Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

AKP, PKK elebaşısı Öcalan'a çağrı mı yaptırdı?

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın kardeşi Serhat Albayrak’ın CEO’su olduğu Turkuvaz medyaya ait Sabah gazetesinde bugün sabah dikkat çeken bir yazı yayımlandı. Sabah gazetesinin Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu “İstanbul... Kürt kökenli seçmenler” başlıklı yazısında terör örgütü PKK elebaşısı Abdullah Öcalan’ın mesajının yayımlanması gerektiğini söyledi. Devletin resmi Ajansı Öcalan'ın olduğu iddia edilen 'nötr' olun çağrısını geçti. HDP'den ise "halk iradesinin kazanması için sandık başına gidecek, oylarımızı demokrasi, barış ve eşitlikten yana kullanacağız. #BirDahaSöyleİstanbul" ifadeleri kullanıldı. Erdoğan bugün İstanbul'da katıldığı bir açılışta terörist başlarının adaylarını desteklediğini söylemişti. Dün Tunceli Munzur Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ali Kemal Özcan tarafından açıklanan mektubun ardından Abdullah Öcalan’ın avukatlarından da bugün açıklama geldi. 

Müderrisoğlu, "Ada'dan dönen avukatlarının, vakit geçirmeksizin güncel değerlendirmeleri paylaşması gerekiyor. Ki duyumlarımız, seçimde en azından ‘nötr kalınması’ çağrısına denk düşüyor" ifadelerini kullanmıştı.

SABAHKİ ÇAĞRI, AKŞAM KARŞILIK MI BULDU

Sabah Müderrisoğlu'nun yazısından sonra, akşam saatlerinde dikkat çeken bir gelişme yaşandı.

Anadolu Ajansı, Öcalan'ın, HDP'ye İstanbul seçimlerinde tarafsızlık çağrısı yaptığını duyurdu. AA haberinde, "Teröristbaşı Öcalan 'HDP'de vücut bulan demokratik ittifak anlayışı güncel seçim tartışmalarına taraf ve payanda yapılmamalıdır' açıklamasında bulundu. Teröristbaşı Öcalan, 'Demokratik ittifakın önemi ikilemlere kendini angaje etmemesi, seçimlerdeki tarafsız çizgisinde ısrar etmesidir' açıklaması yaptı. Doç. Dr. Ali Kemal Özcan, İmralı'da görüştüğü teröristbaşı Öcalan'ın avukatlarına teslim ettiği mektubu basın mensuplarıyla paylaştı" diye belirtti.

Öte yandan, AA'nın haberinde bahsettiği Doç. Dr. Ali Kemal Özcan'ın kim olduğuna dair bir bilgi paylaşılmaması da dikkat çekti. Öcalan'ın avukatları ve ailesi dışında nasıl görüştürüldüğü de akıllarda soru işaretlerine neden oldu.

HDP'DEN MESAJ

HDP ise, Öcalan'ın mesajının duyurulduğu sırada, sosyal medya hesabından dikkat çeken bir mesaj paylaştı.

HDP tarafından yapılan açıklamada, "31 Mart'ta oylarımızı koruyarak demokrasiye kazandırmıştık, şimdi yine demokrasi ve halk iradesinin kazanması için sandık başına gidecek, oylarımızı demokrasi, barış ve eşitlikten yana kullanacağız. #BirDahaSöyleİstanbul" ifadeleri kullanıldı.

Öte yandan, HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli de, sosyal medya hesabından, "#BirDahaSöyleİstanbul İstanbul YaMeYe!" paylaşımında bulundu.

HDP'li eski vekil Ziya Pir de, sosyal medya hesabından, "Pişkinliğin bu kadarına da... Seçimi kaybedeceklerini anlayınca böyle YALAN haber servis ediyorlar. Kimse bu tür YALAN haberlere itibar etmesin. #HDP'lilerin oyları #İmamoğlu'na!" diye yazdı.

ERDOĞAN: ADAYIMIZI TERRÖRİST BAŞLARI DESTEKLİYOR

Ekrem İmamoğlu ve muhalefeti eleştirmeye çalışan Erdoğan bugün İstanbul'da, “Terör örgütleri zihniyetinin destek verdiği Cumhur İttifakı” ifadelerini kullanmıştı.

Erdoğan, “İki adaydan birine karar verilecek. Bir tarafta Cumhur İttifakı. Yani terör örgütleri zihniyetinin destek verdiği Cumhur İttifakı” demişti. Erdoğan’ın sözleri sosyal medyada gündem olmuştu. Erdoğan sözlerinin sonra mitinge gelenlerin önce yuhladığı sonra da alkışladığı duyulmuştu.

İşte o görüntüler:

ÖCALAN'IN AVUKATLARINDAN AÇIKLAMA

Öcalan'ın avukatlarının bağlı olduğu Asrın Hukuk Bürosu şu açıklamayı yaptı:

HDP'DEN SEÇMENLERİNE SANDIĞA GİDİN ÇAĞRISI

Anadolu Ajansı'nın Ali Kemal Özcan'a dayandırdığı 23 Haziran seçimleriyle ilgili haberinin ardından HDP'lilerden seçmeni sandığa davet eden mesajlar geldi.

İşte o mesajlar:

DEMİRTAŞ BAKANIN KENDİLERİNE TALİMAT GETİRDİĞİ SÖYLEMİŞTİ

Uzun süredir tutuklu bulunan HDP'nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş mahkemedeki duruşmada AKP Hükümeti'nin Bakanının bizzat kendisinin Öcalan'ın el yazısı ile referandumda 'evet' demeleri için talimat getirdiğini söylemişti. Öcalan'ın dinlemedikleri için de Erdoğan'ın sinirlendiğini aktarmıştı.

İşte o bölüm:

DEMİRTAŞ'TAN İSTANBUL SEÇİMİ ÇAĞRISI

Demirtaş, sosyal medya hesabından İstanbul seçimine ilişkin 2 gün önce açıklama yapmıştı. Demirtaş, "Bugün için, Sn İmamoğlu’nun söyleminin desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Çünkü biz birlikte güzeliz. HDP olmadan, HDP’yi dışlayarak hiçbir şey yeterince güzel olmaz. Birileri de artık anlasın ki, “zorla güzellik" de olmaz." ifadelerini kullanmışti.

İstanbul seçimlerine ilişkin konuşan Demirtaş, "çocuklarımızın aydınlık yarınları için kullanın oyunuzu" diyerek "Bugün için, Sn İmamoğlu’nun söyleminin desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Çünkü biz birlikte güzeliz" ifadesinde bulunmuştu.

Demirtaş'ın açıklaması şu şekildeydi:

"Merhaba arkadaşlar, nasılsınız? Bizler iyiyiz. Dirençle, umutla izliyoruz sizleri. Zoraki tekrarlanan İstanbul seçimine az kaldı. HDP'nin tavrını Genel Merkezimiz açıkladı zaten, biliyorsunuz. Eminim sahada da gereği yapılıyordur"

"Sanırım kafa karışıklığı, kararsızlık falan yoktur. Olmaması da gerekir kanımca. Çünkü çoktan seçmeli bir seçim değil bu. Demokrasi, barış, adalet, eşitlik, özgürlükler için bir yol açmak istiyorsak HDP'nin seçime ilişkin tavrı anlamlı ve önemlidir."

"Bizler eşitçe, kardeşçe, barış içerisinde bir arada yaşamak isteyen yurttaşlarız. Hepimiz büyük acılar, zulümler, haksızlıklar yaşadık, yaşıyoruz. Buna rağmen güzel bir gelecek umudumuzu asla yitirmedik, çünkü bunun için mücadele ediyoruz."

"Savaşsız, sömürüsüz, adil, demokratik bir yaşamı hep beraber var edelim istiyoruz. Bunun için de, demokrasiye inanan bütün güzel insanlar yan yana, birlikte olsun diye çabalıyoruz."

"Her seçimle birlikte, böylesi bir geleceğin önünü açmaya çalışıyoruz. Elbette sırf seçimlerle her şey değişmez. Seçim dışında da, bu doğrultuda yılmadan, sabırla, inatla, cesaretle mücadeleyi sürdürmek gerekir."

"İstanbul’un güzel insanları... Birilerine karşıtlık, düşmanlık yapmak için değil; toplumsal kutuplaşmayı daha da derinleştirmek için değil; kin, intikam, nefret için değil; kişisel çıkar kavgaları için değil; çocuklarımızın aydınlık yarınları için kullanın oyunuzu."

"Bugün için, Sn İmamoğlu’nun söyleminin desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Çünkü biz birlikte güzeliz. HDP olmadan, HDP’yi dışlayarak hiçbir şey yeterince güzel olmaz. Birileri de artık anlasın ki, “zorla güzellik" de olmaz. Hepinize özlemle, yürek dolusu selamlar"

ÖCALAN'IN AVUKATLARINDAN AÇIKLAMA

Dün Tunceli Munzur Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Doç. Dr. Ali Kemal Özcan tarafından açıklanan mektubun ardından Abdullah Öcalan’ın avukatlarından açıklama geldi.

Söz konusu mektuba da yer verilen açıklamada Öcalan’ın “HDP’de vücut bulan Demokratik İttifak anlayışı, güncel seçim tartışmalarına taraf ve payanda yapılmamalıdır. Demokratik İttifakın önemi ve tarihsel anlamı mevcut ikilemlere kendine angaje etmemesi ve şimdiye kadar olduğu gibi seçimlerdeki tarafsız çizgisinde ısrar etmesidir” ifadesi yer aldı.

Asrın Hukuk Bürosu tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Müvekkilimiz Sayın Abdullah Öcalan ile İmralı Ada Cezaevi’nde 18.06.2019 tarihinde bir avukat görüşmesi gerçekleştirdik.

Sayın Öcalan diğer görüşmelerde olduğu gibi bu görüşmede de birçok konuda değerlendirmeler yapmış ve görüşlerini paylaşmıştır. Bu konular genel olarak; açlık grevleri, Türk-Kürt ilişkileri, Kürt tarihi, kişiliği ve kültürü, Suriye ve Kuzey Suriye’deki durum ve olasılıklar, Demokratik Siyaset-Demokratik İttifak imkân ve yöntemleri, Türkiye’deki güncel siyaset ve olası gelişmelere dair olmuştur.

Sayın Öcalan aynı zamanda güncel siyaset ve olası gelişmeler ile ilgili bir metin kaleme almıştır. Bu metnin de görüşmenin içeriği ile birlikte, öncelikli olarak metnin ilk muhatabı olan HDP ile paylaşılmasını ve görüşülmesini istemiştir. Bizler de Sayın Öcalan’ın talebi doğrultusunda yapmış olduğu değerlendirmeleri ve yazıyı, görüşmeden sonra HDP kurulları ve yetkilileri ile paylaşarak 21 Haziran 2019 Cuma günü kamuoyunu bilgilendirme planlaması yaptık. Bu konuda belirttiğimiz muhataplar dışında bir paylaşımımızın olmadığını da özellikle belirtmek isteriz.

Biz kendi planlamamız doğrultusunda hazırlıklarımızı ve görüşmelerimizi yaparken Ali Kemal Özcan isimli kişinin basınla paylaşımlarını gördük. Özcan, Perşembe akşam saatlerinde büromuz avukatları ile de temas kurmaya çalışarak İmralı’da görüşme yaptığını iddia etmişti. İmralı’ya avukat olmayan bir kişinin götürüleceğine dair bir bilgiye sahip değildik. 2 Mayıs tarihinden bu yana gerçekleşen tüm görüşmelerde uyguladığımız üzere, müvekkilimizin mesajlarını önce muhataplarıyla akabinde kamuoyu ile paylaşan bir tutum içerisindeyiz. Müvekkilimizin duruşu ve sözlerinin toplumsal politik bağlamda taşıdığı önemin bilincindeyiz ve açıklamalarımızda da bu sorumluluğu ve dikkati sergilemek çabasındayız. Dolayısıyla 2 Mayıs’tan bu yana yoğunlaştığı haliyle İmralı ve müvekkilimiz hakkında bizimle temasa geçmeye çalışan her kişi ve kuruma karşı da bu dikkat ve sorumlulukla yaklaşmak zorundayız. Özcan’ın gerçekleştirdiğini söylediği görüşmesine dair ifade ettiği hususlar, bunları kamuoyu ile paylaşma biçimi ve kullandığı kavramlar kendisini bağlayacak hususlardır. Bizim müvekkilimizle görüşmeden bunları teyit etmek ya da yanıt vermek durumumuz bulunmamaktadır.

Sayın Öcalan’ın 18.06.2019 tarihli görüşmemizde kaleme almış olduğu yazıyı açıklamanın ekinde kamuoyu ile paylaşıyoruz.

Sayın Öcalan metnin her bir cümlesinin bir kitap mahiyetinde olduğunu ifade ederek, metnin içeriği ile birlikte değerlendirilmesi gereken görüş ve önerilerde bulundu.

Çözüm odaklı daha geniş mesajları olacağını ve kendisinin de buna “umut” dediğini ifade etmiştir. Daha önceki görüşmelerde de kutuplaştırıcı dile yaptığı vurguyu yinelemiş üçüncü yolu korumak gerektiğini belirtmiştir.

Sayın Öcalan güncel tartışmalar bağlamında demokrasi ittifakının ikilemlere taraf ve payanda yapılmaması gerektiğini belirtirken HDP’nin üçüncü yolu esas alarak bunu koruması gerektiğini ifade etmiştir. Bu iki kutuplu halin cumhuriyetin kurulmasından beri var olduğunu ve bu koşullarda bir demokrasi ittifakı ve üçüncü çizgi olarak HDP gibi bir partiyi kurmanın ve yürütmenin tehlikeli ve büyük bir cesaret işi olduğunu söylemiştir. Bir demokratik ittifak olarak HDP’nin cesaretle ve akılla bir katalizör gibi tüm siyasi yapıları demokratikleşmeye çağıracak demokratik müzakere ve çözüm siyaseti geliştirmesi gerektiğini paylaşmıştır.

Sayın Öcalan HDP’de vücut bulan demokratik ittifak anlayışının güncel seçim tartışmalarına taraf ve payanda yapılmaması gerektiğini ifade ederken toplumsal uzlaşıyı kast ettiğini, kutuplaştırmaya, ikili duruma tuz biber olunmaması gerektiğini söylemiştir. Kutuplaşma siyasetinin hakaret söylemleri ve demagoji ile bir çatışma ve savaş siyaseti olduğunu, HDP’nin kendi yolunu koruması gerektiğini düşünmektedir. Bu hususların HDP ile görüşülmesini ve tartışılmasını söylemiş, bununla birlikte siyasi bir parti olarak HDP’nin çalışmalarını HDP’nin kendisinin yaptığını ve kararlarını da HDP’nin vereceğini belirtmiştir.

Sayın Öcalan HDP’nin demokratik ittifak ve demokratik müzakere partisi olduğunu, bunu hayata geçirmek ve uygulamak için de bir ittifak partisi olan HDP’nin kendi içindeki ittifaklarla da siyasetini güçlendirmesi gerektiğini düşünmektedir. Toplumun en küçük yapısından, köyden başlayıp en yukarısına kadar birçok sorun olduğunu, bu sorunların toplamında siyasetin durduğunu ve demokratik siyasetin çözüm geliştirmesi gerektiğini söylemiştir.

Demokratik uzlaşı, özgür siyaset ve evrensel hukuk üçlü sacayağı üzerine demokratik siyasetin geliştirilmesi gerektiğini söylemiş, evrensel hukuk içinde Demokratik Anayasal İttifak kavramını önermiştir. Evrensel hukuk içerisinde demokratik anayasal çözümün aranacağını belirtmiştir. Demokratik İttifak çizgisine dair 7 maddelik bildiride de bir vurgu olduğunu hatırlatmıştır.

Türk-Kürt ilişkileri konusunda da son görüşmelerde olduğu gibi değerlendirmelerine devam etmiştir. Daha önce çokça ifade ettiği üzere Kürt-Türk ilişkilerinin karşılıklı olduğunu, Kürtler olmasaydı Türklerin olamayacağını, Türklere Anadolu’nun kapılarını Malazgirt’te Kürtlerin açtığını, devamında Çaldıran ve Mercidabık’ta Osmanlı’nın Kürtlerle uzlaşarak yol alabildiğini ifade etmiştir. Aynı durumun tek taraflı olmayıp Kürtler açısından da geçerli olduğunu söylemiştir. Sayın Öcalan’a göre Türkler ve Kürtler arasında bu birlikteliğin kim tarafından, nasıl ve ne zaman bitirildiğinin, buna sebep olan güçlerin sorgulanması ve ortaya konulması gerekmektedir. Bu birlikteliğin bozulmasıyla birçok isyanın olduğunu, büyük kırımların yaşandığını belirttikten sonra kendi tarzının ise farklı olduğunu, son kırk yılda yaşananlara rağmen her zaman daha büyük katliamları önlediğini ve bunu da herkesin bildiğini ifade etmiştir.

Sayın Öcalan görüşmede kendi siyaset yöntemine ilişkin olarak; bugüne kadar düşünerek, üreterek ve yaratıcı siyaset yaparak sorunlara çözüm aradığını ifade etmiştir. Özellikle açlık grevleri ve ölüm orucu sürecinde de açığa çıktığı gibi kendisine bağlılığını ifade eden binlerce kişinin varlığına rağmen bu kadar bekleyen işin ve çözülmesi gereken toplumsal sorunun varlığını kabul edememektedir. Tüm yükün kendisine yüklendiğini, fedakârlığın tek başına yeterli olmadığını akıllı, yaratıcı, sorun çözücü siyaset ile herkesin bir şeylere yoğunlaşabileceğini ifade etmektedir. Misalen, önümüzdeki dönemde bir gündem olarak Demokratik Belediyeciliğin ne kadar geliştirileceğini merak etmektedir.

Sayın Öcalan Suriye konusunda Kürtlerin Araplar ve diğer halklarla birlikte inşayı esas alan siyaset ile birlikte Suriye Devleti’ni anayasal çözüme ikna etmelerini önemli görmektedir. Olasılık dahilindeki bir yıkım veya imhanın önüne geçilmesinin temel yolunun bu olduğu görüşünü dile getirmiştir.

ÖCALAN’IN AÇIKLAMASI

Söz konusu mektuba da yer verilen açıklamada Öcalan’ın “HDP’de vücut bulan Demokratik İttifak anlayışı, güncel seçim tartışmalarına taraf ve payanda yapılmamalıdır. Demokratik İttifakın önemi ve tarihsel anlamı mevcut ikilemlere kendine angaje etmemesi ve şimdiye kadar olduğu gibi seçimlerdeki tarafsız çizgisinde ısrar etmesidir” ifadesi yer aldı.

Asrın Hukuk Bürosu tarafından yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Müvekkilimiz Sayın Abdullah Öcalan ile İmralı Ada Cezaevi’nde 18.06.2019 tarihinde bir avukat görüşmesi gerçekleştirdik.

Sayın Öcalan diğer görüşmelerde olduğu gibi bu görüşmede de birçok konuda değerlendirmeler yapmış ve görüşlerini paylaşmıştır. Bu konular genel olarak; açlık grevleri, Türk-Kürt ilişkileri, Kürt tarihi, kişiliği ve kültürü, Suriye ve Kuzey Suriye’deki durum ve olasılıklar, Demokratik Siyaset-Demokratik İttifak imkân ve yöntemleri, Türkiye’deki güncel siyaset ve olası gelişmelere dair olmuştur.

Sayın Öcalan aynı zamanda güncel siyaset ve olası gelişmeler ile ilgili bir metin kaleme almıştır. Bu metnin de görüşmenin içeriği ile birlikte, öncelikli olarak metnin ilk muhatabı olan HDP ile paylaşılmasını ve görüşülmesini istemiştir. Bizler de Sayın Öcalan’ın talebi doğrultusunda yapmış olduğu değerlendirmeleri ve yazıyı, görüşmeden sonra HDP kurulları ve yetkilileri ile paylaşarak 21 Haziran 2019 Cuma günü kamuoyunu bilgilendirme planlaması yaptık. Bu konuda belirttiğimiz muhataplar dışında bir paylaşımımızın olmadığını da özellikle belirtmek isteriz.

Biz kendi planlamamız doğrultusunda hazırlıklarımızı ve görüşmelerimizi yaparken Ali Kemal Özcan isimli kişinin basınla paylaşımlarını gördük. Özcan, Perşembe akşam saatlerinde büromuz avukatları ile de temas kurmaya çalışarak İmralı’da görüşme yaptığını iddia etmişti. İmralı’ya avukat olmayan bir kişinin götürüleceğine dair bir bilgiye sahip değildik. 2 Mayıs tarihinden bu yana gerçekleşen tüm görüşmelerde uyguladığımız üzere, müvekkilimizin mesajlarını önce muhataplarıyla akabinde kamuoyu ile paylaşan bir tutum içerisindeyiz. Müvekkilimizin duruşu ve sözlerinin toplumsal politik bağlamda taşıdığı önemin bilincindeyiz ve açıklamalarımızda da bu sorumluluğu ve dikkati sergilemek çabasındayız. Dolayısıyla 2 Mayıs’tan bu yana yoğunlaştığı haliyle İmralı ve müvekkilimiz hakkında bizimle temasa geçmeye çalışan her kişi ve kuruma karşı da bu dikkat ve sorumlulukla yaklaşmak zorundayız. Özcan’ın gerçekleştirdiğini söylediği görüşmesine dair ifade ettiği hususlar, bunları kamuoyu ile paylaşma biçimi ve kullandığı kavramlar kendisini bağlayacak hususlardır. Bizim müvekkilimizle görüşmeden bunları teyit etmek ya da yanıt vermek durumumuz bulunmamaktadır.

Sayın Öcalan’ın 18.06.2019 tarihli görüşmemizde kaleme almış olduğu yazıyı açıklamanın ekinde kamuoyu ile paylaşıyoruz.

Sayın Öcalan metnin her bir cümlesinin bir kitap mahiyetinde olduğunu ifade ederek, metnin içeriği ile birlikte değerlendirilmesi gereken görüş ve önerilerde bulundu.

Çözüm odaklı daha geniş mesajları olacağını ve kendisinin de buna “umut” dediğini ifade etmiştir. Daha önceki görüşmelerde de kutuplaştırıcı dile yaptığı vurguyu yinelemiş üçüncü yolu korumak gerektiğini belirtmiştir.

Sayın Öcalan güncel tartışmalar bağlamında demokrasi ittifakının ikilemlere taraf ve payanda yapılmaması gerektiğini belirtirken HDP’nin üçüncü yolu esas alarak bunu koruması gerektiğini ifade etmiştir. Bu iki kutuplu halin cumhuriyetin kurulmasından beri var olduğunu ve bu koşullarda bir demokrasi ittifakı ve üçüncü çizgi olarak HDP gibi bir partiyi kurmanın ve yürütmenin tehlikeli ve büyük bir cesaret işi olduğunu söylemiştir. Bir demokratik ittifak olarak HDP’nin cesaretle ve akılla bir katalizör gibi tüm siyasi yapıları demokratikleşmeye çağıracak demokratik müzakere ve çözüm siyaseti geliştirmesi gerektiğini paylaşmıştır.

Sayın Öcalan HDP’de vücut bulan demokratik ittifak anlayışının güncel seçim tartışmalarına taraf ve payanda yapılmaması gerektiğini ifade ederken toplumsal uzlaşıyı kast ettiğini, kutuplaştırmaya, ikili duruma tuz biber olunmaması gerektiğini söylemiştir. Kutuplaşma siyasetinin hakaret söylemleri ve demagoji ile bir çatışma ve savaş siyaseti olduğunu, HDP’nin kendi yolunu koruması gerektiğini düşünmektedir. Bu hususların HDP ile görüşülmesini ve tartışılmasını söylemiş, bununla birlikte siyasi bir parti olarak HDP’nin çalışmalarını HDP’nin kendisinin yaptığını ve kararlarını da HDP’nin vereceğini belirtmiştir.

Sayın Öcalan HDP’nin demokratik ittifak ve demokratik müzakere partisi olduğunu, bunu hayata geçirmek ve uygulamak için de bir ittifak partisi olan HDP’nin kendi içindeki ittifaklarla da siyasetini güçlendirmesi gerektiğini düşünmektedir. Toplumun en küçük yapısından, köyden başlayıp en yukarısına kadar birçok sorun olduğunu, bu sorunların toplamında siyasetin durduğunu ve demokratik siyasetin çözüm geliştirmesi gerektiğini söylemiştir.

Demokratik uzlaşı, özgür siyaset ve evrensel hukuk üçlü sacayağı üzerine demokratik siyasetin geliştirilmesi gerektiğini söylemiş, evrensel hukuk içinde Demokratik Anayasal İttifak kavramını önermiştir. Evrensel hukuk içerisinde demokratik anayasal çözümün aranacağını belirtmiştir. Demokratik İttifak çizgisine dair 7 maddelik bildiride de bir vurgu olduğunu hatırlatmıştır.

Türk-Kürt ilişkileri konusunda da son görüşmelerde olduğu gibi değerlendirmelerine devam etmiştir. Daha önce çokça ifade ettiği üzere Kürt-Türk ilişkilerinin karşılıklı olduğunu, Kürtler olmasaydı Türklerin olamayacağını, Türklere Anadolu’nun kapılarını Malazgirt’te Kürtlerin açtığını, devamında Çaldıran ve Mercidabık’ta Osmanlı’nın Kürtlerle uzlaşarak yol alabildiğini ifade etmiştir. Aynı durumun tek taraflı olmayıp Kürtler açısından da geçerli olduğunu söylemiştir. Sayın Öcalan’a göre Türkler ve Kürtler arasında bu birlikteliğin kim tarafından, nasıl ve ne zaman bitirildiğinin, buna sebep olan güçlerin sorgulanması ve ortaya konulması gerekmektedir. Bu birlikteliğin bozulmasıyla birçok isyanın olduğunu, büyük kırımların yaşandığını belirttikten sonra kendi tarzının ise farklı olduğunu, son kırk yılda yaşananlara rağmen her zaman daha büyük katliamları önlediğini ve bunu da herkesin bildiğini ifade etmiştir.

Sayın Öcalan görüşmede kendi siyaset yöntemine ilişkin olarak; bugüne kadar düşünerek, üreterek ve yaratıcı siyaset yaparak sorunlara çözüm aradığını ifade etmiştir. Özellikle açlık grevleri ve ölüm orucu sürecinde de açığa çıktığı gibi kendisine bağlılığını ifade eden binlerce kişinin varlığına rağmen bu kadar bekleyen işin ve çözülmesi gereken toplumsal sorunun varlığını kabul edememektedir. Tüm yükün kendisine yüklendiğini, fedakârlığın tek başına yeterli olmadığını akıllı, yaratıcı, sorun çözücü siyaset ile herkesin bir şeylere yoğunlaşabileceğini ifade etmektedir. Misalen, önümüzdeki dönemde bir gündem olarak Demokratik Belediyeciliğin ne kadar geliştirileceğini merak etmektedir.

Sayın Öcalan Suriye konusunda Kürtlerin Araplar ve diğer halklarla birlikte inşayı esas alan siyaset ile birlikte Suriye Devleti’ni anayasal çözüme ikna etmelerini önemli görmektedir. Olasılık dahilindeki bir yıkım veya imhanın önüne geçilmesinin temel yolunun bu olduğu görüşünü dile getirmiştir.

Kürt tarihi, kişiliği ve kültürü konusunda önceki görüşmelerindeki paylaşımlarına devamla Mem û Zin ve Cizre üzerinden değerlendirmeler yapmaya devam etmiş, aradan geçen 400 yıllık tarihe rağmen Mem û Zin’in gölgesinin Cizre üzerinde olduğunu ifade etmiştir. Cizre tarihi, coğrafyası, kültürü konusunda da değerlendirmelerini yaparken Cizre tarihinde önemli bir isim olan “Ezidi Kürt Kızı” Berivan üzerinden de Ezidiler ile ilgili görüşlerini paylaşmıştır. Sayın Öcalan Kürt kültürünün doğru öğrenilip doğru yaşanmadığını ve bugün Kürtlerin kendi çocuklarına Kürtçeyi öğretememesini korkunç bir durum olarak düşünmektedir.

Açıklamada Öcalan’ın şu mektubuna da yer verildi:

“Son ölüm oruçları ve açlık grevlerinin sona ermesi vesilesiyle kullanmak durumunda kaldığım şahsi inisiyatifim konusunda, olası gelişmeleri de dikkate alarak bu açıklamayı yapma ihtiyacı duydum.

Çözüm Sürecine ilişkin ilişkin daha derinleştirilmiş ve netleşmiş bir tutumdan bahsettim. Mevcut gelişmelere de bu perspektiften baktım. Çözüm süreci sonrasına damgasını vuran ve Türkiye’nin geleneksel ikilemini aşmayan, dolayısıyla sürekli çatışmacı ve kutulaştırıcı üslubun başta Kürt sorunu olmak üzere tüm toplumsal sorunları ağırlaştırdığı ortaya çıkmış bir sonuçtur. Cumhur ve Millet İttifaklarının bu gerçekliğine karşılık HDP’de ifadesi bulunan Demokratik İttifak ve bağlantılı demokratik müzakere opsiyonu çözüm odaklı olmayı esas almıştır.

Önümüzdeki dönemde gerek iç toplumsal gerek bölgesel ve küresel sorunların daha da ağırlaşacağını göz önünde bulundurarak bu üçüncü yol tavrının korunması büyük bir önem ve anlam ifade etmektedir. Bu çerçevede HDP’de vücut bulan Demokratik İttifak anlayışı, güncel seçim tartışmalarına taraf ve payanda yapılmamalıdır. Demokratik İttifak’ın önemi ve tarihsel anlamı mevcut ikilemlere kendine angaje etmemesi ve şimdiye kadar olduğu gibi seçimlerdeki tarafsız çizgisinde ısrar etmesidir.

Demokratik uzlaşı, özgür siyaset ve evrensel hukuk üçlü sacayağına dayalı çizgi en doğru ve sonuç üretici siyasi platform durumundadır. İlgili tüm çevreleri bu temelde duyarlı olmaya çağırıyorum.”

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER