Gündem Bilim Teknoloji Spor Dünya Ekonomi Siyaset Sağlık Eğitim Kültür Sanat Magazin Yaşam Reklam Künye Gizlilik Sözleşmesi İletişim
Yazılım ve Tasarım: Bilgin Pro © 2024KRT TV Tüm Hakları Saklıdır

Akademisyen Tuna Altınel tahliye edildi

11 Mayıs’tan beri tutuklu bulunan “Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisine imza atan akademisyenlerden Doç. Dr. Tuna Altınel, ilk duruşmasında tahliye edildi.

"Örgüt propagandası" suçlamasıyla yargılanan ve 81 gündür tutuklu bulunan Barış Akademisyeni Tuna Altınel'in duruşması Balıkesir 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Mahkeme, Doç. Dr. Tuna Altınel’in tahliyesine karar verdi.

"AMACIM BUNLAR OLSAYDI TÜRKİYE'YE GELMEZDİM"

Kimlik tespiti ile başlayan duruşma Tuna Altınel'in beyanı ile devam etti. Altınel iddianameye atıf yaparak, suçlamalara konu olan dernek hakkında bilgi verdi.

Altınel, “Bugün Türkiye’nin ve dünyanın çeşitli yerlerinden demokrasi dostları burada. Bakışlarını sırtımda hissediyorum, bu yüzden sırtım pek. AKLRA, ya da Lyon ve Rhône-Alpes Kürt Dostluk Derneği’nin 21 Şubat 2019 tarihinde düzenlediği etkinliğe katıldığım için karşınızda bulunmaktayım. Terör örgütü üyeliğiyle suçlanmaktayım. Bu sonuca varmak için iddianame adlı metnin yazarı iki somut olguya dayanmaktadır: Bunlardan biri adı geçen derneğe üyeliğim, ikincisi de sözü geçen etkinlik. Bu iki olguya ayrı ayrı değinmek isterim. Hakkımdaki bu davaya kaynak olan istihbarat yazısında üyesi olduğum AKLRA’nın ‘PKK/KCK terör örgütünün bir uzantısı’ olduğu iddia edilmektedir. Suç türümün örgüt üyeliği olduğunun ispatlanmaya çalışıldığı son paragrafta ise derneğin ‘PKK/KCK silahlı terör örgütü ile birlikte faaliyet yürüttüğü değerlendirilmektedir.” dedi.

Hedef seçildiğini ve yargısız infaza uğradığını belirten Altınel, şunları kaydetti:

"OOOO HOCAM, SİZİN HAKKINIZDA ÇOK ŞEY VAR"

Dışişleri Bakanlığı, Lyon Konsolosluğu hassas konulara dokunan bir etkinliğin düzenlenmesine katılan bir T.C. vatandaşı olduğum için hakkımda casusluk yaptı. Sık sık geldiğim Türkiye’ye 12 Nisan 2019’daki son girişimde hiçbir açıklama yapılmadan pasaportuma el kondu. Sınırda beklerken beni sorgulayan sivil polisin ‘Ooo hocam, sizin hakkınızda çok şeyler var’ türünden saygısızlıklarından öteye bilgi verilmedi. Balıkesir Valiliği pasaport tahdit şubesinde ‘boşuna gelmişsiniz’ diyerek bilgi vermeden beni başından savan memur bunun ardından ucuz bir numarayla beni valiliğe çağırdığında deyim yerindeyse koşa koşa gittim.

AYM KARARINI HATIRLATTI

Anayasa Mahkemesi’nin barış imzacıları akademisyenler kararına da değinen Altınel, konuşmasına, “Son olarak AYM Genel Kurulu tarafından, imzacısı olduğum ve yine aynı dönemdeki hak ihlallerini tartışan Bu Suça Ortak Olmayacağız başlıklı metni imzalayan akademisyenlerin cezalandırılmalarının hukuka aykırı olduğuna karar verilmiştir. Görünen o ki, siyasi iktidar bu konunun konuşulmasından, sorgulanmasından ve böylece aydınlığa çıkarılmasından rahatsızdır. Halbuki gerçekler karşıt fikirlerin yasaksız biçimde ifade edilmesiyle ortaya çıkar. Açık, hoşgörülü, demokratik bir toplum haline gelmek istiyorsak en rahatsız edici gerçekleri bile aydınlığa çıkarmak için çaba sarfetmekten, bu gerçeklerle yüzleşmekten başka yol yok. O halde, bu yolu yürümeye çalışanlardan neden korkuluyor? Neden onlara isnat edilecek suçlar üretilmeye çabalanıyor? Aksine, önleri açılmalı, desteklenmelidirler. Çünkü, gerçeklerle yüzleşmek demokrasileri güçlendirir, zenginleştirir, yüceltir. Benim gerçekleri araştırma çabalarımsa, desteklenmekten geçtim, bana karşı alçakça bir kumpasın hazırlanmasını tetiklemiştir. Tutuklanmam için gösterilen nedenlerden bir tanesi kaçma şüphesiydi. Bu konuda emniyet ifademin iddianameye itinayla alınmayan bir cümlesini hatırlatmak isterim: ‘Türkiye’yi aşağılamak isteseydim kesinlikle Türkiye’ye gelmezdim.’ Kaçma şüphesi iddiasına karşı aynı cümleyi biraz değiştirerek yinelemek istiyorum: ‘Kaçmak gibi bir niyetim olsaydı, Türkiye’ye gelmezdim.’ Sözün özü, özgürlük talep ediyorum.” diyerek devam etti.

“TUTUKLAMANIN GEREKLİLİKLERİ OLUŞMAMIŞTIR"

Daha sonra Altınel'in avukatı Meriç Eyüboğlu söz aldı. Eyüboğlu "Tutuklamanın iki amacı vardır. Delillerin karartılması ve kaçma şüphesi. Ancak bu dosyada bu gerekliliklerin oluşmadığını söyleyebiliriz" ifadelerini kullandı. Eyüboğlu, "Şubat ayında Lyon'da 40 kişinin katıldığı bir toplantı olmuş. Bu 40 kişilik toplantıda müvekkilim çeviri yapmıştır. Tutuklama konusu olan şey bir dernek faaliyetidir. Bir toplantıyı organize etmek, katılmak, çeviri yapmak nasıl tutuklanma gerekçesi olabilir. Tuna Altınel’in 81 gündür neden tutuklu olduğunu anlamak mümkün değil. Ulusal ve uluslararası üniversitelerdeki akademisyenler neden tutuklu olduğunun yanıtını arıyor" dedi.

İLK DURUŞMADA TAHLİYE

Savcı mütalaasında Tuna Altınel için adli kontrol uygulaması ile tahliye istedi, mahkeme karar vermek için duruşmaya ara verdi. Mahkeme aradan sonra Altınel’in tahliyesine ve duruşmalara katılmasına gerek olmadığına karar verdi.

ALTINEL İÇİN ÖZGÜRLÜK İSTEDİLER

81 gündür tutuklu bulunan barış bildirisi imzacısı akademisyenlerden Doç. Dr. Tuna Altınel’in yargılanacağı dava öncesi Balıkesir Adliyesi önünde çok sayıda akademisyen, milletvekili, gazeteci ve hak savunucusu Altınel için özgürlük istedi.

“Bu Suça Ortak Olmayacağız” bildirisine imza atan akademisyenlerden Lyon-1 Üniversitesi’nden Doç. Dr. Tuna Altınel, Fransa’da gerçekleşmiş bir konferansa katılımı gerekçe gösterilerek ‘örgüt propagandası yapmak’ iddiasıyla 11 Mayıs’ta tutuklanmıştı. 81 gündür Kepsut L Tipi Cezaevi’nde tutuklu bulunan Altınel’in “örgüt üyeliği”nden yargılandığı davanın ilk duruşması öncesi Balıkesir Adliyesi önünde açıklama yapıldı. Barış Akademisyenleri tarafından yapılan açıklamada barış istemenin suç olmadığı bir kez daha vurgulandı.

Barış akademisyenleri adına konuşan Lütfiye Bozdağ, “Tuna Altınel, 81 gündür hapis tutuluyor. Tuna Altınel ile dayanışmak için öğrencileri, arkadaşları ve meslektaşları olarak toplandık. Pekçok akademisyen ve hak savunucusu duruşma için Balıkesir Adliyesi önündeyiz. Tuna Altınel hiçbir delil olmadan 81 gündür tutuklu bulunuyor. Tuna'nın arkadaşları olarak derhal serbest bırakılmasını istiyoruz” dedi.

CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Ali Şeker, HDP Milletvekilleri Züleyha Gülüm ve Gülistan Kılıç Koçyiğit ile çok sayıda akademisyen, hak savunucusu ve gazetecinin izlemek için hazır bulunduğu duruşmayı salonun küçük olduğu gerekçesi ile önce 40 kişinin izlemesine izin verildi, ardından bu sayının 65'e çıkarıldığı ifade edildi.

İlginizi Çekebilir
SONRAKİ HABER