibi okursanız hiç anlamamış olursunuz.
Osmanlı’yı Cumhuriyet’ten ayıracak hiçbir şey yoktur. Osmanlı da Cumhuriyet de bizimdir. Anadolu topraklarında yaşayan bütün medeniyetler bizimdir. 24 medeniyete ev sahipliği yapmış bir ülkeden söz ediyoruz. Bunların hepsi, ülke tarihimizin kültürümüzün bir parçasıdır. Şimdi Osmanlı’yı düşman gibi görürseniz adama sormazlar mı Mustafa Kemal Atatürk, Osmanlı subayı değil miydi? Yani hep beraber bu millet, Birinci Dünya Savaşı’na girmiş, kurtuluş mücadelesini vermiş, topu, tüfeği değil, kazması, küreği olmayan bir millet, ‘Ya Allah’ demiş, ayağa kalmış.
Çanakkale’de düşmanların hiçbirini içeri sokmamış, gavura eyvallah etmemiş, hep beraber ayağa kalkmış ve en sonunda o yıkılmış, dağılmış. Koskoca imparatorluk da taze genç bir Cumhuriyet’i kurmuş. Benim dedem de subaydı. Dedem de bütün savaşlara katılmış gazi bir subaydır. Osmanlı subayıdır. Osmanlı subayı olanların da içinde olduğu, milletin içinde olduğu bir kurtuluş mücadelesi verilmiş ve sonunda genç Türkiye Cumhuriyeti ile birlikte inşallah kıyamete kadar devam edecek olan son devletini kurmuştur.
‘Bu devlet bizim öteleri başkasının’ demek ‘Bu toprakların bir parçası benim, öteki parçası başkalarına ait’ demek gibidir. Bu tarihin her sayfası bizim. Her sayfası şeref doludur. Eksikleri, noksanları, yanlışlıkları vardır. Bugün de vardır, yarın da olacaktır ama bizim gibi köklü bir milletin tarihini parçalara bölerek ayırmak çok büyük bir talihsizliktir. Bu, milletin tarihinden hiçbir şey anlamamak demektir. Kurtuluş mücadelesinin içerisinde yer alanları saygıyla, rahmetle anıyoruz. Bu anlamda genç Türkiye, kıyamete kadar inşallah ilelebet yaşayacaktır. Ara sıra böyle arıza fikirler çıkabilir, buna rağmen Türkiye, daha ileriye gidecek, daha güçlü olacaktır.