BBC Türkçe'nin haberine göre, aralarında emniyet kökenli isimlerin de bulunduğu 15 dolayındaki milletvekilinin grup yöneticileriyle görüşerek, bizzat rahatsızlıklarını parti yönetimine ilettiği öğrenildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sedat Peker’in hedef aldığı Süleyman Soylu’ya, videoların yayınlanmasından yaklaşık 3 hafta sonra grup toplantısında yaptığı konuşmayla sahip çıkmıştı.
Erdoğan ayrıca, Binali Yıldırım’ın da oğlu üzerinden hedef alındığını belirterek, “Bu tezgahı bozacağız” açıklaması yapmıştı. Erdoğan’ın bu açıklamalarının ardından da Peker’in lideri olduğu organize suç örgütüne dönük İstanbul merkezli operasyon başlatılmıştı.
15 VEKİL RAHATSIZLIKLARINI BİZZAT İLETTİ
Bu açıklamalara karşın, parti içinde Soylu’nun açıklamalarıyla ilgili tartışmalar bitmiş değil.
Soylu’nun Peker’e koruma verilmesinde, kendisinden önceki bakan veya bürokratları işaret etmesi, halen partide milletvekili olan isimlerin tepkisine yol açtı.
Edinilen bilgiye aralarında Soylu’dan önce İçişleri Bakanlığı ve emniyet müdürlüğü yapmış isimlerin de bulunduğu 15 milletvekili, Soylu’nun açıklamalarından duyduğu rahatsızlığı parti yönetimine bizzat iletti.
Söz konusu milletvekillerinin önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmek istedikleri, ancak yapılan iç değerlendirmelerde Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın görevlendirilmesinin kararlaştırıldığı öğrenildi.
Edinilen bilgiye göre, Soylu’nun Habertürk televizyonunda katıldığı programdan sonraki günlerde yapılan toplantıda milletvekilleri, Soylu’nun “kendisinden önceki dönemi yok saydığı, hatta zan altında bıraktığını” ifade ettiler.
Milletvekillerinin, “gerekirse o videolarda adı geçen herkesin, bizim de dokunulmazlığımız kaldırılsın, yargı süreci başlasın. Ama Soylu da istifa etsin, Meclis soruşturması açılsın. Cumhurbaşkanlığı Devlet Denetleme Kurulu da bu iddiaları araştırsın” görüşünü de ilettikleri belirtildi.
MİTİNG RAHATSIZLIĞI
AKP içinde Soylu ile ilgili bir başka rahatsızlık konusunu ise geçen hafta sonu Afyonkarahisar’a bağlı Güney beldesinde yapılan seçimler öncesinde yaptığı miting gösteriliyor.
Soylu’nun corona virüsü salgınıyla mücadelede insanların birbiriyle temas etmesini önlemek için sokağa çıkma yasağını uygulayıcı konumda bir isim olduğuna dikkat çekilerek, kalabalık konvoy eşliğinde miting düzenlemesinin bu konumuyla da çeliştiği ifade ediliyor.
Ancak parti yönetiminde yapılan değerlendirmelerde, Soylu’nun “Peker’den 10 bin dolar maaş alan siyasetçi var” açıklaması ve kendisinden önceki dönemlerde görev yapan bakan veya bürokratları adres göstermesinin hata olduğu görüşü dile getirilmekle birlikte, istifa etmesi ya da soruşturma açılmasına sıcak bakılmadı.
Böyle bir süreçte Soylu’ya yönelik bir tasarrufun, partiyi de zor durumda bırakacağı, “mafya liderinin iddiaları üzerine İçişleri Bakanı’nı görevden uzaklaştırmış” konumuna düşeceği değerlendirmesi yapıldı.
SOYLU NE SÖYLEMİŞTİ?
Sedat Peker, yayınladığı videolarda İçişleri Süleyman Soylu’nun kendisine koruma verdiğini iddia etmişti.
Soylu TRT’de katıldığı programda, Peker’e korumanın kendisi bakanlık görevine gelmeden 1,5 yıl önce verildiğini ifade etmişti. Soylu 25 Mayıs’ta Habertürk televizyonunda katıldığı programda da koruma polisi verilmesi konusunda yine kendisinden önceki dönemi, hatta halen AKP Erzurum Milletvekili olan Selami Altunok’un İstanbul Emniyet Müdürlüğü dönemini işaret etmişti.
Soylu, “16 Ocak 2015. DHKP/C’nin Sedat Peker’e, ilgili kişiye tehdit. 26 Ocak 2015 ‘ben koruma istemiyorum’, daha sonra ‘ben istiyorum’ diyor. Tekrar komisyon toplanıyor, istihbarat ve terör biraraya geliyor ve kendisine koruma veriliyor. İstanbul Emniyet Müdürü Selami Altınok, terörden sorumlu da zannediyorum Mustafa Çalışkan. Şimdi şu adam, Nurettin Demir. Kadıköy eski ilçe emniyet müdürü. Kardeşi Nurten Demir, 1992’de DHKP/C’den öldürdü, diğer kardeşi DHKP/C ile iltisaklı. Sonra bu kişi ne olmuş? FETÖ’den ceza yemiş” açıklaması yaptı.
Bu açıklamanın ardından Anadolu Ajansı, “Sedat Peker’e verilen koruma kararı belgelerinde FETÖ izi tespit edildi” başlıklı bir haber yayımladı. Anadolu Ajansı’nın paylaştığı koruma belgesini imzalayanlar arasında Selami Altunok ile Mustafa Çalışkan’ın imzası yer alıyordu.
Bu haberin ardından Altunok, yazılı açıklama yaparak habere tepki gösterdi. “Resmi sıfat ve görev taşıyan kişiler haksız bir şekilde ifşa ve itham edilmiştir” diyen Altunok, “Şahsım, birlikte çalıştığım ve koruma kararı verilen belgede adı geçen imza sahiplerinin gerek 17-25 Aralık gerekse 15 Temmuz sürecinde yürüttükleri mücadele ve gösterdikleri duruşa tüm milletimiz ve kamuoyu yakından şahittir” görüşüne yer verdi.
Bu açıklamanın ardından Anadolu Ajansı haberini güncelleyerek Altunok’un ismini çıkardı, ilk tweet paylaşımlarını da sildi.
“PEKER’DEN 10 BİN DOLAR MAAŞ ALAN SİYASETÇİ” TARTIŞMASI
Soylu katıldığı bir televizyon programında ayrıca “Sedat Peker’den 10 bin dolar maaş alan siyasetçi var” iddiasında bulunmuştu.
Israrlı sorulara karşı isim vermeyen Soylu, çağırılması halinde savcıya bu ismi verebileceğini ifade etmişti. Soylu bu ismi açıklamazken, Peker yayınladığı son videoda, AKP MKYK Üyesi Metin Külünk’e “çanta çanta para verdiği” iddiasında bulunmuştu.
CHP’nin, “10 bin dolar alan siyasetçiyi açıklaması” için yazılı başvuruda bulunduğu TBMM Başkanı Mustafa Şentop ise 27 Mayıs’ta İçişleri Bakanı Soylu’dan bu konuda bilgi istemişti.
AKP'DEN AÇIKLAMA
AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun açıklamalarıyla ilgili olarak AKP'li 15 vekil adına parti yönetimine rahatsızlığını ilettiği iddiasının doğru olmadığını söyledi.
AKP Grup Başkanvekili Bülent Turan, kulis haberini yayınlayan BBC Türkçe’nin ilgili haberini alıntılayarak yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
15 milletvekili rahatsızlıklarını parti yönetimine iletti” başlıklı haberiniz ve içinde yer alan “Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın konuyla ilgili görev üstlendiği” “kulis bilginiz” doğru değildir.
Bu mücadeleyi yürütecek olan şüphesiz devletin ilgili birimleridir. Haberinize konu iddialar adalete intikal etmiş konulardır. Ayrıca Sayın Bakan her türlü iddianın araştırılması için bizzat kendisi savcılara müracaat etmiştir.
Kanaatimiz dedikodu ve söylentinin ötesinde hukuka tekabül eden hususların her bakımdan açığa çıkartılacağı ve kamu vicdanını tatmin edecek şekilde herkesle paylaşılacağı yönündedir. Hukuk devleti anlayışı esasında her türlü şüphenin açığa çıkartılmasının önemi her türlü takdirin üzerindedir.
Ancak unutmayalım ki adaletin tesis edilebilmesinin bir gereği de dedikodu ve söylenti ile siyasal mühendislik yapma girişimlerinin önünün alınmasıdır. Bu hususlara dikkat etmek kanaatimizde sadece siyasilerin değil tüm kesimlerin görevidir.
Bu konuda basını sorumluluğu, ilkeli ve objektif haberlerle kamuoyunu bilgilendirmesinin kıymetli olduğu kanaatindeyim.
Basın ilkeleri çerçevesinde, haberinizin bu anlayışla yeniden değerlendirilmesini dilerim.
İşte o paylaşım:
BBC'DEN JET YANIT
BBC Türkçe ise açıklamasının ardından Turan ile bizzat görüştüğünü duyurdu ve Turan'ın milletvekilleriyle bir değerlendirme toplantısı yapıldığını ancak toplantı konusunda kendisine herhangi bir görev verilmediğini, bu nedenle "15 milletvekili rahatsızlıklarını yönetime iletti" ifadesine de katılmadığını söylediğini yazdı.
BBC Türkçe haberin altına düştüğü Editörün Notu'nda ise "Muhabirimiz milletvekillerinin Soylu'nun istifası talebini de içeren rahatsızlıklarını, toplantının bazı katılımcıları ile teyit ederek haberleştirmiştir. BBC Türkçe, haberinin arkasındadır ve muhabirinin itibarını zedeleyecek herhangi bir suçlamayı kabul etmemektedir" ifadesine yer verdi.