İnşaatı hızla devam eden ve 29 Ekim’de açılması planlanan Atatürk Kültür Merkezi’ni medyaya gezdiren Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, bir gazetecinin ismi ne olacak sorusu üzerine sunumdaki logoyu göstererek “Görüyorsunuz işte Atatürk Kültür Merkezi, logo üzerinde biraz daha çalışıyoruz” yanıtını verdi. AKM’nin yeni işleyiş planı üzerinde de bilgi veren Bakan Ersoy, burası için farklı bir yönetim modeli uygulanacağını anlattı. Buna göre DÖSİM içinde oluşturulacak 85 kişilik uzman kadro, bakanlıktan da gelecek 20 kişilik kadro ile birlikte merkezi yönetecek. Bu kadar büyük ve en son teknolojinin kullanılacağı merkezde bu gerekli bulunmuş. Programlar ise yerli yabancı sanatçı ve uzmanlardan oluşturulacak bir Sanat Danışma Kurulu tarafından belirlenecek. Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesindeki İstanbul Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlükleri ise merkezin içinde yer alacak.
Projenin mimarı, Hayati Tabanlıoğlu’nun da oğlu olan Murat Tabanlıoğlu’nun da verdiği bilgilere göre merkezin eskisinden farkı şu: eski binanın yerinde şimdi sadece en son teknolojiyle donatılmış, üç katlı, 2 bin 38 kişilik Opera Salonu bulunuyor. Eskiden bu alanda yer alan tiyatro, konser, sinema ve sergi salonları, artı kütüphane, müzik platformu, kayıt stüdyosu, çocuk sanat merkezi gibi diğer fonksiyonu olan yerler ise Kültür Sokağı adı verilen ve eski otopark alanının üzerine inşa edilen yeni binada bulunuyor. Bu kompleks Atatürk Kitaplığı’na kadar uzanıyor, oradan Nişantaşı’na kadar gidiyor.
Bakanın bu projede önemsediği bir unsur da maliyet ve sürat: bu büyüklükte bir proje 32 ayda ve sadece 1.8 milyar TL’ye mal olmuş olacak, ki uluslararası arenada benzerleriyle kıyaslandığında hem çok daha düşük maliyetle, hem de daha kısa sürede gerçekleşmiş oluyor.
Opera Salonu olarak hazırlanan eski binayı Bakan Ersoy ve mimar Murat Tabanlıoğlu ile birlikte gezerken heyecanlanmamak mümkün değil. 30 bin m2’lik alanda tek bir salon! Devasa bir yapı ve son teknolojiyle donatılıyor, sanatçılar eskiden alt katta yapmak zorunda oldukları kostümlü son provalarını sahne arkasında yapabilecek ve hemen sahneye çıkabilecek. Mimari açıdan da etkileyici projede salon, kırmızı bir fanus içine yerleştirilmiş! Orada adeta ayrı bir dünyaya, sadece müziğin ve sanatın sesinin duyulacağı bir dünyaya giriyorsunuz!
Bakan Ersoy’a Gezi Parkı’nı da sorduk. Kendisiyle ilgisi olmadığını, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün tasarrufu olduğunu anlattı ve “Geri kalan yerde Taksim Meydanı projesi yapılabilir ama bu yapının önüne büyük ağaçlar konmuş, doğru değil” dedi. İBB ile olan işbirliği konusuna gelince bu proje için Atatürk Kitaplığı önündeki yerle ilgili taleplerine ret cevabı aldıklarını, Kültür Yolu Projesi için de Tophane’deki sanat galerilerinin olduğu Cankurtaran sokağının altyapısının düzeltilmesini istediklerini ve yapılmadığını da sohbet sırasında aktardı.