Kadına yönelik şiddeti önlemeyi amaçlayan ve son dönemde gerici kesimlerin hedefinde olan İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kaldırılmasına ilişkin tartışmalar sürerken AKP içerisinde de bu konuda farklı görüşler dillendirildi.
AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş’un İstanbul Sözleşmesi’nden geri adım atılması yönündeki ifadelerinin ardından başlayan tartışmaların parti içerisinde çatlaklara neden olduğu öne sürüldü. İstanbul Sözleşmesi’nin bu hafta içinde yapılacak AKP MYK’sında gündeme alınması beklentisi ise gerçekleşmedi.
Erdoğan bu hafta Ankara’da olmadığı için AKP MYK toplantısının ertelendiği duyuruldu. Bu toplantı ile birlikte il başkanları toplantısının da ertelendiği, bu toplantının tarihinin ise MYK’nın aksine belirlendiği ifade edildi. AKP il başkanlarını 13 Ağustos’ta toplayacak.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan Bayraktar’ın Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı olarak görev yaptığı Kadın ve Demokrasi Derneği (KADEM) ile birlikte AKP içerisindeki bazı kadın milletvekilleri geçen hafta İstanbul Sözleşmesi’ne desteğini açıkladı. TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu (KEFEK) Başkanı AKP’li Canan Kalsın, “Bu kadar suç ve suçlunun olduğu bir yerde her şeyin suçlusu bir sözleşmeymiş gibi algılamak ve algılatmak hangi algının ürünüdür” sorusu ile sözleşmeyi hedef alan partilileri eleştirdi.
BAKAN DA SAVUNDU
Son olarak Aile Çalışma ve Sosyal Politikalar Bakanı, İstanbul Milletvekili Betül Sayan Kaya da sözleşmeyi savunarak, “Siyaset üstü gördüğümüz kadın ve aile gibi kutsal değerlerimizi birilerinin araçsallaştırarak hükümete vurma bahanesi olarak kullandığına şahit oluyoruz. Ayasofya’nın zincirlerinin kırıldığı, tüm dünyanın Türkiye’yi konuştuğu tarihi bir atmosferde, yıllardır yürürlükte olan bir sözleşmenin gündeme oturtulmasını manidar buluyorum” ifadelerini kullandı. Siyasiler ve kadın örgütlerinin yanı sıra, anket şirketleri de geride bıraktığımız süreçte İstanbul Sözleşmesi’ni mercek altına aldı. Metropoll Araştırma tarafından ülke genelinde yapılan ankete göre halkın yüzde 63.6’sı, İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeyi doğru bulmadığı söyledi.