Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

AKP'li isimler mülki idari amirlerle denetime çıktı

AKP’li yöneticiler ile mülki idari amirler birbirlerini yalnız bırakmıyor. Çok sayıda kentte, vali ve kaymakamların gerçekleştirdiği denetimlere bizzat AKP il ve ilçe başkanları da eşlik ediyor. Son skandal, Amasya'dan geldi. Amasya Valisi Mustafa Masatlı, AKP'li isimlerle denetime çıktı.

Birgün'den Hüseyin Şimşek'in haberine göre; 20 yıl boyunca her adımda parti devletinin inşa edildiği AKP iktidarında kamu görevlilerinin, konumlarının gerektirdiği tarafsızlık ilkesini çiğnemesi olağanlaştı. Vali ve kaymakamlar AKP'nin siyasi faaliyetlerine çekinmeden katılırken il ve ilçe başkanları da mülki idare amirleri ile denetime çıkıyor.

Şubat ayı boyunca birçok kentte, mülki idare amirleri ile iktidar partisinin yöneticileri ortak faaliyetlere katıldı.

Amasya Valisi Mustafa Masatlı, hafta sonu Merzifon Kaymakamı Ali Gündoğan ile birlikte organize sanayi bölgesi denetimine çıktı. Denetimde ikiliye, AKP Milletvekilleri Hasan Çilez, Mustafa Levent Karahocagil, AKP MKYK Üyesi Haluk İpek ile AKP Merzifon İlçe Başkanı Yasin Kurucu da eşlik etti. Heyette başka bir partiden yönetici yer almadı.

MUHTARLARLA BİR ARAYA GELDİLER

Hafta sonu AKP Trabzon Milletvekili Salih Cora ise Arsin ilçesinde 90 muhtarla bir araya gelerek ilçenin sorunlarını dinledi. Toplantıya, Arsin Kaymakamı Ömer Ahmet Özdemir’in yanı sıra AKP Arsin İlçe Başkanı Tolga Şengül, Arsin'in AKP'li Belediye Başkanı Muhammet Sait Gürsoy ve Akçaabat Belediye Başkan Yardımcısı Serkan Özdemir de katıldı.

Çanakkale’nin Ezine ilçesi, parti devletinin sergilendiği bir diğer adres oldu. AKP Ezine İlçe Başkanlığı tarafından düzenlenen Ayvacık-Küçükkuyu tünelleri gezisine Ezine Kaymakamı Yunus Kızılgüneş, AKP Ezine İlçe Başkanı Mehmet Ünsal, İl Genel Meclis Üyesi Murat Yahya Sezgin, Ezine Muhtarlar Derneği Başkanı Oktay Akay ile ilçe köy ve merkez mahalle muhtarları katıldı.

Şubat ayı başında, Adıyaman'ın Gölbaşı Kaymakamı İhsan Ayrancı, yoğun kar yağışının ardından kapanan yolların açma çalışmalarını yerinde inceledi. Kaymakam Ayrancı’ya AKP Gölbaşı ilçe Başkanı Hakan Toydaş ve ilçe Jandarma Karakol Komutanı Yüzbaşı Mehmet Yaman eşlik etti. İncelemeler sırasında diğer parti yöneticileri yer almadı.

İL BAŞKANIMIZ DİYE BAHSETTİ

Şanlıurfa Valisi Abdullah Erin ise geçen ay sonunda bazı siyasilerle bir araya gelerek kentin sorunlarını görüştü. Vali Erin’in kişisel sosyal medya hesabından yapılan paylaşımda, görüşmelerin AKP'li isimlerle yapıldığı görüldü. Vali, AKP İl Başkanı'ndan, "İl başkanımız" diye söz etti. Vali Erin paylaşımında, “Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Zeynel Abidin Beyazgül, AK Parti Şanlıurfa İl Başkanımız Sayın Abdurrahman Kırıkçı ve Eyyübiye Belediye Başkanımız Sayın Mehmet Kuş ile bir araya gelerek Şanlıurfa’mızı konuştuk” ifadelerini kullandı.

AKP İl Başkanı'ndan 'Başkanımız' diye söz eden Vali Erin, CHP İl Başkanı'ndan ise 'İl Başkanı' olarak bashetti.

'RESMEN SULTANLIK YÖNETİMİ'

Duayen hukukçu Turgut Kazan, mülki idare amirleri ile AKP’li il ve ilçe yöneticilerinin ‘birlikteliğini’ BirGün’e değerlendirdi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden önce de örnekleri görülen ortaklaşmanın yeni sistemle birlikte daha görünür hale geldiğini ifade eden avukat Turgut Kazan, “Buna doğrudan parti devleti örneği demek doğru değil. Bu bir ‘sultanlık devleti’ örneğidir” dedi.

“Sultanlık rejiminde vali, kaymakam, emniyet güçleri bir birime bağlıdır. O birim de il ve ilçe başkanlarının bağlı olduğu birimdir” diyen Kazan, açıklamasında şunları söyledi:

"İktidar partisi ve ortağına üye bir parti yöneticisi iseniz mülki idare amirleri ile aynı tarafta sayılırsınız. Diğer partiler ise onlardan farklı olduğu için ayrılıkçı sayılır. Bunu artık tüm kesimler de kabullendi. Türkiye, yaşadığımız yıllara özgü bir rejim yaşıyor. Kesinlikle Osmanlı döneminden daha kötü süreçlerden geçtiğimizi söyleyebiliriz. O nedenle yaşananların hiçbiri artık şaşırtıcı değil. Mutlaka değiştirilmesi gereken bir sistem içerisindeyiz. Türkiye, hukuk devleti niteliğini kaybettiği için bu durumda. Yargı, meclis, yerel aktörler baypas edilmiştir. Referandum sürecinde yapılan tüm uyarılar, somut bir biçimde karşımıza çıkıyor. Bu rotadan çıkış için ise sistem değişikliği şarttır. Yoksa bu örneklerle daha birçok kez karşılaşacağız.”

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER